\24/

14.3K 1.2K 1.8K
                                    

Selam biz geldik yine ve yine👋👋

350 oy 1000 yorum📌

Gelecek bölüm biraz gecikmeli öyle değil mi her gün yb atarsam 1 haftaya fic bitter🙂

Keyifli okumaları🧚‍♀️

⟭⟬⟭⟬⟭⟬

Jungkook~

Bitik haldeydim.

İki haftadır nefes almakta dahi güçlük çekiyor, ciğerlerime zehirli dumanları ağırlayarak işi daha da yokuşa sürüyordum. Evet, sigara içmeye başlamıştım. Kokusuna dahi dayanamayan ben şu iki haftada tiryakisi olup çıkmıştım. Acı çekiyordum, bu öyle bir acıydı ki sabahlara kadar tavanı izleyerek, bazen sarhoş olarak bazense kendime acı çektirerek geçirdiğim bu iki haftada gücümü tamamen bitirmiştim. Bu acıyı çekmeme sebep olan herkesi ellerimle boğmak, mezarsız bir alana gömüp yalnızlığın ne denli acı bir şey olduğunu onlara anlatmak istiyordum.

Beni sevdiğim insandan ayırıp, ikimize de acı çektirip -ki burda en çok acı çeken kesinlikle ben değildim- üstüne gününü gün etmeye devam eden yunna'yı kendi ellerimle boğmak geçiyordu içimden. Ama ben bu zamana kadar hiçbir kadına el sürmemiş, şiddet uygulamayı ise aklımdan dahi geçirmemiştim ama bu kıza karşı öyle bir nefret oluşmuştu ki içimde ona uygulamak için aklım işkence senaryoları kurmaya çoktan başlamıştı. Bu düşünceler her ne kadar doğru bir çıkış yolu olmasa da kendime ve zihnime bu konuda engel olamıyordum. Düşüncelerim çok yanlıştı biliyordum ama ne bileyim içimdeki nefret inanılmaz bir boyuta gelmişti artık.

Bir insan sevdiği, sevdiğini söylediği insana acı çektirmekten nasıl bu denli zevk alabilirdi? Aklım almıyordu. Yunna bana beni sevdiğini söylüyordu ama karşısında acıdan kıvranmamı izlemeye bayılıyor gibi bir havası vardı. O gün beni, Taehyung'a evlatlık olduğunu söylemekle tehtid ettiğinde içimde oluşan acı her ne kadar Tae'yi kaybedeceğim için olsa da daha çok onun öğreneceği bu gerçek sonucunda ne kadar acı çekeceğini bilmek canımı yakmıştı.

O odadan çıktığımda yaptığım ilk şey, mekandan çıkıp bulduğum ilk duvara sırtımı yaslayarak içim çıkarcasına ağlamak olmuştu. Kabul etmiştim, Canı yanmasın diye Taehyung'dan vazgeçmiştim. Beni kaybetmesi, ailesinin, onu bunca yıl kandırmış olması kadar üzeceğini düşünmemiştim. Ben sonuçta 3 ay önce tanıştığı birisiydim, bana her ne kadar bağlanmış olsa da, ailesine olan bağlılığının yanından dahi geçeceğini düşünmemiştim. Benden ayrılmak, evlatlık olduğunu öğrenmek kadar canını yakacağını düşünmemiştim hiç.

Kafam sürekli buna çalışmıştı o an. Göz yaşlarım yanaklarımdan aktığı her an kendimi 'en azından daha az üzülecek' diye diye telkin etmiştim. Kafamı hissetiğim acı yüzünden kaç kere yaslanmış olduğum duvara sertçe vurduğumu saymamıştım ama hissetiğim sıcaklık ile vurmaktan kanattığımı anlamıştım. Ama umurumda değildi o an. Kafamda hissetiğim acı, kalbimde hissetiğim acının yanından dahi geçmemişti.

Toparlandım, oturduğum yerden kalktım ve kafamdaki yaranın çok az kanadığını, en azından uzun saçlarımın o kanları gizlediğini umarak kalkmıştım ordan. Motora binip eve doğru sürmeye başlamıştım, hala durakta otobüs bekleyen Taehyung'u görmemle başta almamayı düşünsem de içim el vermemişti. Hava soğuktu ve ben uygulayacağım planı biraz daha ertelemiştim. Motoru karşısında durdurmuş, kaskı ona uzatarak binmesini ima etmiştim. Beklemeden arkama binmiş, başta onunla herhangi bir konuşma gerçekleştirmediğim için kaşlarını çatsa da, üstelemeden arkamdaki yerini almıştı.

Right But Wrong | TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin