Ⅳ- PLANSIZ SALDIRI

219 20 20
                                    

PLANSIZ SALDIRI


İyi okumalar!
Bölüm şarkısı: Beethoven-Ay Işığı Sonatı :)

İyi okumalar!Bölüm şarkısı: Beethoven-Ay Işığı Sonatı :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🌙


Zamanın aldatıcı ve riyakâr olduğunu yeni yeni fark ediyordum. Yarın 27 yaşıma girecektim, ölmeyi yeğlerdim bir yaş daha almaktansa. Riyakâr zaman o kadar hızlıydı ki, sanki arkama dönüp baksam hiçbir şey göremeyecektim benliğim hakkında. Sanki ben hiç var olmamıştım bu dünyada. Ben de bu yüzden arkama değil önüme baktım, önümdeki organizatör adama.

"Pastalar da hazır, değil mi?" Hazır olduğunu bilmeme rağmen karşımdaki adama sordum.

"Evet efendim, istediğiniz gibi iki çeşit. Alkollü ve alkolsüz. Aynı zamanda her türlü meşrubatımız da hazır. Alkollü kokteyllerimizden tutun kahveye kadar içeceklerimizin hepsini hazırladık." Ben bir soru soruyordum, o birçok şeyi yanıtlıyordu. "Aynı zamanda açık büfe servisimiz de var, misafirler istedikleri akşam yemeği menüsünden dilediği kadar yiyebilirler."

"Tamamdır." Konuşmamızın bittiğini belli eder gibi ufak bir tebessümü dudaklarıma yerleştirdim ve adam başıyla nazikçe selam vererek yanımda uzaklaştı. Kafamın içi kazan gibiydi. Günlerdir uyumuyordum. Ama hâlâ enerjiktim. Zihnimi ikna etmem yeterliydi. Bedenim benim koruma kalkanımdı.

Altın ve kırık beyaz tonlarında döşenmiş saray görünümlü güzel, eski binanın kapısına doğru yürümeye başladım. Çok kişi davet edilmemişti, en önemli davetlimize ise güzel bir davetiye gönderilmişti.

Onu bugün tekrar görebilecek olmanın heyecanıyla karnım kasıldı ve yüzümde aptal bi' sırıtış belirti. Kendimi liseli âşıklar gibi hissediyordum. Neyse ki ona liseye gitmem gereken dönemlerde de âşıktım.

Arkamı dönerek büyük, saraydan hallice yere baktım ve derin bir nefes aldım ve omuzlarımı dikleştirdim. Ön tarafı tamamen camdı ve iki katlı gibi gözükmesine rağmen ikinci katı balkon gibi ufak, tırabzanlı bir yerdi ve alt kat da böylelikle yüksek tavanlı oluyordu. Aslında böyle gösterişli ve altın rengi tonlarının ön planda olduğu yerleri pek sevmezdim ancak burayı gördüğümde içime sinmişti.

Tekrar derin bir nefes alarak topuklarım üzerinde arabama doğru döndüm ve arabaya bindim. Siyah arabamın içi de beyaz ve gri tonlarındaydı. Ve bilinen bir markası yoktu, kendi üretimimdi. Herhangi bir suikasta karşı diğer arabalar ne kadar zırhlı da olsa yeterince güvenli olmuyordu ve ben de askeriye için araçlar üretirken araya kendim için de birkaç model sıkıştırmıştım. Benden, bizden başka kimsede yoktu. Ve gerçekten piyasanın en kaliteli bilinen malzemelerinden onlarca kat daha kaliteli malzeme kullanıyorduk. Ve bu da insanların epey dikkatini çekiyordu.

BEYDORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin