\11/

20.9K 1.7K 2.1K
                                    

Selamm biz geldiikkk👋

46k okunma olmuşuz helal
lannn...


Artık bir yerlerden başlamak gerek öyle değil mi?

Bu yüzden beklemeden bölüme geçelim.

Keyifli okumalar...

Yorumlarınız eksik etmeyin aşkolar yoksa ağlarım 🥺

★★★

~Taehyung~

"Senin varlığın bile benim için bir teşekkür sebebi, jungkook. "

Kulağıma çarpan nefesi kesilmişti bir süre. Boynumdaki kollarını sıklaştırıp, daha da sıkı sarılmıştı bana. Dudaklarını kulak arkama hafif bir şekilde bastırdığını hissetmiştim. Belindeki kollarımı sıkmıştım bende aynı onun gibi. Burnumu şakağına dayayıp derin bir nefes çekmiştim içime. Kokusu cennet gibiydi, gibisi bile azdı hatta. Cennet çiçeklerini toplayıp Jungkook'un saçları arasına gizledik deseler hiç sorgusuz sualsiz inanırdım onlara. Nefesleri boynumu yalayıp geçerken, bende sırtını okşuyordum yavaş hareketlerle. Omurilik kemiği boyunca parmaklarımı sürüklemiş, bel oyuntusuna gelince avcumu o kısma yaslayıp vücudunu mümkünü varmış gibi daha da kendime çekmiştim. Saçında aldığım soluklara bir süre daha devam etmiştim.

O ise çıplak üst bedenine yapışık olan, aynı şekilde çıplak olan üst bedenimi okşuyordu boynumdan ayırdığı elleriyle. Bir müddet öyle durmuş, daha sonra kafasını boynumdan ayırarak yüz yüze geleceğimiz şekilde geri çekilmişti. Başı bana, yüzüme doğru yaklaşmıştı. Önce burnu burnuma değmiş, sonra da dudakları yanağıma değmişti. Dudaklarını geri kaydırıp, dudaklarıma sürtmüştü. Dudaklarımız sadece kısacık bir an birbirine değmişti. Ama jungkook konuşacak olsa, tekrar değeceklerine emindim. O da beni fazla bekletmemiş, sunduğum tez'in haklılık payını gözler önüne sermişti. Önce derince yutkunmuş, sonra da göğsüm de dolaşan kollarından birini boynuma sarmıştı. 

"Etsene"

Kaşlarımı çatıp, söylediği kelimeyi anlamaya çalışmıştım. Ne demek istediğini anlamayınca kafamı çok az geri çekip gözlerine bakmıştım. O ise gözlerini dudaklarımdan ayırmadan sık aldığı nefesleri ile boynumdaki elini saçlarıma daldırmış bir şekilde bekliyordu. Daha fazla bilinmezlik içinde kalmaya dayanamamış ve konuşmuştum.

"Anlamadım?"

Gözleri direkt olarak hareket eden dudaklarıma bakarken, verdiğim cevapla gözlerime yükselmişti. Diğer eli de saçlarımda ki yerini alırken, tekrar dudaklarımızı birbirine sürtecek kadar yaklaşmıştı bana.

"Varlığım bile senin için teşekkür sebebiyse..."

Kafasını hafifçe iki yana sallamış, dudaklarının dudaklarıma sürtmesini sağladıktan sonra devam ettirmişti sözlerini.

"...etsene o zaman teşekkürünü diyorum. "

Ben dudaklarıma değen dudaklarının şokunu henüz atlatamamışken, o resmen onu öpmemi istiyordu. Ağzından dökülen her bir kelime nefesimi tutmamı, vücudumun üzerine kaynar sular dökülmüş gibi yanmasını sağlıyordu. Ona saç diplerime kadar arzu dolmuşken kendimi tutmam çok zordu. Ama tutmak zorundaydım. Henüz değildi, şimdi olamazdı. Aşk demek şu aramızdakilere az gelirdi ama ben her hangi bir isim koyma çabasında da değildim zaten. Aramızda bulunan en büyük duygu hiç şüphesiz arzu ve şehvetti. Aramızdakilerin bir isim kazanması gerekiyorsa bile ilk önce Jungkook'un yunna'yı hayatından çıkarması gerekiyordu. Yunna'ya güvenmiyordum ben, hatta Jungkook'un onun hayatında bulunan tek erkek olmadığına adım kadar emindim. Yada kadın mı demeliydim?

Right But Wrong | TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin