-32-

279 30 230
                                    

-Geçmiş- (önceki bölümden)
10 Eylül, 2019

Melek yolda yürürken, insanların onun yüzüne bakıp "Ah yüzünde lekeler var" ifadelerini görmezden gelmeye çalışıyordu.

Elbette ki bunları görmezden gelmekte oldukça ustaydı ama rahat biz şekilde yürüyemediği için hala kendini rahatsız olmuş hissediyordu.

Adalet bakanlığına yürürken, bir yandan da kulaklık ile müzik dinliyordu. Bugün önemli bir duruşması vardı.

Taciz edilen o küçük kızın, intikamını alacağı duruşma....

Aklına geldikçe kalbi burkuluyor ve gözleri doluyordu ama güçlü kalacaktı. O bunun için eğitilmişti.

Bir anda karşıdan koşan iki tane polisi gördü, çevik kuvvet ekipleri gibi duruyordu. Yanından bir şimşek gibi geçtiler. Birini arıyor gibiydiler.

Tekrar yoluna devam etmeye başladı ve az önce dalgınlık ile sokakta dönmesi gereken yeri kaçırdığını fark etti.

"Püf! Hiç uğraşamam vallahi kestirme kullanacağım."

Issız bir sokağa girdi ve hızlı adımlarla yürümeye başladı. Azıcık içi ürpermemiş değildi. Arkasından gelen ses ile endişesi iki katına çıktı.

"Melek Karabük? Değil mi?"

Melek hemen arkasını döndü ve kendisine bakan 3 tane esmer, iri yapılı adam gördü.

"E-Evet buyrun?"
"Al-Sabbah bin Üzeyir'in mahkemesindeki hakim misin?"
"Evet öyleyim bir sorun mu var?"

Adamın biri kaşlarını çattı. "Üzeyir babamıza ceza vermeyeceksin."
"Ben hakimim ve bunu size mi soracağım. Türkiye vatandaşı bile değilsiniz."
"Bak kadın, uzatma işte daha başına perçem geçirmeyi bilmiyorsun."

Melek sinirle adamlara döndü. "Siz mi karar vereceksiniz benim ne yapacağıma?! Sizden ve o lanet babanızdan daha imanlı olduğum kesin!"

Sağ köşedeki adam sinirle ona atıldığında Melek, polisi aramaya çalışmak ile meşguldü.

"Seni *****! Üzeyir babamıza ne biçim iftira!"

Adam meleğin elinden telefonunu aldı ve köşeye fırlattı, paramparça olan telefona şok olmuş bir şekilde bakan Meleğin gözleri biraz dolmuştu.

"Şuna gününü gösterelim de ne bir daha açık dışarı çıksın ne de Üzeyir babamıza laf etsin."
"Haklısın abi."
"N-Ne?! Uzak durun benden!"

Adamın biri sertçe Meleğin bileğini kavradı, karşısındaki adam çok güçlü olduğu için karşılık veremiyordu.

"IMDAT! YARDIM EDIN!"

Adam tam Meleğe sertçe vuracak iken Melek gözlerini sıkıca kapadı ve ağlamaya başladı.

Ama beklediği darbe yüzüne gelmedi. Bir darbe sesi duyduğuna emindi ama hiçbir acı hissetmedi. Gözünü açtı ve karşısında bileğini sıkan adama baktı, o da şok olmuştu.

"Ha?! Sen de kim-"

Bileğini tutan adam aldığı yumruk darbesi ile yere devrildi. Tam arkasında ona bakan biri vardı.

Çok tanıdık biri.

Melek dolu gözleri ile ona baktı, yüzüne gölge vurduğu için tanımlayamıyordu. Sonra ise dikkatini yerde yatan iki adam çekti.

"İyi misiniz hanımefendi?"

Sesi de tanıdıktı; rahatlatıcı, nazik ve yumuşak. Şevkat içinde....

Önümüzdeki günler- CountryHumans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin