-0.3-

515 39 43
                                    


-(' Don't forgive me dad. Never, ever.')-

__________'•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

__________'•

Controlled by Father.

•'____________

[ 18 Mayıs, 1919 ]

Odanın içinde yankılanan sesler arkadan arkadan cılız oğlanın kulağına gelmeye başlamıştı.

"Aşırı hasta. Biliyorsunuz koyduğumuz kanunlar-"
"O bir insan değil, Ülke!"
"S-Sakin olun paşam ama üzgünüm."
"Bu çocuk iyileşene kadar lanet gemiye binmek yok bana, kokuşmuş yöneticilerine söyle de kararlı olduğumu anlasınlar."

Doktor söylenerek odadan çıktı. Geride kalan altın sarı saçlı adam ise sinirle önünde duran sedyeyi tekmeledi.

Türkiye, kurumuş boğazından tiz ve güçsüz bir ses çıkardı.

"Ö-Öz...Ö--Özür dilerim...."

Atatürk yanında yatan oğlanın sesini duyar duymaz hem şaşgınlık hem heyecan ile sedyeye eğildi.

"Oh.... Çok şükür! Sonunda uyandın."
"B-Ben...B-Benim suçum değil mi?"

Atatürk'ün yüz ifadesi değişti, şaşkınlık ve merak sardı kalbini.
"Ne için? Neyden bahsediyorsun?"

"Oradaki askerler... Beni o saraydan almak için..."
Türkiye ağlamaya başladı.
"....şehit oldular...."

Atatürk hemen kaşlarını çattı.

"Hayır... Hayır! Kendini sakın suçlama! Sadece senin için değil bu vatan için solan birer can!"
"Neden b-benim için geri geldin? Zaman kaybettin..."
"Seni bırakırmıydım sanıyordun? Bir düşün bakalım şehzadem..."

[ 25 Aralık 2022 ]

Türkiye aklına gelen anı ile gülümsedi. Gerçek babası ona böyle seslenirdi hep. Alışkanlık belki bu bilinmez ama Türkiye bunun çok hoşuna gittiğinin farkındaydı. Önündeki mezara iyice baktıktan sonra, tekrar yanında olup ona "Şehzadem" demesi için neleri verebileceğini fark etti.

Mezarın ortasında ki çiçeği suladı. Sadece ona ayrılmış bir çiçekti. İlk öldüğünde o dikmişti ama halen orda, solmadan duruyordu. Beyaz güller...

Atatürk'ün kabirinin olduğu odaya Türkiye dışında başka kimse giremezdi. En az 2 ayda bir gelir ve babasını ziyaret ederdi. Ama bugünkü geliş amacı başkaydı.

"Nasılsın baba? Ben mi? İdare eder... İyi olmaya çalışıyorum. Ülke berbat bir durumda olsa bile..."

Türkiye'nin gülümsemesi yavaşça soldu. Gözlerinde biriken damla damla göz yaşları yere doğru düşmeye başladı.

"E-Eğer.... Eğer bu seçimden de bir sonuç olmazsa ve artık senin, sizin emekleriniz bir hiç olursa... Beni asla affetme baba..."

Elinde duran beyaz gülleri mezara koyduktan sonra mezar taşını okşadı.

"Bu seni son ziyaret edişim olabilir baba."

Türkiye burukça gülümsedi. Kapıya doğru ilerlerken ağzından birkaç kelime daha çıktı.

"Çünkü artık senin yanında olacağım... Ya da... Ne saçmalıyorum ben"

"Benim gibi biri nasıl cennete gidebilir ki?"

-Devam edecek-

Önümüzdeki günler- CountryHumans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin