Eee devam mı bakalım.
Sizleri özledim, uzun zaman oldu. Dün tekrar başlayınca biraz yazmaktan zarar gelmez dedim.
Sabah fena bir baş ağrısı ile kalktığımda yatakta yattığımı farketmiştim, aslında buraya nasıl geldiğimi merak etsemde gözlerime vuran ağrıyı durduramıyorum.
Kendimi duşa attığımda biraz olsun toparlanmış hissettiğimi anladım. Dün sevgilimi, Ayaz'ımı görmüştüm. Ama inanın yetmemişti, Duştan çıktığımda ıslak kumral saçlarımı havlu ile sarıp, kısa ipekten bir bornoza bedenimi geçirdim. Telefonu elime aldığımda Mehtap'tan gelen onca endişeli mesajın yanında Ayaz'a gelen bir mesaj bile yoktu. Mehtap'ın mesajlarına yanıt vermeye başladığımda balkon kapısının kırılacak gibi çaldığını duydum.
Koşarak merdivenlerden indiğimde evde gene kimse olmadığını farkettim. Balkon kapısının önünde durup perdeyi çektiğimde Ayaz'ın soğuk yüzü ile karşı karşıya geldik. Yüzüme bir duvar gibi bakan gözleri vücudumu gezdiğinde ateş saçmaya başlamıştı. Arkasında duran bir iki küçük çocuk benim olduğum tarafa bakarken gözleriyle balkon kapısını işaret etti.
Kapıyı açtığımda arkasına bakarak hızla içeri girmişti.
"Napıyorsun sen, napıyorsun Mahperi napıyorsun?" sesi gittikçe yükselmeye başlarken gözlerim doluyordu.
"Ya ben değil bir başkası olsaydı?" gözleri her yerimi talan ediyordu.
"Ben, özür dilerim bir an sen alacaklı gibi çalınca endişelendim."
Kaşları sinirli halini bozmamış ve yüzü hâla taş gibi katıydı. Ona doğru yürümeye başladığımda elleriyle durdurdu. "Üstünü değiştirirmisin ilk" gözlerim hayal kırıklığı ile yeri bulduğunda tırnaklarımı avuç içlerine geçirdiğini farkettim. "Neden, beğenmedin mi beni?"
Gözlerim dolu dolu yüzüne bakarken balkon kapısı aynı şekilde tıklatıldı, ancak bu sefer ses de geliyordu. "Ayaz abi, girdin çıkmıyorsun seni bekliyoruz" büyük veya ergen bir erkek sesi olduğunu tahmin etmiştim. Ayaz'ın açıldığı ağzı geri kapandı. Bedenimi süzerken sesli bir nefes bırakarak balkona doğru ilerledi. Ama ben bunu onun yanına bırakırmıydım.
Yukarı hızlıca çıkıp keten bir gömlek şort takımı aldım, içime giydiğim beyaz büstiyer beni yaz moduna sokmuştu bile.
Ayağıma sandaletlerimi giyerek ıslak saçlarımı taradım. Şövalyemi ve tuvalimi iki koluma alarak balkondan dışarı çıktığımda Ayaz'ın 15-18 yaş arasındaki 5 6 çocukla maç yaptığını görmüştüm, saniyeler içinde gözleri kitlenmiş, bembeyaz vücudumda gezinirken kaşları eskisi gibi çatılmıştı.Öksürerek dikkatimi çektiğinde şövalyemi yerleştiriyordum. Gözlerimi büyükçe açarak ne olduğunu sordum. Kafasını dikleştirdi. "Maç yapıyoruz, boyamanı içeride yapsan olmazmıydı ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Süveyda (+18)
RomansaKollarını belime sardığında, boşta kalan kollarımı sırtına kapatmıştım. Kokusu çok güzeldi, böyle hafif gibiydi ama sanki iz bırakmak ister gibi içime işliyordu. Saçlarıma gömülü yüzünü görmek istedim, derince nefeslendiğini duymuştum. Kulağıma eği...