ELÇİ

16

" Uç gitmen gereken kişiye
Görünme ondan kimseye"

Dudaklarımdan dökülen kelimelerle uçak şeklini almış mektup camdan dışarı doğru süzüldü. Arkasından gidişini izlerken birkaç saniye içinde geride bıraktığı hafif ışıltıyla gözden kayboldu. Oflama sesiyle odağım dağılırken arkamı dönerek eşyalarını çantasına doldurmaya çalışan Evan'a baktım. Her ne kadar eşyalarımızı alan yüzüğü vasıtasıyla taşısak da doğru eşyaya aynı anda ulaşmak açısından bu şekilde çantaya koymak daha elverişli oluyordu. O da bu yüzden valizini toparlıyordu. Kıyafetlerini çoktan çantaya koymuş üstüne kitaplarını yerleştirmeye uğraşıyordu. Ama biraz zorlanıyor gibiydi zira Kai ve Ruby onun sabrını oldukça zorluyorlardı. Sonunda ejderhalara isim bulmuştuk.

Törenin son kısmında çiftler yanlız bırakıldığından diğerleri eve geçmişti. Maalesef Alex bu yılda eşini bulamamıştı. Artık eşinin henüz doğmadığından endişeleniyordu ki bunu düşünen tek kendisi değildi. Büyükbabam da mühür konusu her açıldığında Alex'e dik dik bakıyor sonra da önüne dönüyordu. Aklından geçenleri kimse kestiremiyordu ama Alex'in eşinin henüz doğmamış olma teorisini düşündüğü konusunda Evan'la neredeyse emindik.

Ritüelden sonra eve döndüğümde eve minik bir kargaşa hakimdi. Aslında evi benden önce büyükannem görse kargaşayı minik olarak adlandırmazdı ama şükür ki ben denk gelmiştim. İkilinin hala yaşayacak yılları vardı. Ortam tam olarak şöyleydi ; minik ejderham bir köşede Alex'e dişlerini göstererek öfkeden hırıldarken diğer tarafta Evan yerde kahkahalar atıyordu. Ejderhası ise gene saçlarının arasında yerini almış tüm sarsıntılara rağmen keyifle ortamı izliyordu. Yerlere birçok kağıt parçası dağılmış hatta birkaçı parça pinçik edilmişti. Tüm bunların sebebi ise ortamdan daha saçmaydı.

Alex'in morali bozuk olduğundan Evan onu ejderhalarla beraber neşelendirmeye çabalamıştı. Olayı nasıl o noktaya getirdiklerinden emin olamasam da konu ejderhaların cinsiyetlerine getirmişler. Alex tüm bunların sonucunda minik bebeğimi kontrol etmeye çalışınca kıyamet kopmuş, evde ufak çaplı bir kovalamaca yaşanmıştı. Olayın tam bir galibi ama mağlup tarafın kim olacağı ejderham beni görünce hızlı adımlarla yanıma gelip bacaklarıma tırmandığında belli olmuştu.

Bebeğimi çıldırtmışlar ayrıca korkutmuşlardı da.

Bakışlarımı gören Evan olayın büyümesini engellemek için ortaya içinde değişik bebek isimleri yazan bir kitap atmış ve dikkatimi çekmişti. Her ne kadar etrafı batırsalar da Alex benim ejderhamın erkek Evan'ınkinin ise dişi olduğunu çözmüştü. Bu bilgiye sahip olduğumuzdan oturmuş ve güzel isimler bulmaya çalışmıştık. En nihayetinde Evan ejderhasına 'Ruby' ismini verirken ben 'Kai' isminde karar kılmıştım. Alex her ne kadar Kai isminin Keith ile uyumlu olduğunu söyleyerek imalarda bulunsa da fikrimden caymamış kendisine 'Kai' dediğimde neşelenip bileğime dolanan bebeğime odaklanmıştım.

Zihnim anıların arasından sıyrılıp tekrar ana odaklanırken yaklaşarak iki bebeği kucaklamıştım. Zira Evan'ın hızlanması gerekiyordu.

Klan'a olan gezimiz kısa sürmüştü.

Gidecektik.

Keith ile konuştuğumuz gibi tören bittikten sonra gitmek için hazırlanıyorduk. Sürüsünü ve onlara eşlik etmeleri için savaşçılarının çoğunu Kuzey Kurt Klanı'na göndermişti. Bizse hazırlanıp büyükannemi bulmak üzere Alt dünyaya geçerek elflerin ormanına gidecektik. Lily yapılan kapsamlı tedavi sonrası iyi durumdaydı. Bu yüzden bize eşlik edebilecekti. Bense Dean' a haber verebilmek için bir not yazmış, ona göndermiştim. Aynadan iletişim kurabilmek için yeterli vaktimiz yoktu. Zaten uzun bir yola çıkacakken enerjimizi buna harcamak da oldukça mantıksız olurdu. Bu yüzden en makûl olan yolu seçmiştim.