Başımdan aşağı akan sıcak su yaralarımı hafif sızlatsa da bedenimi oldukça gevşetmişti. Ayrıca yorgun kaslarıma da oldukça iyi gelmişti.
Kafam karmakarışıktı. Bir önceki akşam büyükannem ve büyükbabamla salonda yaptığımız konuşmadan sonra Dean uğramış Lily ve diğerleri hakkında bilgi vermişti.
Lily iyiydi. Leroy Klanından gelmiş olan kurtlardan biri zehri tanımıştı ve panzehir verilmişti Lily'e. Şu anda dinleniyordu. Bu içimi rahatlatmıştı. Diğerleri ise onlar için ayarlanan misafirhanedeydiler. Onlar da gayet iyiydi. Birkaç gün dinlendikten sonra yola çıkacaklardı. Lily ise bizimle burada kalacaktı. Muhtemelen gitme vaktimiz geldiğinde Lily de toparlanmış olurdu.Açıkçası onların bir iki güne gideceklerini duyunca bizi de yanlarında götürmelerini diledim. Olanlardan sonra evimi özlemiştim açıkçası. Ama tabi bir süre burada kalmak zorundaydım. Yani bir aksilik çıkmadığı müddetçe. Gerçi Klandan çıktıktan sonra temelli eve döneceğimin de bir garantisi yoktu.
Dean dinlenmeye gitmeden önce ayrıca endişelenmememi, iyi olmam gerektiğini ve her ne olursa olsun çözülebileceğini söylemişti. Ayrıca Evan'la manalı manalı bakıştıklarını da görmüştüm. Muhtemelen konuşacaklardı.
Mühür olayını biliyordu. Buna şaşırmamıştım. Klanın ortasında gerçekleştiğinden eğer bilmese garip olurdu. Onun Delta olduğunu da biliyor olmalıydı. Zira zaten birkaç hafta sonra Elçi olarak gideceğimiz Kuzey Kurt Klanı onun klanıydı. Bazı sorunlar için buraya bizzat büyükbabamla görüşmeye gelmişti. Aslında biz Klana girmeden hemen önce gitmeye hazırlanıyorlarmış. Ama Klana olaylı girişimizden sonra neler olduğuna bakmak istemişler. Sonra olanlar malum zaten. Gerçekten tam da zamanında gelmiştik. Aslında buna çok takılmamıştım. Bugün olmasa zaten birkaç hafta sonra onun ayağına ben gidecektim. Ve yine karşılaşmış olacaktık. Mühür yine gerçekleşecekti. Sadece biraz daha erken olmuştu karşılaşma.
Duştan çıkıp boyut yüzüğümde yanımda getirdiğim kıyafetlerden giyindim. Bol rahatça bir pantolon ve ince bir badi. Klan güneyde olduğundan hava ılıktı. Saçlarımı tararken kafamda hala düşünceler dolanıp duruyordu. Aynadaki yansımama bakarken derin bir nefes aldım.
Kuleden ve ailemden ayrılamazdım. Bir kurt kalanında kurtlar gibi hiç yaşayamazdım. Zaten tam kurt da sayılmazdım. Dönüşemiyordum bile. Sadece kurtlara özgü bazı hassas duyulara ve şu çentikli parıldayan gözlere sahiptim. Bunlar dışında tamamen bir cadıydım. Ayrıca kardeşimi bırakmama imkan yoktu. Onsuz kendimi hiç düşünmemiştim. Her anımda yanımdaydı ve gelecek için bunun dışında bir ihtimal aklıma gelmemişti bile.
Bu yüzden olmazdı. Ben onunla gidemezdim. Kararımı çoktan vermiştim. Biraz bencilce bir düşünceydi evet ama ne yapalım. Önce kendimi düşünmeliydim.
Bu yüzden ilk iş onunla konuşacaktım. Yavaş yavaş tanışacak ve ona sebeplerimi anlatıp neden onun benimle gelmesi gerektiğini anlamasını sağlayacaktım. Kabul edecekti.
Etmezse de...
En kötü bayıltıp kaçırırdım. Evan da bana yardım ederdi muhtemelen. Dean'da izleri temizlerdi. Eşi de yanında olacağı için onu içine kapattığım kuleden kimse kurtarmaya da gelmezdi. Daha iyi bir B planı düşünemiyordum bile.
Sinsice gülümsedim ve odadan çıkıp Evan'nın odasına yöneldim. Dün akşamdan beri konuşamamıştık. Bu kadar ayrı durmak çoktu bile. Kapıyı yumruklamaya ve tekmelemeye başladım. Aynı zamanda da bağırıyordum.
" Evan uyan, kapıyı aç. Evan. Evan. Evan"
İçeriden gelen adım sesleriyle kapı açıldı. Aynı anda büyükbabam hızla merdivenlerin başında göründü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELÇİ
Fantasy"Mühür" İkisi de aynı anda konuştu. Nefesleri kesilmişti sanki. Zihinlerinden geçen yüzlerce kare kalplerini hızlandırıyor nefes almalarını zorlaştırıyordu. Bir an sonra kız yere çöktü. İçi içine sığmıyordu. Başını öne eğdi. Etrafına bakamıyord...