Öfkeyle kapıyı çarpıp odadan çıktım. Evet bazen gerçekten problem çıkarabiliyordum ve yine evet bazen tam bir baş belası olabiliyordum. Bunları zaten kabul ediyordum. Ama yine de böyle bir cezayı hak etmediğime emindim.Hızlı bir şekilde ilerlerken arkamdaki kapı açıldı. Ve babamın gür sesi koridorda yankılandı;
" ARİANA EVELYNN LURİD!! CEZAN İKİYE KATLANDI. ORTA DÜNYAYA GİDECEK OLAN GRUBA KATILACAKSIN!"
Büyük bir hışımla arkama döndüm. Öfkeden gözlerim karardı sanki bir anda. Eğer ejderha olsaydım göz bebeklerimden ateş fışkırabilirdi. Ve tabi babamın dehşete düşmüş yüzünü izlemek de eğlenceli olabilirdi. Ama bunun yerine sadece dönüp karşılık verdim. Çığlık atarcasına;
"LANET OLSUN NE DEMEK ELÇİ GRUBUNA KATILMAK! GELECEK AY EJDER KAYALARINA GİDECEĞİM!"
Babamla göz göze geldik. Dediklerimden anında pişman oldum. Yutkundum. Şu an ki öfkesinin yanında benim sinirimin lafı bile edilemezdi. Sanırım bu sefer biraz ileri gitmiştim. Ama sözümü geri almadım. Ejder Kayalarına gitmek konusunda oldukça kararlıydım. Babam derince nefes aldı. Başını hafifçe yana çevirdi. Biz bağırışırken koridora gelen annem ve babamın sağ kolu Dean'ın olduğu tarafa. Dişlerinin arasından konuştu.
" Amelia hayatım, son zamanlarda annenlerden gelen mektuplar için hayıflanıyordun öyle değil mi? Artık endişelenmene gerek kalmadı. Ariana Orta dünyaya geçmişken onları da görmeye gidecek."
"NE!"
" Dean hizmetlilere söyle bavul hazırlasınlar elçi grubu yarın yola çıkıyor. Ve Dean sen de gidiyorsun. "
Çığlık attım. Bana bunu yapamazdı.
" BANA BUNU YAPAMAZSIN!"
" AH EVET GAYET DE YAPARIM."
Ağzımı açıp karşı çıkmaya devam etmek istiyordum ama bir yandan cezamın katlanacak olması bir yandan da annemin kaşlarını çatıp başını iki yana sallaması beni durdurdu. Sanırım devam etmem sadece benim zararıma olacaktı.
Ayaklarımı yere vurdum ve arkamı döndüm, bir çığlık daha atıp ilerlemeye koyuldum. Ayaklarım yeri döverken arkamdan gelen küçük büyüyü hissedemedim. Ya da büyüyü yapan kişi Donovan Lurid olduğu için hissedemedim. Sonuçta kendisi Büyü Kulesinin Baş Büyücüsüydü. Ve aynı zamanda sık sık çıldırttığım babam.
Kafama gelen minik bir darbeyle sendeledim. Boşluğuma gelmişti. Babam arkamdan hala bağırıyordu.
"BİR GÜN BENİ ÇILDIRTACAK YEMİN EDERİM."
Dönüp yanıtlamaya tenezzül etmeden ilerledim ve dönerek yukarı çıkan merdivenlerden üst kata çıktım. Hırsla daha önce bir hevesle yaptırdığım üstü büyü rünleriyle dolu kapımı açtım ve odama girip kapıyı hızla çarptım. Kapıdan çıkan ses bir miktar içimi acıtsa da bunu düşünecek halde değildim. Zira yediğim haltlar yüzünden aylardır beklediğim sefere gitme şansını kaybetmiştim. Kabul ediyorum yaptığım şeyler yanlıştı ama cezası da bu kadar büyük olmamalıydı.
Karaelflerin bölgesine girmiştim. Karaelfler ve büyücülerin araları pek iyi değil ve yasaklı bölgelere girmek büyük bir suç. Bölgelerinde yetişen bitkiler yapılan iksirler için çok önemli. Ve bende bir kaç bitki için hemen girip çıkarım diye düşünmüştüm Ama maalesef ki yakalanmıştım. Ben Kuleye varamadan Karaelfler beni babama şikayet etmişlerdi bile. Tabi vardığımda beni bekleyen Azar furyası oldukça büyüktü.
1 haftalık oda cezası vermişlerdi ve bende hepsinin bu olduğunu düşünüp sevinmiştim.Ne yanılgı ama...
Üstümdeki kıyafeti hınçla çıkartıp banyoya yöneldim. Suyu açıp elimi yüzümü yıkadım. Ellerimle ensemi ıslattım ve aynaya baktım. Saçlarımla aynı renk olan kan kırmızısı gözlerim ortasında ki minik çentikle vahşi bir ışıkla parıldıyordu.
Gerçekten parıldıyordu. Sebebi ise annemden geçen çekinik kurt genlerimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELÇİ
Fantasy"Mühür" İkisi de aynı anda konuştu. Nefesleri kesilmişti sanki. Zihinlerinden geçen yüzlerce kare kalplerini hızlandırıyor nefes almalarını zorlaştırıyordu. Bir an sonra kız yere çöktü. İçi içine sığmıyordu. Başını öne eğdi. Etrafına bakamıyord...