Pencereden içeriye süzülen güneş ışıkları yüzümü okşayıp geçiyordu. Mahalledeki çocuk sesleri, kahvaltı seslerine karışmış, anlaşılan ortalık gene şen şakraktı. Yatakta doğrularak üzerimdeki ince örtüyü kenara tabiri caizse fırlatırcasına attım.
Odamın kilidini hafifçe döndürerek kapımı açık konuma getirdim . Günümüz güzel başlamıştı, birde annemin bağırışları bütün mahalleyi sallamasa.
"PERİİİİ! kime diyorum kız kalksana öğlen oldu. MAHPERİ!"
Selamlar ben Mahperi. İstanbul'un küçük ve güzel kasabasında dünyaya geldim. Herkesin birbirini tanıyıp kucak açtığı, evlerin birbirine neredeyse birbirine bitişik olduğu bu güzel mahallede doğup büyüdüm. Ne şansımadır ki istediğim bölüm olan Hemşireliği de İstanbul'da kazandım. Bu olay ailemi çok sevindirmişti. biricik mahallesi ve pek sevgili ahiretliğinden ayrılmayan annem ise adeta havalara uçmuştu.
"Geliyorum!"
Üzerime beyaz yazlık bir elbiseyi giydim ve dalgalı saçlarımı küçük bir tokaya önlerinden birer tutam bırakarak tutturdum. Annemin adeta kendini yırtarcasına çıkarttığı seslere kimse kayıtsız kalmasa gerek. Salonda çekirdek ailemin tamamı toplanmıştı.
Evde toplam beş kişi kalıyorduk. Biricik (!) abim, kocasını altı yıl önce toprağa veren babaannem, ben, annem ve babam.
"Ne oldu anne neden mahalleyi inletiyorsun."
Tek kaşını kaldırıp elinin bilek kısmını beline dayamıştı. Klasik bir anne duruşu yapıyordu şu anda bana, "Hazırlan Hanife'lere gideceğiz"
Sıkıntılı bir soluk verip iki elimle yüzümü sıvazladım. "Benim ne işim var annem Hanife teyzegilde? Hem bugün Ayaz abi gelmiyormu?"
Elimdeki börek dolu tepsiyi kahvaltı masasına bıraktı ve başörtüsünü düzeltip konuşmaya başladı. "Onun için zaten, mahalleli birşeyler hazırlamış, bizde elimiz boş gitmeyelim."
"Mahalleli hazırlayacağından değil de kızları evde kaldı diye getirmiştir"
Sözlerime beraber annemin ayağımdaki terliği kalçalarıma vurması bir oldu. "Şişşşşttt, bizim de kızımız evde kaldı ama hala yemek getiren yok."
Anneme cırlayarak "Ne alakası var anne! Adam asker bırakta evlensin ben daha işe bile girmedim." dedim.
Gözlerini devirerek aynanın önüne geçti ve üzerini düzeltti. "Peri"
Tırnağımın ucuyla oynuyordum. "Mahperi! Çok geç kalmıyorsun annem. Gülseren oradaysa kesin hava atmaya başlar yalnız bırakmıyorsun bak beni"Kafamı anladım der gibi salladım. "Birazdan gelirim"
Tek eline böreği alıp bahçe kapısından karşı bahçeye geçti. Hanife teyze annemin ahiretliğidi. Yan yana evlerde yaşarız, ayrılmaz ikili gibi her yere beraber giderler.
Babama döndüm fakat elindeki gazateden beni göremiyordu.
Abim desen telefona hülyalı bakışlar atıyordu. "Kiminle yazışıyorsun be"
Hızla çatılan kaşlarıyla bana döndü "Sanane lan malak"
Babannem zikir çektiği namazından bizim mevzumuza atladı "Bırakta istediğinle konuşsun kızım, evde kalmasından iyidir."
Babanneme kıkırdayarak yukarıya çıktım. Telefonumu dün ders çalışırken kapattığımdan beri açmamıştım. Bildirimler ardı ardına düşmeye başladı.
Bekarlık Sultanlıktır
Fatma Ablam: Kızlar Ayaz geliyormuş ya bugün
Işık:Hayırdır abla gencecik çocukla işin ne senin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Süveyda (+18)
RomanceKollarını belime sardığında, boşta kalan kollarımı sırtına kapatmıştım. Kokusu çok güzeldi, böyle hafif gibiydi ama sanki iz bırakmak ister gibi içime işliyordu. Saçlarıma gömülü yüzünü görmek istedim, derince nefeslendiğini duymuştum. Kulağıma eği...