-DALA TUTUNMAK-

85 20 163
                                    

5. Bölüm:Dala tutunmak.
*orta kalınlıktaki dala tutunurken, artık incecik dalda hayat bana seçim sunuyordu, ölüm mü yaşam mı?

 *orta kalınlıktaki dala tutunurken, artık incecik dalda hayat bana seçim sunuyordu, ölüm mü yaşam mı?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ferit Demir 54 yaşında Melis'in babası.
____________________________________

DÜZENLENMİŞTİR.

Annem karşımdaydı yine, ben kucağında uzanıyordum, sanki bulutların üstündeydik, ve yataktaydık. Annemin kucağında uzanmıştım, annem de beni izliyor, saçlarımı okşuyordu.

"Uyandın mı?" dedi gülümseyerek, yine o yanağında 2 gamze oluştu.

çok seviyordum bu gülüşünü, o güzel saçları ve gözleri iyiki bendede vardı, çünkü benden kalan mirasmış gibi hissettiriyordu. İyiki O adamın huyunu almamışım.

"Uyandım." dedim gülüşüne karşılık vererek. Ve doğruldum. O güzel yüzünü inceliyordum.

"Ne zamana kadar yanında olucam?"dedim, annemi bırakıp gitmek istemiyordum.

"canım sen zaten buraya ait değilsin, burada da değilsin, hayattasın" kaşlarımı çattım, cevap vermedim.

"Peşimi bırakmıyor, iğrenç anılar var aklımda."

"Sabrediceksin canım, ve etrafındaki arkadaşlarına lütfen güven, ne olursa olsun sabret, zaman her şeyin ilacıdır." dedi. Saçlarımı okşuyordu. Ama aniden kafama bir şey takıldı.

"Anne nasıl burada değilim ben?"

Gülümsedi bana.

"Gerçek dünyadasın şuan."

"Yanıma mı geldin? Ben yanına gitmedim mi?" dedim şaşkınlıkla ve gülmümseyerek.

"Şuan ne ben senin yanına gittim, nede sen benim yanıma geldin canım kızım."

"Nasıl yani? Bu da ne demek?"

"Gitmem gerek." dedi. Nasıl yani? Neden gidiyor?

"Neden gidiyorsun? Ben çok huzurluyum böyle. İstemiyorum gitmeni."

"Seni özleyen birileri var."

Sorgulamadım bile, aklıma birileri geliyordu. Ama annemin görüntüsü bulanıklaşmaya başladı.

"Hayır! Anne gitme!" gitti bile, etraftaki bulutlar da gitmişti. Her yer simsiyah olmuştu. Ben ise bilinmeyene doğru düşüyordum.

Annemin o güzel yüzünü göremiyordum. Kapkaranlık bir yer, arafta mıydım? Yok. Ben, ölüm ile yaşam arasındaki ince noktadaydım. Hayat benden sıkılmış en sonunda orta kalınlıktaki dalı benden alıp incecik dalı vermişlerdi, ve ben o dala tutunmaya çalışıyordum. O ruh sanki içlerimde gibiydi, 'açma gözlerini!' diyordu. Bende istemiyordum. Hayatın o felaket'i böyle yaşamıyordum. Sanki rahat gibiydim. Ben az önce Rüya mı gördüm? Bu da iyi bence. İlk defa görmüştüm çünkü. Ancak, bariz sesler duyuyordum, buğulu. Birisi mi ağlıyordu? Yok artık! İnanmam.

KADER OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin