22. BÖLÜM: Sevgilim...

329 11 2
                                    

(Berianin Anlatımıyla)

Takside öylesine bakınırken sıkıntıdan patlıyordum, doğrulup kafamı taksiciye çevirdim ve konuşmak için ağzımı açtım.

"Şey radyoyu açabilir misiniz?" dediğimde taksici aynadan bakıp başını salladı.

"Tabi abla." diyip radyoyu açtığında güzel bir melodi çalmaya başladı.

Kendime gelemedim hala dün geceden beridir.
Uçtum ardından ama düşsem yeridir.
İçimde bir his var ki, tanıyamadım inan ki.
Sanırım yenidir, ah ölsem yeridir.

Yaşadıklarımdan sonra bu şarkı gerçektende beni anlatıyordu. Şuan ölsem gerçektende yeridir. Kim yasak aşk çocuğu olduğunu, yıllarca bir katille yaşadığını, başına ne geldiyse sahte babasının yüzünden olduğunu ve ilacı olmayan bir virüse kapıldığını öğrenip hala yaşamak ister ki? Neyse evet boş yaptım.

"Ne kadar?" diye sordum geldiğimizi anlayıp dünyaya döndüğümde.

"100 lira abla." dediğinde parayı uzattım.

"Kolay gelsin." diyip arabadan indim.

"İyi günler." dedi taksicide, hızla giden arabaya bakarken arkamı döndüm ve kocaman 2 katlı eve baktım uzunca.

Tatlı, 2 katlı küçük bir evdi. Kapıyı çaldığım an açıldı, kapının önünde falan mı bekliyordu?

"Sonunda gelebildin, hoşgeldin..." dediğinde cevabımı almıştım.

"Hoşbuldum da, noldu?" dedim merakla içeri girerken.

"Biraz dinlen, bir şeyler yiyelim anlatıcam." dediğinde başımı sallayıp eşyalarımı yerleştirdim ve üstümü değiştirip evi gezmeye başladım.

Alt katında mutfak, salon, tuvalet ve kütüphane vardı.
Üst katında ise yatak odası, tuvalet, giyinme odası ve çalışma odası vardı.

Salonda otururken bir anda kusma isteğiyle tuvalete koştum, klasik bildiğimiz kanlı kusmuktu yani. Burnumun akmasını aldırmayarak Devrimin yanına gitmeye başladım. Hasta mı oluyordum gerçekten? Mutfağa gidip yine eskisi gibi Devrimin marifetlerini izlerken gülerek bana döndü.

"Beria!" dedi bana döner dönmez korkuyla.

"Efendim?" dedim anlamayarak. Hızla bir peçete alıp nazikçe burnumu silerken elinde ki kanlı peçeteye şok içinde bakıyordum.

"O kan mıymış? Bende hasta oluyorum sandım!" dediğimde Devrim çok endişeliydi.

"Merak etme Devrim, alt tarafı ölüyorum." dediğimde sinirle bakıyordu bana.

"Bebeğim, biraz pozitif konuşmaya çalışsan?" dedi ellerimi tutarken, kalbimdeki kıpraşmalarla birlikte istemsizce gülümsedim.

"Bebeğin miyim?" dediğimde o da gülerek başını salladı.

"Evet, sen benim bebeğimsin." dedi o da güzel gözleriyle bakarken. Ben yüzümü yıkamak ve burnuma bakmak için tuvalete giderken Devrimde yemek yapmaya devam ediyordu.

Üst kattaki tuvaleti neden bilmiyorum ama daha çok seviyordum, daha büyük ve güzeldi. Yüzümü yıkarken bir yerin su damlattığını duydum, hızla küvetin perdesini açtığımda su borusundan su damlıyordu. Küvetin içine girip ona bakarken sinirlerimi bozmuştu damla sesi. Hızla aşağı inip yemek yedikten sonra Devrimin orayı yapmasını istedim, yemeklerden sonra mutfağı toplayıp boruya bakarken Devrim bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Ben küvetin dışında, Devrim ise içindeyken boruyla uğraşıyordu.

Bir anda borunun patlamasıyla Devrimi orada bırakıp perdeyi üstüne kapatmam bir oldu. O perdeyi açıp beni tutarken bir anda beni belimden tutup küvetin içine çekti. Ben düşüp küvette otururken o da eğilip bana bakıyordu.

Özel KorumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin