Hoşgeldiniz pofuduklarım keyifli okumalar. Bu bölüm birazcık duygusal olacak. 🤍
Dilan'dan
Abim doktorun söylediklerinden sonra sinir krizi geçirdi. Ne dersem diyeyim beni hiç bir şekilde duymadı ya da duymamazlıktan geldi. Yoğun bakımdan bir hemşire çıkıp yanımıza koştu. Ve konuşmaya başladı.
"Efendim hasta yaşıyor. Nabız alamadığımız için doktor bey aceleci davranıp size hastanın hayatını kaybettiğini söyledi. Lakin az önce kalbi atmaya başladı."
Abim bu sözleri duyar duymaz taş kesildi. Gözlerindeki pırıltı belliydi. Sırtını duvara yaslayıp kendini yere bıraktı. Yüzünü avuçlarının arasına aldı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı.
Hemşire tekrar konuşmaya başladı.
" Birazdan onu yoğun bakım odalarımızdan birine alacağız. Henüz kendine gelmiş değil. Durumu her an kötüleşebilir. Bu yüzden kendinizi herşeye hazırlamanız gerek. Tekrardan geçmiş olsun."
Abim oturduğu yerden kalkıp hemşirenin önünde dikildi.
"O doktor bozuntusu nasıl aceleyle böyle bir haber verebilir? Bu nasıl bir sorumsuzluk? En kısa zamanda onu burdan kovdurtacağım ve hiç bir hastanede kendine iş bulamamasını sağlayacağım. Bunu gidin ona aynı şekilde iletin hemşire hanım."
Hemşire ağzını açıp bir şey söylemek üzereyken abim elini kaldırıp onu susturdu.
Hızla dışarıya doğru yürümeye başladı. Onu şuan başka bir odaya götürüyorlardı. Başının büyük bir bölümü sargılıydı. Vücudunda bir sürü kablo takılıydı. Bende koridorda duran sandalyelerden birine oturup abimin gelişini bekledim.
🌚
Hastanenin bahçesine çıktım. Onu artık yanımdan ayıramazdım. O yüzden yakınlarının onu öldü bilmesi daha iyiydi. Hemen bir telefon açtım.
"Efendim Giray Bey."
" Akşam haberlerinde yayınlanması gereken bir şey var halledebilir misin?"
" Tabi efendim haber neydi?"
" Bir araba kazası. Arabanın içerisindeki taksi şoförü ve yolcusu Nora Gökkaya karşı yoldan gelen bir arabanın çarpması sonucunda yanarak can verdi. Birazdan sana kızın fotoğrafını atacağım onun öldüğünü duyurman lazım. "
"Peki efendim akşam haberlerinin başında bu olacak. Başka bir isteğiniz var mı?"
"Yok sağol. Bunu hallet kafi." telefonu kapattım. Hemen Nora'nın bir kaç fotoğrafını konuştuğum kişiye attım.
Onu öldü bilmeleri benim işime yarayacaktı. Çünkü böylelikle benden başka gidebileceği bir yer olmayacaktı.
Yazar'dan
Ladin saatlerdir kuzenini arıyordu ama telefonu hep kapalıydı.
"Merak etme şarjı bitmiştir. Otur artık gelir birazdan." Ladin Kuray'ın sözlerinden sonra onun yanına geçip oturdu.
Kötü bir şeyler olduğunu hissetti. İçi daralmıştı sanki.
Bir kaç saniye sonra gözleri televizyona takıldı. Hemen sehpanın üzerindeki kumandayı alıp sesi açtı ve dikkatle dinlemeye başladı.
Ekranda kuzeninin fotoğrafı vardı. Alt yazıda ise ' Takside yanarak can verdiler.' yazıyordu.
Elini kalbine doğru götürdü. Dayısı ve yengesinin yaşadığı şeyin aynısını yaşamıştı kuzeni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Prensesi (Aşk-ı Bela Serisi 1)
Fiksi RemajaVücudumda dolanan soğuk metal şeyle nefesimi tuttum. Bıçak olduğunu anlamam uzun sürmemişti. "Kendine gel küçük kız, yoksa seni burada parçalara ayıracağım." sesi buz gibiydi. Yüksek kahkahası yerimden sıçramama sebep oldu. Bağlı ellerimi kıpırdatm...