8|ATEŞLER İÇİNDE

37 2 0
                                    

Diğer kitap karakterlerinin isimlerinin aynısı olmaması için yırtınırken bugün instagramda Giray isminde başka bir karakter olduğunu öğrenmem şoku👀

LÜTFEN YAZDIĞIM AÇIKLAMAYI OKUYUN. BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ.

Bu kitaba 2019'da başlamıştım uzun bir aradan sonra devam etme kararı aldım ama kurgunun diğer mafya kurgularından farklı olmasını istiyorum. Bu yüzden düşünüyorum farklı neler yazabilirim diye ama bu aralar ilham gelmiyor. Diğer kitaplara benzemesini istemiyorum çünkü bu aralar çok fazla çalıntı kitaplar çıkmış ortaya. Konuya tam hakim olmadığım için bir şey diyemiyorum.

Ama şunu bilin ki kendim düşünerek emek vererek yazdığım bir kitabın daha sonra başka bir kitapla benzerliği çıkar da çalıntı damgası yer diye de korkuyorum.

Kitabımı yazarken araştırma da yapıyorum başka kitaplarla benzer olaylar olabilir ama benimle aynı düşünce yapısına sahip bir yazarımızla aşırı benzer şeyler yazmamız çok olası geliyor bana. Bu yüzden bana biraz zaman tanımanızı istiyorum. Üç dört bölüm yazıp, yayınlamadan konunun tamamen içime sinmesini istiyorum.

Giray'ın soyadını Karakaya yaptım. Diğer soyadı içime sinmemişti.

Hepinizi çok seviyorum ve sizi bekleteceğim için hepinizden özür diliyorum.

Biraz ara vereceğim için bu bölümü olabildiğince uzun tutmaya çalıştım.

(Bölümde bindikleri araba mükemmel ama benzine para yetmez. )

🌝

Sabah üstümde bir ağırlıkla uyandım ilk başta ne olduğunu anlayamasam da uykum açıldığında Giray'ın üstümde uyuduğunu gördüm.

Ateşkes yapmış olmamız onun benimle uyuyabileceği anlamına gelmiyordu. İşaret parmağımı koluna bir kaç kez batırdım. Kolu çok sertti. Kas yığını ayı.

Hâlâ uyanmamıştı, bir kaç kez daha denedim ama homurdanıp daha sıkı sarıldı.

"Kalk üstümden be adam!"

Bağırmak zorunda kalmıştım. Yerinde biraz kıpırdanıp yatmaya devam etti. Göğsü kalbime baskı yapıyordu. Son çare omzunu ısırdım. Bu hareketimle aniden sıçradı.

"Manyak karı ne diye ısırıyorsun düzgünce çağırsana." Manyak karı mı? Asıl manyağın o olduğundan bir haberdi.

"Çağırdım defalarca ama duymadın bile. Ne yapsaydım sana sarılıp uyumaya devam mı etseydim?"

Üstümden kalkıp kendini yatağın diğer tarafına atıp kollarını başının altına koydu.

"Valla öylesi daha iyi olurdu." diyerek sırıttı.

" Bir daha böyle bir şey yapmanı istemiyorum anlaşıldı mı? Ateşkes yaptık diye sakin duruyorum şuan ama bir daha böyle sakin durmam haberin olsun."

Ellerini teslim olur gibi kaldırarak konuşmaya başladı.

"Tamam tamam kızma. Özür dilerim bir daha olmaz."

Yataktan kalkıp odadan çıktı. Bende yerimde gerildikten sonra kalkıp banyoya gittim.
Elimi yüzümü yıkayıp dolaşmış saçlarımı banyodaki dolaptan bulduğum tarakla tarayıp odaya geri döndüm.

Giyecek tek bir temiz kıyafetim yoktu.

Üstümdeki boz ayının tişörtüyle salona gittim. Kahvaltı hazırlanmış, masanın baş köşesine oturmuş çayını içiyordu.

Ayak seslerimi duyunca kafasını benim olduğum tarafa çevirip baştan aşağı süzdü. Rahatsız olmuştum.

"Kıyafetim yok. Dün halledeceğim demiştin."

Karanlığın Prensesi (Aşk-ı Bela Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin