25. BÖLÜM: Alışmak.

295 13 1
                                    

Devrim bize hayranlıkla bakarken bende Adnandan ayrılıp Devrime baktım.

"Yardım edebileceğim bir şey var mı?" dediğinde başımı olumsuzca salladım.

"Sağolun, yok. Biz gidelim artık hem." dedi Devrimde kalkarken.

"E biraz daha otursaydınız-" derken sözünü kesti.

"Yok kalkalım, birkaç işimiz var hem." dediğinde anlamayarak Devrime baktım. Ne işimiz vardı başka?

"Devrim! Ben bir şey konuşmak istiyorum özel olarak, sen gidebilirsin." dediğimde meraklı gözlerle bakıyordu bana.

"Yok siz konuşun bende bir şeyler atıştırayim, acıktım." başımı sallayıp Adnan Abiye döndüğümde o da merakla bakıyordu bana. Elini koridora doğru yaptığında başımı sallayıp yanında geçtim ve bir odaya girip oturdum. Adnanda yanıma oturup bana merakla bakarken tereddütle konuşmaya başladım.

"Annemden sonra evlendiniz mi?" diye sordum ilk olarak. Biraz kafası karışık şekilde baktıktan sonra başını olumsuzca salladı.

"Yani annenle alakası yok, sadece evliliğin bana uyduğunu düşünmüyorum." başımı salladım. İstediğim cevabı alamadım. Ama dur bir dakika! Neden bu kadar salağım? Semih benden büyükse annemden önce evliliği oldu yani!

"Peki annemden önce hiç evlendiniz mi?" diye sordum direkt bekletmeden. Başını salladığında şaşırıp yine sorumu ekledim.

"Peki çocuğunuz oldu mu?" bir anda anlamadığım şekilde gülünce sadece baktım saf saf.

"Niye soruyorsun bilmiyorum ama anlatayim. Annenden önce 2 yıllık bir evliliğim oldu, ve bir çocuğum. Ondan 6 yıl sonra zaten sen oldun, fakat o 6 yıl boyunca tabikide baktım çocuğuma. Çünkü annesi bana postalayıp gitmişti, daha sonra bir maddi çöküş yaşadım. Çocuğun hayatını karartmamak için annesine gönderdim. O günden beri bir daha görmedim, ta ki..." dedi ve durdu. Bana baktı öylece.

"Evet?" dedim anlamayarak. Çok mu malım ya?

"Sen çok küçükken sokakta kaşını yarmıştın, üvey abinde seni hastaneye getirmişti. Zaten o zaman başladı herşey. Anneni ve abini yıllar sonra tekrar görmem, ve güzel kızımı tanıyabilmem..." dediğinde ufak bir tebessümle düşündüm. Abin diyince garip olmuştum. Eğer bu Semih, abim çıkarsa abim beni zehirlemiş mi olur? Ay Allah korusun! Allahım lütfen Semih abim falan çıkmasın!!

"Peki bu bahsettiğiniz abi Semih mi?" diye soruverdim bir anda. Şaşkınlıkla bakarken sadece kesik kesik başını salladı.

"E-evet ama nerden biliyorsun?" sorusunu umursamadan ben yeni bir soru sordum.

"Acaba elinizde fotoğrafı varsa görebilir miyim?" başını sallayıp ayağı kalktı ve etrafı karıştırmaya başladı.

"Olması lazım."
"Heh!" diyerek fotoğrafı bana uzattığında merakla baktım. Semihe benziyordu, fakat emin olmam gerek.

"Bu kaç yaşındaki fotoğrafı?" diye sordum ona bakarken.

"9-10 yaşlarına ait olması gerek sanırım, seni getirdiği zaman düşmüştü cebinden." başımı sallayıp ayağı kalktım.

"Bu bende kalabilir mi?" evet biliyorum çok fazla soru soruyorum!

"Tabikide, ama neden? Napıcaksın?" diye sorduğunda tereddütle cevapladım.

"Gerçekleri bulucam diyelim, çok sağolun. Bende artık gideyim." o da ayağı kalktığında hala aklında sorular vardı. Tamam soru sorma sırası sizde sevgili babacığım!

"Ne gibi gerçekler? Bak anlatamadığın şeyler varsa lütfen anlat kızım." dediğinde tebessümle başımı salladım.

"Herşeyi öğrenip emin olayim, söz anlatıcam." dediğimde o da başını salladı.

"Eh iyi madem, hadi geçireyim bende!" Devrime seslenip o da geldiğinde kapıya gelip ayakkabılarımı giydim, son kez Adnana dönüp hafif bir gülümsemeyle baktım ona.

"Görüşürüz Adnan abi." dedim istemsizce.

"Görüşürüz ufaklık..." dedi o da acı gülümsemeyle.

"İyi günler." dedi Devrimde ayakkabılarını giyip Adnana dönerken.

"Sizede oğlum." dedi Adnan Devrime gülerek bakarken. Hızla aşağı inip arabaya bindiğimizde Devrim sürmeye başlamıştı bile.

"Özel olarak ne konuştunuz?" gözlerimi devirerek Devrime baktım sadece.

"Özel olduğuna göre söylemem mantıklı olur mu Devrim?" diye sorduğumda Devrim bir yandan bana bir yandan yola odaklanmaya çalışıyordu.

"Güzelim bu kadar özel ne olabilir acaba?" diye sorduğunda sustum birkaç saniye.

"Öğrenmem gereken şeyler var." dediğim an bana döndü.

"Benden bir şey mi saklıyorsun?" korkuyla afallarken o arabayı sağa çekip bana odaklandı.

"Evet?" bana sorgulayan gözlerle bakarken ne yapacağımı şaşırmıştım.

"Şey..." diyebildim sadece.

"Ney Beria?" korkudan gözlerine bile bakamıyordum!

"Benim bir abim olabilir..." diye mırıldandığımda daha da kaşlarını çattı.

"Nerden öğrendin?" gözlerimi devirdim ve birkaç saniyeliğine yüzüne baktım.

"Nerden olabilir Devrim?" dediğimde sinirle bakıyordu bana.

"Adnana gidip bir kardeşim var mı diye sormazsın sen Beria!" biraz düşünüp lafı çevirmeye çalıştım.

"Adnan Baba." dedim tatlı bir gülümsemeyle şirinlik yapmaya çalışırken.

"Lafı çevirme!" bozularak geri kucağımdaki ellerime bakarken o hala sertçe bakıyordu.

"Kim şüphe ettirdi? Ne oldu? Kim söyledi Beria?" sorularını sıralarken boğalıp patladım. Yani çok patlamadım aslında.

"Tamam Devrim gelme üstüme! Cezaevine gittim babamla buluştum. O dedi, bende gidip Adnana sordum." dediğimde şaşkınlıkla bakıyordu sadece.

"Şu adama da baba diyip durma!" dediğinde başımı salladım sadece.

Birkaç saniye sonra Devrimde sakinleşip pişman gözlerle bakıyordu.

"Güzelim, tamam çok üstüne gelmiş olabilirim. Özür dilerim." dediğinde bir şey demeyerek kucağımdaki ellerime bakıyordum hala.

"Beriam?" dedi eliyle çenemi tutup kaldırırken.
"Bir daha olmayacak söz." dediğinde ufak bir tebessüm yaptım.

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Buraya ne zaman geldim? Hiçbirşey hatırlamıyordum...

"Devrim..." diye mırıldandım gözlerimi zar zor aralarken.

"Güzelim, iyi misin? Bir şeyin var mı?" net olarak gördüğümde kolumdaki serumla bakıştık bir süre.

"Ha?" dedim kendime gelip Devrime bakarken.

"İyi misin?" diye sorduğunda başımı salladım sadece.

"Ben nasıl geldim buraya? Hatırlamıyorum bir şey." dedim beynimi zorlarken. En son arabadaydık, Devrime babamla buluştuğumu söylemiştim. Gerisi yok!

"Arabada dururken bir anda kapıyı açıp yere attın kendini, klasik kustuktan biraz sonrada bayıldın zaten." bu kadar normal karşılaması şaşırtmıştı. Bu benim tanıdığım Devrim olamazdı!

"Ah, evet!" dedim hatırlayarak. O romantik anı bozup arabadan atladığımı hatırlıyorum. Yerde öyle oturup kusarken başımda endişeyle duran Devrim bir de! Ve son olarakta kararan gözlerimi.

Ahh, bunlar çok alışıldık durumlar!

Özel KorumaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin