Filmi durdurmuş kısa bir ara vermiştik. Pars dışarıdan ne kadar sert ve sakin dursa da şuan o kadar eğlenceli bir adamdı ki! Anlatması gerçekten zor...
Sürekli adamın yaptıklarına tepkiler veriyordu. Ve ben onun tepkilerine filmden daha çok gülüyordum!
Sahi ben ne zaman bir insana bu kadar yakınlık duyar olmuştum?
En son şey dediğini hatırlıyorum Pars'ın,
'Adamlara yedirdi motor yağlı fasulyeyi manyak herif!' Sonra durdu. Bekledi bekledi, adamlar hasta olup yarışamaz duruma gelmişti. Orayı izliyorduk tam da. Ve tepkisini devam ettirdi. 'Ulan ülkede çıkmış bir avuç sporcu onları da Recep kamyona çevirdi!' Başkası söylese gülmezdim. Hatta belki komik değildi. Ama yüz ifadesi çok iyiydi. Ve beni kahkahalara boğmuştu. Dehşetle karışık kızıyor, bazen iğrenen hareketler yapıp silahını yokluyordu. 'Yeter sıkacağım kafama!' Diyordu sinir olduğu yerlerde.
"Bade?" Duyduğum sesle bakışlarımı ona çevirdim. Adamı düşünürken unutmuştum!
"Efendim?"
"Daldın. Bir sorun yok değil mi?"
"Yok yok. Şu fasulye tarifini denesem mi diye düşündüm de." Dehşetle baktı bana,
"Hayır saçmalama!" Kafayı yemişti adam ya.
"Şaka yapıyorum ya." Güldüm. Ben gülerken yüzüme bakıyordu hep. Bakmasana arkadaş utanıyoruz?
Ne oluyordu bana böyle.
Neredeydi sınırlar, duvarlar, tuğlalar? Her neyse işte!
"Kahve yapıyorum?" Diye sordum. Her geçen saniye ona kapıyı bulması için yardım ediyordum, fark etmeden. Bakışlarım, tepkilerim ve hatta ona karşı olan ses tonumla bile. Değişmişti çünkü hepsi. O da farkındaydı bunun ve çok memnundu. Kapıyı bulsun istiyordum sanırım...
"Olur. Yardım edeyim sana."
"Hayır, ben yaparım. Alt tarafı bir kahve. Ayrıca sözüm var. Nasıl içiyorsun?"
"Sade." Yüzümü buruşturdum.
"Onu nasıl içiyorsun ya? Zehir gibi geliyor bana."
"Çayı da öyle içiyorum. Şeker yakışmıyor bence."
"Çayı bende şekersiz severim. Ama kahve... Yok."
"Denesen alışırsın."
"Yok ya. Böyle de seviyorum. Gerek yok yeni bir şeye." Dedim gülerek. Bazı alışkanlıklar değişmese de olurdu.
"Ama bazen vardır. Kahveyi nasıl içtiğin değişmesin ama başka şeyler değişsin..." sessiz konuştu. Fazla sessiz. Ama duydum.
"Mesela?" Dedim.
"Mesela sınırlar. Duvarlar."
"Değişsin mi istiyorsun?"
"Kalksın istiyorum."
"Belki de değişmiştir." Mırıldandım ve mutfağa adımladım. Duydu mu bilmiyorum. Ama duyduysa... Bilmem. Utanır mıydım? Olabilir. Ama yok. Ben utanmazdım ki. Ya da eskiden utanmazdım...
Ben değişiyordum.
Ama güzel bir değişmeydi bu.
Sevmek istiyordum mesela, ilk kez.
Kaybetme korkusu ne kadar fazla olsa da, ona rağmen istiyordum.
***
En son bölümü attığımda (en fazla iki gün falan oldu) 4k diye yazmıştım sonuna. Şuan 16k! Teşekkür ederim❤
Nasıl gidiyor sizce?
Yorumlarınız çok değerli, bekliyorum👉
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Badem ||Texting||
Romanzi rosa / ChickLitTAMAMLANDI 0535 ***: Benim Veli Amca. Bade doktor. 0555 ***: Bakkal Veli Amca mı? 555 ***: Ben o değilim. 0555 ***: Ama senin taktik güzelmiş. 0535 ***: Taktik? Veli Amca değil misiniz? 0555 ***: Burada Bade diye doktor yok. 0555 ***: Oyunlarına ba...