-0.7-

467 28 41
                                    


-•| Society will win. |•-


______________'°

Controlled by Revolutionary.

'°_______________

"Emin misin babacığım?"
"Aynen aynen hadi çabuk ol da gidelim"

Türkiye Kıbrıs'ın çantasını kendi koluna taktı ve ikisi beraber okul çıkışına yürümeye başladı.

".....ne dediler?"
"Bu seni hiç alakadar etmez"
"Baba sana dün gece kurtlar vadisi izleme demiştim!"
"Evde konuşuruz Kıbrıs. Lütfen..."
"Tamam"

Türkiye bir anda duraksadı. Kıbrıs ne olduğunu anlamadan Türkiye sertçe Kıbrıs'ın elini tuttu.

"Ah! Baba i-iyi misin?"

Türkiye nefesinin kesildiğini hissetti. Bir şey oluyordu ve olacaktı da. Büyük şeyler...

Elini ister istemez kalbine götürdü. Canı acıyordu. Hemde çok...

Bir anlık iç güdü ile Kıbrıs'ı kucağına aldı ve hızlıca dışarı koşmaya başladı. Kıbrıs merak içinde babasına bakarken sadece telaş ve korku görüyordu. Bu onu oldukça korkutmuştu

Türkiye Kıbrıs'ı arabaya bindirdi ve gazı kökledi. Kıbrıs'ın ne oluyor tepkilerini görmüyordu. Gözünde kocaman bir karanlık vardı.

Çünkü Türkiye bu hissi en son yaşadığında boynunu delip geçen bir bıçak darbesi yemişti...

"BABA! KORKUYORUM!"
"Kıbrıs, telefonum... Azeri ara."
"TAMAM AMA BANA NE OLDUĞU-"
".Kıbrıs dediğimi yap.!"

Türkiye arabayı son gaz eve sürerken farketti ki yollar bomboştu.

"Baba..."
"Kıbrıs sana ara dedim-"
"Bak...."
Kıbrıs Türkiye'ye telefonu uzattı. Telefonun ekranı kırmızı ile kaplı ve titriyordu.

Sıkı yönetim
Lütfen sokaklarınızdan çıkmayınız...

"Noluyo lan?"
Türkiye telefonuyla Gürbüz'ü aradı.

"Gürbüz no-"
"EFENDİM LÜTFEN ORAYA GİTMEYİN SİZİ DE Ö-"
"Alo? ALOOOO?!"

Telefon bir anda kapanmıştı ve Türkiye'nin içini daha da büyük korku kaplamıştı.

"B-Baba... Herkes nerde?"
"Keşke bilsem birtanem keşke bilsem..."

Türkiye eve geldiğinde bir tuhaflık farketti. Ölüm sessizliği...

"Kıbrıs arabada kal tamam mı? Birşey olursa sadece bağır. En yüksek sesinle... Eğer 10 saniye içinde gelmezsem arabayı kullan ve git"
"N-Nereye?!"
"Sen zeki çocuksun bulursun birşeyler."
"H-Hayır baba B-Ben..."

Türkiye Kıbrıs'a sarıldı.
"Şşşş sakin ol. Sana ne öğrettim ben?"
"...seni seviyorum baba"
"Bende seni seviyorum"

Türkiye arabadan inmeden topridoyu açtı ve bir tabanca aldı. "Diğeri senin"
"Tamam"

Türkiye yavaş adımlarla eve ilerledi. Kapıya siper aldı. "AZER! orda mısın?" Ses gelmedi.

Türkiye kapıyı ayağı ile tekmeledi. Kapı ikiye ayrıldı ve evin içine düştü.

Türkiye eve girdi. Ev bıraktığı gibi duruyordu.
"Azer?!"

Türkiye başında büyük bir sancı hissetti.
"Üzgünüm... Bay Türkiye..."

Türkiye arkasını dönemeden kafasında daha da büyük bir sancı hissetti. Bilincinin kapanmasına az kala Kıbrıs'ın çığlığını duydu.

"BABA!"
"...k-k...kıbrıs..."

-~-

"Atatürk'ü sever misin Türkiye?"
"Sana bana Türkiye deme yetkisini kim veriyor? Öldürdüğün adamlar mı?"
"Soruma cevap vermen bence ikimiz için de en hayırlısı olur. Tch... Oğlun da aynı fikirde midir acaba?"

Türkiye bir anda gözlerini karşıdaki kadına dikti. Daha sonrada bulunduğu sandalyeden bağlı olduğu ellerini kurtarmaya çalıştı.

"Eğer... Eğer ona zarar verirseniz, onun kılına zarar gelirse sizi.... Yaşatmam ve diri diri yanarak ölmenizi sağlarım!"
"Bir babanın oğlu için yapabileceği şeyler. Eğer yaşasaydı acaba benim babam bunları söyler miydi?"

Türkiye derin nefes aldı hareketsizce gözlerini yere dikti.
"Evet. Canımdan çok. O benim babam"
"Ah evet. Senin biyografinde okumuştum. Atatürk'ün evlat edindiği çocuklardan biri sensin değil mi? Tamam soruyu değiştirelim."

Çağla Türkiye'nin kafasından nazikçe tuttu ve kendisine bakmasını sağladı.
"Onu bir ilah olarak gördün mü?"
"Asla. Hatta bu onun en büyük korkusuydu. Geçmişte kaybolup şimdiyi unutmak. En büyük korkusu gerçekleşti ve onun şanını kullanıp islamofobiyi yaydılar."

Çağla gülümsedi. "Bana kızgın mısın?"

Türkiye kahkaha atmaya başladı.
"Gidip diğer tüm partilerin milletvekillerini katliam içinde öldürdüğün ve şuan diktatör olarak ülkenin başına geçmen yüzünden mi?"
"Seçimde oynama yaptılar biliyorsun"
"Kan dökmek gerekli miydi?"
"Onlar hiç dökmedi mi?"
"..."

Türkiye karşısında ona bakan takım elbiseli esmer kadının ta gözlerinin içine baktı ve histerik bir şekilde mırıldandı.
"O zaman eğer o gün orada olsaydım beni de öldürecektin."
"Elbette"

Türkiye dudaklarını yaladı. "Bana öyle bakma bu benim için bir iyilik olurdu"
"Bunu bildiğim için içim rahattı. Hatta evine yolladığım Tim Kıbrıs'ı korumak içindi."

Türkiye arkasına doğru yürüyen kadına baktı.
"Hepsini taramak ile ilgili söylediklerin bir şakaydı sanıyordum"
"Ben o gün seni test ettim Türkiye. Halk gerçekten ne düşünüyor bunu bilmek zorundaydım."
"Ters cevap versem ne yapardın?"
"Hiçbir şey. Büyük ihtimalle İsviçre'de bir ev tutar orda yaşardım."

"Sağol..."
"Senin için yapmadım."
"O zaman çöz beni bu lanet şeyden oğlumu özledim."
"Sana çekmiş"
"Biliyorum."

-Devam edecek-

Önümüzdeki günler- CountryHumans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin