Bölüm 1: ilk karşılaşma

39 4 2
                                    

Yine bir çok öğrencinin sevmediği o gündeyiz Pazartesi. Sabah saat 7:25 ben okula gitmek için servis bekliyorum ve hava buz gibi inanılır gibi değil bazenler sorguluyorum keşke bu soğuk günlerde servisi bizi arasa ben geldim diye de biz öyle kapıya çıkıp servise binsek daha mantıklı olmaz mı? Bence çok mantıklı olur ahh ama sadece bir düşünceden ibaret neyse ki tam saatinde geliyor 7:35 bugün bu yılda ki ilk servisteki ilk günüm aynı servis ama ben her zaman ki gibi gereksiz heyecanlıyım, olur canım öyle şeyler her insanın değişik bir özelliği vardır sadece bendeki bu değişik özellik biraz daha fazla...
  
    Her zamanki yerime geçtim, kulaklığımı taktım ve servisdekileri ve genel olarak hayatı sorgulamaya başladım. Genel rutinimindir hayatı sorgulamak ama ben hayatı değişik bir şekilde sorgularım nasıl mı? Şöyle "şu bina orada olmasaydı nasıl olurdu? Acaba şuan şu okulun içinde ne yapıyorlar? Acaba bu kız evde ne yapıyor normalde?" Gibi saçma şeyler en başta demiştim her insanın değişik alışkanlığı vardır diye. Ama bugün servisi inceleme günüydü ve benden sonraki ilk durağa gelmiştik. Kapı açıldı ve işte biniyor... Bu kişiyi hiç görmemiştim acaba hangi okula gidiyor,ama sanki yakışıklı gibi ya Onur abi sende tam ışıkları yakacak günü buldun. Offf
  
     Işıkların yanması iyi bir şey değil mi diye düşünmeyin çünkü iyi bir şey değil ışıklar mavi zaten hava karanlık ışıkların bir nokta kadar bile etkisi yok, çünkü daha karanlık yapıyor, neyse yapacak bir şey yok öğlen artık.  Şimdi sıradaki durağımıza gidelim. Peki benim her günüm böyle mi geçiyor hayır tabiki ilk günden sonra müziğe takılıyor ve dışarıyı izliyorum, sadece ilk gün bu kadar enteresan oluyor. Sıradaki durak aynı kişi, sıradaki aynı, sıradaki yine aynı sanırım bu yıl sadece yeni gelen o yakışıklı çocuk....

       Şuan okulun tam önünde durduk ve benim inme sıram tabi servisten inmek sıkıntı değilde okula girip ders dinlemek sıkıntı birde 11. Sınıf olunca hocalar ilk gün diye ders işlememezlik de yapmıyor can sıkıcı tarafıda bu, ama aldırmayacağım. Ben her zamanki ben olacağım bu sene girişimci, çalışkan ve sonunda hedefine ulaşan bir ben, kulağımda müzik okulun kapisindan giriyorum,kimseyi duymadan kimseye bakmadan sadece sınıfına gidiyorum. Evet o yere geldim, o noktaya sınıfın tam üstünde "11/A" yazıyor inanamıyorum iki yıl ne çabuk geçti daha dün gibi aklımda ilk günüm, o zaman yeni sınıfım da bana başarılar. Kapı açıldı ve ben tanıdık kimse varmı bakmadan cam kenarında en arka sıraya geçtim. Bir kaç dakika sonra derse hoca girdi, telefonun sesini kapatıp kulaklığımı çıkardım ve sıranın altına koydum.

"Günaydın arkadaşlar yeni dönem başlıyor keyifler nasıl tatilde ne yaptınız" İyi ki ilk ders tarih matematik olsa çekilmezdi. Buralar bana sıra gelene kadar  ilgilendirmiyor. Ne kadar değişik aslında hep aynı döngü içerisindeyiz ama bunun farkında değiliz, sabah kalk üstünü giyin okula git dersi dinle geri dön ders çalış, ertesi gün tekrar, tekrar ve tekrar aslında hayatı biz farklılaştırıyoruz bunu şuan fark ettim yaptığın etkinliklerle, gördüğün insanlarla gittin kurslarla aslında bu dünya kocaman bir oyun ve biz bu oyunun içindeki karakterleriz ve bizim yapmamız gereken bir takım görevler var ve sadece bu görevleri yaparak bir sonraki level'e geçebiliriz. Sadece dayanmamız lazım hayat ne kadarda berbat olsa da şimdi merak ediyorsunuz biraz önceki bu kadar neşeli olan insan nasıl depresifleşti diye o da benim yeteneğim, bende kalsın.
-Zeynep, Zeynep Altan

- Burada. Ben sınıfa ve hocanın yüzüne dik dik bakarken hoca " Davetiye mi bekliyorsun ?" Dedi evet davetiye bekliyorum okula başladığımdan beri en nefret ettiğim cümle hayır onun yerine "sıra sende, soruyu mu anlamadın, neden yapmıyorsun" gibi nazik ifadeler kullanabilirler bence tabi ben bunları hocanın yüzüne söyleyemem " Yok hocam, Ben Zeynep Altan sporcuyum değişik özelliklerim var müzik ve dans benim tutkum zaten genel olarak tanıyorsunuz yapmak istediğim Meslek polislik"

     Evet hedef biraz büyük ama istek %100'de 100 o yüzden başarmam lazım. Biz bu hayatta bir çok şey için mücadele ederiz aslında yaşam doğum ve ölüm için ama arasından bir gün deriz ki " işte ben bu gün için yaşamışım" benim de diyeceğim o gün  polis akademisini kazandığım gün olacak. Zil çaldığında öğle arasına çıkmıştım, ve sanırım ben okula geldiğimden beri bu anı bekliyordum çünkü o yeni çocuğun yüzünü görmem ve tanımam lazımdı, merak ediyordum ben mi yanlış gördüm yoksa gerçekten yakışıklı mı diye? Benim gözüm yanılmaz genellikle doğru teşhis koyarım şimdi kulaklığımı taktım, okuldan çıktım ve servisi beklemeye başladım servis yaklaşık 5 dakika sonra göründü ve ben servisi görür görmez heyecanlandım kalbim küt küt atmaya başladı bu hiç normal değil hem de hiç kapı açılıyor....
  İlk önce diğerleri bindi ben bu heyecandan dolayı kendimi en sona attım belki en son binmek heyecanımı birazda olsa yatıştırır diye ama öyle olmadı zaten 5 kişiyiz ve bu sadece 1 dakika sürdü servise adımımı attığım an daha da heyecanlandım ve servisin içinde göz gezdirdim işte oradaydı tekli koltukların sonuncusu da oturmuş dışarıya bakıyordu, kahverengi gözleri yukarı kalkık saçı ve o masum bakışı beni benden aldı hayır tabi ki de ilk görüşte aşık olmayacaktım ve olmadım ama sabaha dediğim gibi gerçekten çok yakışıklıydı ve bir gün ben ona gerçekten aşık olacaktım şuan olmasa bile...

    Merhaba ilk bölümü yazdım nasıl buldunuz evet biraz değişik yazdım kabul ediyorum ama şunu söylemeliyim ki son cümleleri yazarken içim gitti sanırım sizden önce kendi karakterime ben aşık olacağım umarım beğenirsiniz iyi okumalar☺️

Serviste Ki KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin