3

2.8K 233 7
                                    


  Yolculuğun uzun sürmesinden bunalmış ayaklarımı Evan'ın dizlerine doğru uzatmıştım. Yarım gündür yoldaydık. Büyük kapıya ulaşmamıza çok az kalmıştı. Ama Evan yola çıktığımızdan beri uyuyordu ve bende kendi kendime sıkılıyordum. Hafifçe Evan'ın karnını dürttüm ayaklarımla.
Suratını buruşturup eliyle bacağımı itti. Oflayıp ayaklarımı yere indirdim ve başımı vagonun penceresinden çıkardım. Dean yanımızda at sürüyordu. Yanımıza gelmesi için laf atıp durmuştum ama reddetmişti.

Kasıntı şey.

" Hey Dean! Ne kadar yol kaldı? Öleceğim sıkıntıdan."

Ofladı."  Çok az kaldı Ria. Sabret."

Ben de ofladım. " Sürekli az kaldı diyorsun."

Bana döndü ve karşılık verdi.

" 10 dakika da bir soruyorsun çünkü."

Surat asıp kafamı vagona geri soktum. Evan hala uyuyordu.
Sinsice sırıtıp yanına doğru yanaştım. Bir tutam saçımı alıp burnuna sürtmeye başladım. Önce yüzü buruştu. Sonra derin nefesler alıp bir anda hapşırdı.
Şiddetli hapşırığıyla otomotik olarak uyandı.

Hemen geri çekildim.

Ama tabi ki uykusunda aniden gelen hapşırığın sebebini anlamıştı. Gözlerini kıstı. Ve bir şeyler mırıldanmaya başladı.
Ne söylediğini duyduğumda çığlık atıp karşı atağa geçtim.

Saçlarımı karıştırmak için büyü yapıyordu pislik.

Ben saçlarımla uğraşırken o da ona yaptığım kaşıntı büyüsüyle uğraşıyordu. Bağırdı.

" Tamam kes şunu artık Ria. Ben bıraktım."

Öfkeyle ona dönüp büyü yapmayı kestim. Ama saçlarım darmadağınık olmuştu bile. Düşünmeden üstüne atladım.
Saçlarını çekiştiriyordum. O da benimkileri.

24 yaşında olmamız ikizimle saç baş kavga edemeyeceğimiz anlamına gelmezdi.
Yani en azından bizim için.

Çok gürültü yapmış olmalıyız ki vagon durdu ve penceresi açıldı.  Dean kafasını içeri doğru uzattı.
Bizi birbirimizin üstüne ve dağılmış halde görünce iç çekti.
Yorum yapma gereği duymadan konuya daldı. Zira bu hallerimize zaten alışıktı.

" Geldik inin hadi."

Çantalarımızı alıp arabadan indik. Kapılardan arabalarla geçilmiyordu. Götürülecek eşyalar zaten boyut yüzükleriyle taşındığından geçiş mührünü gösterip bireysel olarak diğer bölgeye geçiliyordu. Böylece geçitte eşya sıkıntısı olmuyordu. Diğer tarafa geçince araba gene kiralanabilirdi.

   Herkes çantalarını sırtlandı. Ben Evan ve Dean'ı da dahil edersek toplam 7 kişi gidecektik. Diğerleri yani Lily, Robin, Ellery ve Sam bizden büyük deneyimli büyücülerdi. Dean 'la yaşları yakındı hepsinin. Onlarla Dean ile olduğumuz kadar yakın olmasak bile sohbetimiz vardı. Sonuçta aynı yerde yaşıyorduk. Düşünmeyi bırakıp Dean' a döndüm.

Dean hepimizi gözüyle kontrol etti ve daha sonra konuştu.

" Her şeyi aldıysanız gidelim."

Gelen onay mırıltılarıyla ilerledik.

Hepimizin üstünde çıkacağımız bu uzun yolculuk için konforlu ve sıcak tutacak cinsten kıyafetler vardı. Ben tercihimi bol cepli bir pantolon ve korseli bir üstlükten yana tutmuştum. Belimde bıçaklarımı yerleştirebileceğim bol bölmeli kemerim vardı. Her ne kadar büyü yapabilsekte bazı durumlarda yakın dövüş gerekebiliyordu. Bu yüzden minik bıçaklar her daim benimleydi. Üstüme ise saçlarımı ve yüzümü gizleyecek büyüklükte bir pelerin giymiştim. Evan'ın kıyafetleri benimkilerle uyumlu olacak şekildeydi. Benzer olmayı seviyorduk.

ELÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin