II-ZEHİRLİ SARMAŞIK

311 24 15
                                    

II

ZEHİRLİ SARMAŞIK

Sayfalarımızın aydınlanması için yıldıza dokunmayı unutmayın.

İyi okumalar!

İyi okumalar!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

GÖKBÖRÜ TİMİ

🌙

Kalbimin sesi ellerimin titremesini arttırıyordu. Hatta kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, sanki atmıyordu. Beynimde çakan şimşekler tüm lambaları birer birer patlatıyor, yalnızca isminin yazılı olduğu ekranı gözümün önüne getiriyordu. Tüm lambalar söndürüldü, ay battı ve kar mevsimi olmasına rağmen henüz yeryüzüne bir kar tanesi bile düşürmeyen gökyüzü yağmuru ince ince akıttı yeryüzüne.

Beynim o kadar değişik işledi ki birkaç dakikalığına, sanki dünyadaki en ufak sesi bile duydum. Rüzgârın hafif uğultusunu, kıyıya, denize dönük banklara vuran deniz dalgalarını, o bankalarda oturan genç bir kızın kulaklığından çıkan cızırtılı müzik sesini, işlek caddenin üzerinden geçen arabaların lastik ve korna seslerinin birbirine karışmasını...

Dalgınlığın zihnimi daha fazla bulandırmasına izin vermeden baş kısmında ismimin ve soyismimin baş harfleri gümüş renkli iplikle işlenmiş siyah bilgisayar koltuğundan kalktım ve odama doğru hızlı adımlarla merdivenleri çıktım.

Üzerimdekilerden bir çırpıda kurtulup üniforma dolabımı açtım, kamuflaj üniformamı, isimliğimi ve apoletlerimi çıkardım ve vakit kaybetmeden üzerimi giyindim. Normal zamanda olsa aynanın karşısına geçer ve gururlu bir şekilde kendimi izlerdim fakat zihnim o kadar doluydu ki önümü bile göremiyordum. Önüme ufacık bir taş çıksa onu koskoca bir dağ olarak görecekmişim gibiydi, ve sonrasında ise o koca dağdan aşağı yuvarlanacaktım.

Dışarı çıktım ve arabama binip eğitim alanına, Şehit Yüzbaşı Ayana Altemur kışlasına doğru sürmeye başladım. Kışlalara ve eğitim sahalarına şehit askerlerimizin, polislerimizin ve vatandaşlarımızın isimlerini veriyorduk. Eğitimlerde intikam aldığımızı açıkça söyleyemesek de leşlerin kalplerine saldığımız korkunun her bir parçasında intikam emareleri dolaşıyordu.

Bugünlerde intikam aldığımızı açık açık haykıramasak da gözlerimizde cayır cayır yanan ateşi intikam arzusu körüklüyordu. Dillerimiz değil kalplerimiz, gözlerimiz konuşuyordu. Bize de susmak kalıyordu.

Yarım saatten fazla sürmeyen fakat bana sanki ülkeler aşmışım gibi gelen yolculuk kışlanın arka kapısından içeri girmemle son buldu ve arabayı arka bahçeye park ettim.

BEYDORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin