Bölüm 11: Süreç

11 3 2
                                    

"Birbirimize sahibiz"

"Zeynep, Zeynep" bana bağırıyorlardı ama ben gözlerimi açamıyacak kadar yorgundum. Etraf karanlıktı sadece fenerin ucunun olduğu yerler aydınlıktı, göz göremiyordum sadece nefes duyuyordum canım acıyordu, ama bilindik bir acı değildi tarif edilemeyecek bir acı.

Gözlerimi açıp ayağa kalktım, ama uzun zamandır yattığım için basım dönmüştü ve sersemlemiştim.

"Zeynep iyi misin?" Yusuf yanımdaydı.

"İyiyim, biraz sersemledim."

"Zeynep, iyi misin?" Bu, Beyza'nın sesiydi.

"Çok mu umrumda?" Dedim sinirle.

"Zeynep merak ettiği için sordu." dedi Alaca. Niye bu haini koruyordu ki.

"Noldu, suç ortağını suçlamam zoruna mı gitti?"

"Evet zoruma gitti."

"Güzel." Dedim tebessüm ederek,  Yusuf hariç hepsinden iğreniyordum. Keşke onların hepsi şuan yok olsa, amin.

"Bu yazılarda ne anlama geliyor?" Dedi Buse.

"Bilmiyorum ama kötü bir şey olduğu belli." Dedi Fatih.

"Burada iyi bir şeyler dönmediği belli." Dedi Yusuf.

"Bakın bir zarf var burada." Dedi Alaca.

"Açsana ne bekliyon, teklif mi gelsin?"

"Zahmet olmazsa evet."

"Zahmet olur, ver bana" deyip hızla elinden çektim zarfı. Gözlerimi kapattım derin bir nefes aldım ve zarfı açtım. İçinden iki tane kağıt çıktı birinde bir şeyler yazıyordu diğeri ise haritaydı. Ne oluyorsa burada herşey planlanmış gibiydi ve ödül sadece bir yem di.

"Okusana teklif mi bekliyon." Böyle deyince Alaca, Beyza birden kahkaha attı. Kaşlarım çatık bir şekilde Beyza'ya döndüm.

"Gülünecek bir ortamda mıyız?" Dedim. Ama o korkmuş görünüyor ki cevap vermemişti.

O sırada Yusuf yanıma yaklaştı ve kulağıma sessiz bir şekilde;

"Kaşların çatınca çok tatlı oluyorsun" dedi. Ben o öyle deyince tekrar kaşlarımı çattım, sonra sessizce tebessüm ettim. O da gülmüştü ve elimden haritayı aldı sonra biraz önce bir şey dememiş gibi;

"Evet artık okur musun?" Dedi ve tekrar güldü. Sesimi düzeltip okumaya başladım.

"Siz buradasınız çünkü seçildiniz, ama özel olduğunuz için değil görünmez olduğunuz için. Asıl yarışma burada başlıyor ödülü siz kendiniz anlayacaksınız, ben anlatmayacağım. Harita elinizde, ayak bedeninizde ya hepiniz buradan sağ salim çıkarsınız yada hepiniz ruhunuzu teslim edersiniz."

"Ne demek ya bu yani hepimiz her şekilde öleceğiz." Dedi Buse.

"Hayır ben seni kurtaracağım" dedi Fatih. Bunların arasında bir şey oluyordu, ama ben bunca tantana arasında bunu düşünemezdim.

"Hadi o zaman haritaya bakalım."dedi Yusuf.

Hepimiz onun etrafında toplandık herkes elindeki fenerleri haritaya tuttu bunun planlanmış olduğu belliydi, çünkü hepimizin elinde fener vardı. Ayrıca hiç birimiz telefonu açmıyorduk şarjı bitmesin diye. Harbi biz neden telefonumuz varken polisi aramıyoruz.

"Harika bir fikrim var. Biz neden polisi aramıyoruz."

"Telefonlar çekmiyor"

"Çekmese de aranabilir ya"

Serviste Ki KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin