Bölüm 22: Ölüm

10 4 3
                                    

"Neden Aras?"

Bitiyorum, hayallerim, hedeflerim ve ruhum... Çöküyorum hissediyorum içimdeki zevk tamamen bitti ama bunu anlayabilir misiniz? Hayır, çünkü fark ettirmiyorum. Fark etmemeleri lazım fark ettikleri zaman ben bittim demektir her zaman ben güçlü olmalıyım, onlar beni fark etmemeliler ama şuan o durumda değilim.

Alaca sustu konuşmuyor ve ben çok fena derece sinir oluyorum... "Ya dilini mi yuttun Alaca konuş." o sustukça ben daha da sakinleşiyor ve anlıyordum, onlara bir şey olmuştu ve büyük ihtimalle tekrar bu hayatta yalnız kalacaktım. Artık biliyorum anlıyorum, inatla konuşmuyorken gözyaşlarım dindi ve tamamen inandım. Zaten duygusuzun teki olmaya başlamıştım, umursamıyordum artık hiç bir şeyi ama onlar benim ailemdi ve illaki üzülecektim ne kadar kabul etmiş olsam da. "Alaca üç seçenek  var ya öldüler, ya bir şeyleri yok yada yoğun bakımdalar, söyle ben hazırım." Küçükken bu senaryoyu kafamda bir çok kez kurmuştum zaten annem ölürse kardeşimle ben ne yaparım, tek başıma kaldığımda ben ne yaparım milyon kere düşündüm ve her birinde bir çıkış buldum ama şuan be kendi karanlığımda kaybolmuşken bir de onların karanlığında nasıl ışığı bulacaktım ki. "Zeynep, kardeşin yoğun bakımda annen olay yerinde..." Gözleri sulandı ağlamaya başladı ve daha fazla konuşamadı benim tek yaptığım şey koltuğa oturmak ve gözlerimi kapatmaktı. Nasıl olmuştu ne olmuştu acaba bunu öğrenmem gerekiyordu, olay yeri dediğine göre bir olay olmuştu, kaza olsaydı kaza derlerdi.

Ayağa kalktım, odama gittim hazırlandım ve kimseye bir şey söylemeden evden çıktım sonuçta birinin hastaneye gitmesi gerekiyordu değil mi? Arkamdan kapı açıldı ama ben bakmaya fırsat olmadan asansör geldi, yani arkamdan kimin çıktığını göremedim ama biliyordum o kişiyi kesin Yusuf'tu. Kendimden beklemediğim kadar sakindim, çünkü bu ilk değildi ben zaten bir kere ailemi kaybetmiştim, hayır ben onları değil onlar beni kaybetmişti. 

Gerçekten şuan bir şeyi fark etmiştim ben duygusuz olmuştum, ya da oluyordum beni bu aralar hiç bir şey etkilemiyordu evet ama bunun da etkilemesi lazımdı, ama hayır her zamanki durgun halimdeydim. Acele ile yürüyordum annem ölürken onun yanında olamamıştım ama en azında kardeşim ölürken onun yanında olabilirdim, en azından bunu yapmalıydım, yalnız ölmemeliydi.


1 saat sonra

Hastaneye varmıştım, hayır yanımda Yusuf yok tek başıma vardım hastaneye, arkamdan geliyor olabilir belki ama benim haberim yok.  Hemşirelere sorup yoğun bakımın yerini öğrendim ve oraya gittim. İşte! Gördüm kardeşim orada soğuk bedeniyle yatıyordu, bedenini soğuk olduğunun bilmeye gerek yoktu çünkü belliydi zaten. Rengi atmış, dudakları kurumuş, parmak uçları morarmaya başlamıştı, dur bir dakika morarma mı? Bunda bir terslik var, parmaklarının boğulma yada kansızlık dışında kurumaması gerekiyor.

"Doktor! Hemşire, doktor!" 

"Ne oldu hanımefendi?"

"Kardeşimin parmakları neden morarıyor?" Haklıydım, biliyordum haklıydım. Hemşirenin yüzünde dehşet dolmuştu içinden "Bu hastanın parmakları neden böyle" diye soruyordu, belliydi. Tamam, bir tıp öğrencisi değildim ama tıp öğrencisi olacak potansiyelim vardı sadece oraya girmem için gerekli olan matematik yoktu. Doktorla birlikte hemşire tekrar döndü ve sonra "Acil ameliyat" dedi doktor. Evet, iç kanama geçiriyordu, tahmin etmiştim. Aras'ı yoğun bakımdan çıkartıp ameliyat haneye doğru götürülerken peşlerinden onları takip ettim. Yine evet, bir damla göz yaşı dökmeden. 

Ameliyat haneye girdiklerin de Yusuf merakla yanıma geldi, yüzüm o kadar ifadesizdi ki, acılı gibi görünüyordum ama aynı zamanda umursamaz görünüyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Serviste Ki KalbimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin