7|ATEŞKES

46 3 0
                                    

                                    🌝

Kendimi uykuya teslim etmemin üzerinden kaç saat geçmişti bilmiyordum ama gözlerimi açtığımda hava hâlâ karanlıktı.

Uyuduğum için kendimi biraz daha iyi hissettim. Yatakta kollarımı geriye atıp gerindim. Kapıya doğru döndüğümde odaya bir sehpa getirilmiş, üzerine yemek konmuştu. O kadar çok açtım ki yerimden hemen kalkıp sehpaya koştum.

Tepsiyi alıp yatağa geri dönüp tepsiyi önüme koydum. Mercimek çorbası ve peynir zeytin vardı. Birbiriyle olan alakasına hayran kaldım(!)

Dört tane ekmek dilimi vardı. Birini alıp küçük bir parça bölüp hemen çorbanın içine batırdım. Ağzıma götürdüğümde ılık olduğunu fark ettim. Kısa bir süre önce getirilmiş olmalıydı.
Daha fazla düşünmemeye karar verip yemeye devam ettim.

Yemeği bitirince tepsiyi tekrardan sehpanın üzerine koyup banyonun içine girdim. Elimi yüzümü yıkayıp aynadaki aksime baktım.

Ruh gibiydim. Ergenliğim de ne kadar sorunlu bir çocuk olmuş olsam da bu kadar kötü bir dönüşü olacağını hiç bir zaman düşünmemiştim.

Bu kadarını hak etmediğimi biliyordum. Özgürlüğüme kavuşmak istiyordum. Ama elim kolum bağlıydı. Bu adam beni çaresiz bırakmıştı.
Aklıma gelen şey ile gözlerim fal taşı gibi açıldı.

'Hedefte ki ben değildim.'

Biri beni öldürmeye çalıştı!

Giray hariç herkes beni öldü bilirken kim benim yaşadığımı bilip üstüne öldürmek isterdi ki?

Kime ne yapmış olabilirdim? En fazla otobüste yer vermemişimdir ama canıma kast etmeye çalışan kişinin otobüste işi olduğunu düşünmüyordum.

Giray'ya sormaya karar verip banyodan çıktım. Odanın kapısına yaklaştığımda duraksadım. Kapının kilitli olduğundan emindim. Yatağa geri dönecekken ani bir kararla kapıya yanaştım. En azından şansımı denemek istedim.

Kapı kolunu umutsuzlukla aşağı indirdiğim de açıldığını gördüm. Bu şaşkınlık bana ömür boyu yeterdi.

Koridora çıktığımda etrafıma bakınınca alt kattan ışık geldiğini gördüm. Yavaşça merdivene doğru yaklaştığımda konuşma sesi duyup olduğum yerde kaldım. Tabi ki de dinleyecektim.

"Giray adamı mekana götürdüler ne zaman gideceğiz?" Bu ses Hakan'ındı. Daha iyi duyabilmek için bir basamak daha aşağı indim. Salondaki gölgelerini artık görebiliyordum.

"Kimin adamıymış bir şeyler söyledi mi? Bana erişemeyince yanımdaki kadına mı sarmaya karar vermişler? O itle bir alakası var mı?"

Kimden bahsettiğini bilmiyordum bu yüzden merdivene oturup can kulağıyla dinlemeye başladım.

"Cihangir Yakaza'nın adamı olduğunu itiraf etti. Benim düşüncem şu yönde. Sen adamın ailesini katlettin yıllardır senden intikam almaya çalışıyordu zaten. Dilan'a erişemeyeceğini anlayınca durulmuştu, uzun bir süredir ses yoktu adamda. Yakaladığımız adamın üzerinden siz hastaneden çıkarken çekilmiş fotoğraf çıktı. Bu fotoğrafın Yakaza'ya ulaştığından adım gibi eminim. O da eline bir fırsatın geçtiğini düşünerek hemen atağa geçti."

Çok güzel artık beni öldürmek isteyen bir kişi daha vardı. Birincisi tabi ki Giray'dı ama onun bunu yapabileceğinden emin değildim. Çünkü bakışları çok farklıydı. Üstüne Ondan daha fazla nefret etmeye başladım. Bir aileyi katletmek nedir? Aklı başında olan bir insanın bunu yapmayacağından emindim. Günlerdir bir seri katille birlikteydim.

Karanlığın Prensesi (Aşk-ı Bela Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin