5

2.7K 231 2
                                    

Yemekten sonra hızlıca toparlanıp Handan ayrıldık. Dünden ayarlanan araba ve atlara seri bir şekilde yerleşip yola çıktık. Aslında büyü yardımıyla ışınlanarak da gidebilirdik ama hem zaman hem de uğraş açısından çok zahmetli olacağından araba daha mantıklı bir tercihti.

Gloria Klanı ormanın içinde olduğundan kestirmelerden orman yolundan gidiyorduk. Şehir yolunu da kullanabilirdik ama o yol ile yaklaşık yarım gün geç gitmiş olacaktık. Bu yüzden ormanın içine dalmıştık.

Yola çıkalı 5-6 saat olmuştu ki aniden araba durdu. O sırada yeni oluşturduğu büyü çemberini gösteren Evan ani sarsılma ile odağını kaybetti ve henüz deneme aşamasında olan çember bir anda dağıldı. Yaklaşık yarım saattir uğraştığı çember dağıldığından küfür etti.

" Hay sıçayım ne oluyor ya!"

Evan'ı umursamadan camı açıp kafamı dışarı çıkararak doğruca arabanın önüne bakan Dean'a konuştum.

" Hani mola vermeden gidecektik?"

Pencerenin yanında bulunan Dean yüzünde gizlemeye çalıştığı bir telaşla bana döndü.

" Mola vermiyoruz zaten. Yolda ufak bir pürüz çıktı. İçeri gir Ria. Ben diyene kadar da arabadan çıkmayın."

Biz konuşurken söylenmeyi bitirip bizi dinlemiş olacak ki Evan da camdan kafasını uzatıp Dean'a cevap verdi.

" Ne demek içeride kalın, Ne oluyor Dean? "

Dean camın yanında herhangi bir açıklama yapmadan içeri girmemiz için bizi ikaz ederken arabanın ön tarafından gelen patlama ve kılıç sesleriyle lafı bölündü. Çıkan şiddetli sesle beraber araba sallandı. Artık içeride de güvende olduğumuzu düşünmüyordum. İtiraz istemeyen bir sesle konuştum.

" Kapının önünden çekil Dean."

Camdan çekildik ve Evan kapıyı açtı. Önden dışarı çıktı ve durakladı. Neden duraksadığını anlamayarak onu ittirip dışarı çıktım. Gördüklerimle şaşkına uğrayarak konuştum.

" Oh, Dean ufak bir pürüz derken etrafımızın sarıldığını da belirtmeliydin."

Dean beni umursamadan ceplerinden büyü rünlerini çıkarıp ön tarafa doğru ilerledi. Yürürken bize doğru seslenerek:

" Birbirinize dikkat edin ve canlı kalın." dedi.

Dean ön tarafta gerçekleşen arbedenin içine girerken Evan ile sırt sırta verip üzerimize doğru gelen yüzü örtülü bir grup insana doğru büyülerimizi savurmaya başladık.

Evan üstümüze gelenleri hava dalgalarıyla geriye doğru savururken ben de etrafta bulunan her ağır parçayı; kayaları, ağaç dallarını ve taşları havalandırmış yaklaşanlara fırlatıyordum.
 
Bir süre sonra Evan seslendi.

" Büyüyle karşılık vermiyorlar, bunlar muhtemelen Büyüsüzler."

" Tahmin ettim. Ama bu kadar kalabalık olmaları normal mi."

Büyüsüzler büyü kullanma yetenekleri olmayan insanlardan daha uzun ömürlü ve fiziksel olarak gelişmiş bir ırktı. Bazı Büyüsüz gruplarının bu şekilde yol keserek yolcuları soyması alışılmış bir şeydi. Ama bu kadar kalabalık olmalarını beklenen bir şey değildi.

Zira üstümüze doğru gelenlerin sonları gelmek bilmiyordu. Bir süre sonra yaklaşmaktan vazgeçmiş uzaktan attıkları oklar ve bıçaklarla saldırmaya devam etmişlerdi. Evan'la oluşturduğumuz kalkan sayesinde pek sıkıntı yaşamıyorduk. Ama atılan ateşli oklardan bazıları arabaya isabet etmiş ve araba yanmaya başlamıştı.

ELÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin