\20/

11.9K 1.1K 1.8K
                                    

Selam biz geldik👋

Naber, nasılsınız?

Bu arada bayramınız mübarek olsun ladylerim, sizin gibi tatlı nice bayramlar diliyorum hepinize.

Keyifli okumalar.

Yorum yapın, tamam mı?

✱✱✱

Taehyung~

Daegu'ya ailemin yanına gelmiştim.

Daha fazla orada, onun evinde kalacak kadar gurursuz değildim ve hiçbir zaman olmamıştım. O gün zorda olsa çöküp haykırarak ağladığım mutfaktan Hoseok'un yardımıyla çıkmıştım. Odama girip ilk yaptığım şey ise valizimi çıkarıp, içine bir kaç eşya tıkıştırmak olmuştu. Sonra iş yerime doğru yola koyulmuştum. Spor kulübüne vardığımda şişmiş gözlerimi ve bitkin halimi gören patronum bile iyi olup olmadığım hakkında endişeye düşmüştü. O yüzdendir ki daha ben izin alma konusunu açmadan, bana bir haftalık izin verdiğini söylemişti.

"Seni bu hale neyin vaya kimin getirdiğini bilmiyorum ama, bu bir haftanın sonunda toparlanmış olarak dönmeni istiyorum. "

Demişti. Ona minnetardım. İle başladığımda elime avans olarak verdiği para hala olduğu gibi durduğundan, evde onun bulunduğu ortamda kalmak saçma gelmişti gözüme. Bu yüzden beklemeden Bay Kai'ye teşekkür ve minnetlerimi sunduktan sonra ayrılmıştım kulüpten. Caddeye çıkar çıkmaz bir taksiye atlayıp, havaalanınının  yolunu tutmuştum. Aklıma gelen fikirle, alt dudağıma dişlerimi bastırarak kısa bir süre düşünme fırsatı vermiştim kendime. Daha sonra ne olursa olsun demiş, cebimdeki telefonu çıkararak daha bir kaç saat önce konuştuğum ismin bulunduğu numaraya tıklamıştım. Telefon ilk çalışta açılmamış olsada, ikinci çalışta çok uzun sürmeden açılmıştı. Karşı taraftan gelen bir kaç tıkırtıyı dinlemiş daha sonra konuşmuştum.

"Alo, Jimin? "

"Taehyung? "

Kısık sesle verdiği cevapla derste olduğunu anlamam uzun sürmemişti ve kendime bir çok küfür savurmama sebep olmuştu. Müsait değildi ama yinede aramalarımı cevapsız bırakmamıştı, jimin benim tek sığınağım, en güvenli yerimdi.

"Ne yapıyorsun? "

"Dersteyim, neden sordun birşey mi var? Sesin kötü geliyor. "

Yüksek sesle bağırıp durduğumdan boğazım tahriş olmuştu ve bu her konuşmamda boğazımın acımasına neden oluyordu. Aynı zamanda sesimde kısık çıkıyordu. Jimin'e jungkook ile aramızdaki bu ilişkiyi üstün körü olsa da az çok anlatmıştım. Bu yüzden ona her ne anlatırsam anlatayım, yargılamadan ve sabırla dinleyeceğini biliyordum. Derin bir nefes alıp, sesimin normalden daha kısık çıkmasını umursamadan konuşmuştum.

"Jimin, sana ihtiyacım var... "

Gözümden akan yaşı elimin tersiyle silip, burnumu çektikten sonra cümlemi tamamlamıştım.

"...ç-çok ihtiyacım var. "

Hattın öbür ucundan gelen hışırtı ile amfiden çıktığını anlamıştım. Çok geçmeden önce hızlı nefes sesleri doldurmuştu telefon hopörlörünü daha sonrada, endişe dolu sesi.

"Nerdesin? Yanına geliyorum. "

Bir kez daha burnumu çekmiştim. Göz yaşlarım benden bağımsız akıyordu gözlerimden ve ben buna engel olamıyordum.

Right But Wrong | TAEKOOK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin