Bölüm 3 "Bakışlar"

19 7 14
                                    

20.05.2014/Salı/

Bugün proje grubu ile ilk defa küçük bir köye ilk yardım semineri için gideceğiz. Eğer başarılı olursak Ahmet Hoca'yla Van'daki başka bir köye gitmeyi planlıyoruz.

Sırt çantamı alıp sınıftan çıktım. Proje grubuna girip yazmaya başladım.

Ahmet Hoca bizi voleybol sahasının orada bekliyor. Çabuk olun.

Pars: Yes sir.

Pars'ın mesajına göz devirmeye bile tenezzül etmeden ekrana boş boş baktıktan sonra telefonu cebime koyup bahçeye çıktım. Ahmet Hoca sahanın direğine yaslanmış bizi bekliyordu. Hızlı adımlarla hocanın yanına gittim.

"Çağırdım hocam, geliyorlar."

"Tamam Eylemciğim, sorun değil bekleyebiliriz." Ahmet Hoca'yla diğerlerini beklemeye başladık. Merdivenlerden inen Bilge'yi gördüm, arkasından da Çağrı ve Pars geliyordu. Yanımıza gelince sinirle onlara baktım.

"İyi ki çabuk olun dedim. Hiç gelmeseydiniz. Acelemiz yok nasıl olsa."

Ahmet Hoca söylediklerim karşısında gülerek arabaya doğru yürümeye başladı. Arkasından biz de gittik. Ahmet Hoca sürücü kısmına ben onun yanına diğerleri de arkaya oturmuştu. Ahmet Hoca gideceğimiz köye doğru arabayı sürerken çantamdan ajandamı çıkartıp konuşmaya başladım.

"Şimdi gençler, iki grup olacağız. Pars ve Bilge, siz çocuklara dengeli beslenme ve ilk yardımı anlatacaksınız. Ben ve Çağrı da yaşlılara ilk yardımdan bahsedeceğiz. Kalan vakitte de geri kalan kısma hep birlikte seminer vereceğiz. Tamam mı?"

Bilge ve Pars'ı aynı gruba koymamın sebebi Bilge idi. Pars ile aynı grupta olmak istediğini söylemişti, nedenini sorduğumda bir şeyle geveledi ama açıkça belliydi bence.

15.12.2022/Salı/

Saat sabah 10.13 ve az önce kahvaltıdan kalktık. Çağrı'yla hazırlanıp okuduğumuz liseye ziyarete gideceğiz. Aynadan bakarak perçemlerimi düzelttikten sonra Çağrı'ya döndüm.

"Hazır mısınız beyefendi?"

"Hazırım." dedi yüzüme dikkatlice bakarken. Tekrar aynaya dönüp perçemlerimi düzeltti. Aynada göz göze geldik.

"Sana perçemler çok yakışıyor." dedi kafasını hafifçe sağa yatırarak. Gülerek karşılık verdim. Odadan çıktık. Taba rengi kabanımı ve siyah, topuklu çizmelerimi giyinmiştim. Çağrı ise benimkiyle aynı renk kaban ve siyah botlarını giyinmişti. Çağrı sürücü koltuğunun olduğu kapıya doğru dolanacakken onu durdurdum.

"Neden hep sen kullanıyorsun ya?" diye itiraz ettim. "Prensesler sağ koltuğa oturur bebek." dedi. Kapıyı açacakken konuşmaya devam ettim.

"O zaman sağ koltuğa sen oturuyorsun ben sürüyorum, prenses." dedim prensesi bastırarak. Hızlı adımlarla sürücü koltuğunun olduğu tarafa dolanıp kapıyı açtım ve oturdum. Çağrı mecburen sağ koltuğa oturmak zorunda kalmıştı.

Yola çıktığımızda bir süre hiç konuşmadan sürdüm. Çağrı sanırım bana biraz bozulmuştu. Benim yaptığım gibi sağ tarafa dönmüş, başını cama yaslamış ve kollarını göğsünde bağlamıştı. Bu hali beni güldürdü. Ben de onun gibi sağ elimi bacağına koyup hafifçe sıktım.

"Ne oldu prenses, neden trip atıyorsun?" dedim gözümü yoldan ayırmadan. Çağrı bunu söylememle büyük bir kahkaha attı.

"Oha, yavaş sağ kulağım iflas şu anda." Ben birden böyle söyleyince tek kaşını kaldırarak konuşmaya başladı. "Ben, sen kükrer gibi gülünce böyle mi diyorum Eylem Hanım?"

GÜZEŞTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin