XVI-SAHTE VE MASKE

27 13 9
                                    

XVI

SAHTE VE MASKE

🌙

İyi okumalar Ay Işıkları!

Bölüm Şarkıları: Nazan Öncel, Beni Hatırla
Müslüm Gürses, Affet
Ajda Pekkan, Üç Kalp
Müslüm Gürses, İtirazım Var
Müslüm Gürses, Sorma

Ayrıca, bölüm yazmaya sürem olması açısından ve verdiğim emeğin karşılığını alabilmek için ufacık oy ve yorum sınırı koyuyorum.

Sınır; 10 oy, 30 yorum.

Tekrardan iyi okumalar!

🌙

Hayatta her zaman sahte insanlar olurdu, bazıları maskeli, bazıları maskesiz. Bazılarının takındığı maske bir insanken bazıları canavar olmayı gizlememeyi seçerdi. Bazıları, bazı canavarlar ise yalnızca maskelerini gizlemeyi seçerdi. Kimi zaman bir dost, bir kardeş, kimi zamansa bir komutan.

Afra Dora, kendini her zaman bir canavar olarak görmüş, bu canavarlığı benimsemişti. Özünden geldiğini sandığı şeytanlık aslında zihnindeydi. Afra'nın maskesi ise Adora'ydı.

Şimdi ise, Afra'nın canavarlığını gizlemenin bir yolunu bulduğu maskesi, Binbaşı Adora projesi düşmeye çok yakındı. Saatler günleri, günler ise haftaları doğurmuştu, zaman hızla akıp gidiyordu ancak hastane yatağında hareketsiz yatan kadın parmağını bile kıpırdatmıyordu.

Dışarıdan bakan, monitörde izler bırakan nabzını görmeyen bir insan onun öldüğünü düşünebilirdi. Dudakları, bedeninden akıp giden, damarlarını kurutmaya yeltenen kanın aksine, hâlâ kırmızı duruyordu ancak kuruydu. Uzun kirpikleri birbirine dolanmış, sanki gözlerini bir daha açamaması için düğümlenmişti. Teni ise bir ölününki kadar beyazdı.

Afra'nın maskesinden önce ruhunu çalmıştı felek.

Afra ise hayatından önce yeminini çalmıştı, Bora'nın.

Bora artık bozulan yemininin intikamını Afra'dan değil, felekten almaya yeminliydi.

Boş koridorda bomboş bakışlarını gezdirdi Bora. Bu koridori ilk haftadan terk eden ilk kişi Tetikçi'ydi. İlk dört gün kriz geçirmiş, hayattan kendini tamamen soyutlamıştı ancak takvim yaprakları yedinci günü gösterdiğinde kimseye tek bir kelime etmeden bir gece yarısı odasını terk etmişti. Sonrasında ise Can ayrılmıştı hastaneden ancak her gün hastaneye geliyor, Afra'nın durumunu öğreniyordu.

Tomris hala buradaydı, Sidar ise Tomris'i bırakmamaya ant içmiş gibi bir adım gerisinde duruyordu.

Sinar elinde dört kahve bardağını taşıyan bir kağıt torbayla içeri girdi, kahveleri teker teker dağıttı arkadaşlarına. Tetikçi ve Can'ın gidişi en çok onu şaşırtmış gibiydi ancak hayat onlar için hâlâ devam ediyordu değil mi?

Bir kese kağıdına sarılmış kruvasanı çıkartıp Tomris'e uzattığında Tomris başını iki yana salladı, Sinar ve Sidar'ın dudakları ise aynı anda aralandı. "Al şunu." Dedi Sinar, sakin bir sesle.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BEYDORAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin