Önümüzdeki günler- CountryHumans

-13-

Amerika helikopterden indi ve hızlı adımlarla TBMM ye doğru yürüdü.

"Bay Amerika nasıl yardımcı ol-"
"Türkiye Cumhuriyeti ile bir toplantı istiyorum şimdi!"
"T-Tamam efendim..."

Amerika bekleme salonunda birkaç tur döndükten sonra kendini koltuğa attı ve stresten dolayı ağrıyan başını okşadı. Umarım iyisindir Türkiye...

Umarım...

"Bay Amerika üzgünüm şuan görüşmezsiniz çünkü Bay Türkiye 2 saat önce çıkmış. Yarına bir toplantı ayarlayalım mı?"
".... Yok kalsın bende gidiyordum zaten."

Kadın odadan çıkar çıkmaz Amerika telefonuna yönlendi. Sonra da Rusya'yı aradı.
"Alo Rusya Türkiye evde değil mi?"
"Şey aslında hayır. Bugün eve gelmemiş çoktan gelmesi gerekiyordu diyor Azer. O da endişeli de, Türkiye orada değil mi?"
"Hayır.... Lanet olsun ki hayır..."
"Korkma. B-Belki boğazda keyif falan yapıyordur belki-"
"Şuan ne halt yediğini bilmiyorum ama onu bulmamız gerek Rusya."

-~-

"Evet efendim. 433 kişi var şuan içeride. 208 i yetişkin erkek 104 ü yetişkin kadın. 18 yaşlı adam ve 56 yaşlı kadın var. 18 yaşının altında tam 47 kişi var yarısından fazlası bebek."
"Anladım. Yakmak için neyi bekliyoruz?"

Yanındaki asistan duraksadı. "E-Efendim. Bebek nüfus-"
"Onlara merhamet mi gösteriyorsun? Ülkeyi bu hale getirenler onlar ve sen hala merhamet mi gösteriyorsun, Zeynep?!"

Zeynep elindeki dosyayı yere attı.
"Çağla hanım! Bu artık insanlık dışı bir eylem. Bıktım artık! Ahlak sınırı diye birşey var. O bebeklerin, çocukların ne günahı var. Yazık değil mi?"

Çağla'nın gözleri sinirle parladı. Önünde duran genç kızı duvara itekledi. "Kendine gel gerizekalı! Peki ya Taksim'de patlayan bomba saldırısında ölen minik bebeklerin suçu neydi?"
"AMA ONLARI ŞUAN YAKMAK ÜZERE OLDUĞUMUZ BEBEKLER ÖLDÜRMEDI! ONLARIN SUÇU YOK!"
"NE YANI BÜYÜYÜNCE ONLAR DA AYNISI OLACAK!"
"EEE YETER ARTIK! İSTİFA EDİYORUM!"

Zeynep ayağa kalktı ve kadına omuz atıp oradan biraz uzaklaştı. Çağla, Zeynep gittikten sonra önünde duran düğmeye yaklaştı. Sonra da kendi kendine mırıldandı. "Demek sende böyle hissediyordun."

Sonra da düğmeye bastı. Kulağına dolan çığlık seslerini aldırmadı, duymadı. Bebeklerin çığlık çığlığa ağlayışını veya kadınların yanmaktan dolayı duyduğu acı çığlıklarını. Etrafa kötü koku yavaş yavaş saçılmaya ve çığlıklar ise dinmeye başlamıştı.

Yan odada bunu telefonuna kaydeden Zeynep, hem ağlıyor hemde bunu engelleyemediği için kendine kızıyordu.

Işleri bittikten sonra 'kalan insan artıklarını' kaldırdılar. Zeynep gizlice fırının fotoğrafını çekti ve bir şekilde Türkiye'den (ç)aldığı Birleşmiş Milletlerin numarasına attı.

Fakat birkaç saat sonra o da öldürüldü.

Sizce Çağla istifa dilekçesini kabullenir miydi?

Asla.

-~-

"Türkiye nerede? Başkanıyla hep beraber gezerdi şimdi ortalıkta yok?"
"Bilmiyorum. Bende birkaç gündür ulaşamıyorum. Polislerde onu arıyormuş."
"Merak etmeyin Türkiye o bişey olmaz ona."

Almanya, Yunanistan ve Kanada Türkiye'nin nerede olabileceğini tartışıyordu.

"Kadın bugün farklı gözüküyor. Daha ciddi ve korkunç? Ah kurtuluş savaşından flashback yedim."
"Toplantı öncesinden önemli duyuruları olduğunu söylemişler. Birleşmiş Milletler bugün çok kötü hasta galiba. Beti benzi atmış..."
"Aynen sanki Nazi geri döndü hahah- ah özür dilerim Almanya..."