"YÜRÜDÜĞÜN YOLUN AYRIMLARINA ALDIRMADAN İLERLEMEK, BEKLEDİĞİNDEN DE ZOR OLABİLİR..!""Bu saatte buraya neden geldiğimi
Sormayacak mısın?"
Yan yana merdivenleri adımlarken Kaptanın o hali aklımda yerini koruyordu hala.
"Bilmem. Sorayım mı?" diye yanıtladım Gamzeyi neyden bahsettiğini çözemeyerek.
İyi kelimesinin her türlü anlamını içinde barındıran bu adamın ne gibi bir yanlışı oldu da kendisine acı çektirmek istiyordu.
"Sormalısın bence."
Gamzenin şu evecen haline alışamamıştım. Bu akşam üstünde daha büyük bir enerji vardı.
Kafamın içindekileri toplayıp orada bulunanları halının altına süpürdüm ve yanımda ki kumral kıza dikkat kesildim.
"Haklısın sormalıyım. Neden bu saatte buradasın? Buraya gelme saatlerini daha erkene alsan iyi olur. Yurttan atılabilirsin!"
Birazcık sert bir tonla uyarımı yaptığımda kapının önündeydik.
"Allah allah küçük hanım! Misafiriniz varsa daha uygun bir zamanda gelirim istiyorsan."Sert tavrım anında yumuşayıp eridi.
"Hayır hayır öyle demek istemedim. Gerçekten!" kilide doğru götürdüğüm anahtarla öylece kalıp kendisine döndüm, "Misafirim de yok zaten."
Sırıttı. Elimdeki anahtarı alıp ait olduğu yere yerleştirdi.
"Şaka yapıyorum küçük kız." kapıyı açtı, "Biliyorum öyle demek istemediğini."
Bir anlık oluşan içimdeki küçük endişeyi iki dudağımın arasında rahat bir nefes verirken dışarıya attım.İçeride otururken konunun dağılmasına şikayetçi olan kız, bu gece ki enerjisinin kaynağı olan konuya dönmemizi istedi. Gamzenin yaptığı kahveyi yudumlayıp önümde bulunan masanın üstüne bıraktım.
"Bu saatte buradaysan önemli bir şey olmalı." dedim. Hala dışarıda giydiğim kıyafetlerleydim.
"Evet. Yani kısmen." o da fincanı masaya bırakıp iyice bana döndü.
"Senin iyilik meleğinin sevgilisi varmış."dedi ve pat diye çıkardı ağzındaki baklayı heyecanlı bir şekilde.
Kaşlarım havada 'nasıl yani?' dedim kendi kendime. Şaşkındım. Bunun iki nedeni vardı: Biri; onun gibi benimde neden Acarın sevgilisinin olmasına şaşırmamdı? Bir ikincisi ise, gerçekten bu saatte bunu söylemek için mi buradaydı? İkinci seçenek garip geldiğinden dolayı aklıma takılmıştı."Eee, bir şey söylemeyecek misin?"
Gamzenin meraklı gözleri üzerimdeydi.
"Ne söyleyebilirim ki?" dedim.
"Bilmem. Ben şaşırdım açıkçası böyle bir kızın Acarın sevgilisi olmasına."
Anlaşılan kızla tanışmıştı.
"Ne var ki kızda?" merakım ufaktan beni dürtmeye başlamıştı.
"Ne mi var? Kendini beğenmişin teki olur kendileri." dedi. Sesi sert çıkmıştı.
"İnsanların ilişkilerini sorgulamak bize düşmez." dedim. Konuyu dağıtmanın bir yolunu ararken kapının zili kulağımda çınladı. Böylece konuşmalar puf olmuştu. Fakat konuyu değiştiren sadece sözlerimdi. Zira düşüncelerim aksine konunun içini deşmekle meşguldü.Parmak uçlarıma kalkıp yuvarlak küçük delikten baktım. Kapıyı hızlıca açtım ve küçük delikte gördüğüm göz yaşları şuan önümde yağmur damlaları gibi aşağı akıyordu.
"Selin!"
Sulu gözleri kısıldı ve o yağmur damlaları daha da hızlandı.
"Almila!"
Sesi kırçıllaşmış kötü geliyordu.
"Girebilir miyim?" diye sorarak içeriyi gösterdi.
Kenara çekilip yol verdim.
"Tabi. Gel içeri."
Selin içeri girdikten sonra kapıyı kapatıp onunla birlikte içeriye yöneldim. Gamzenin kim diye merak ederek seslenmesi üzerine içeri girdiğimizde yarım kaldı cümlesi.
Oda panikle "Selin!" diye ayağa kalktı.
"Sende mi buradaydın?" diye sordu Selin ağlayarak.
"Artık istenmediğime gerçekten inanacağım. Sen de mi ya?"
Gamzenin sitemkar sesi benim kapıda sorduğum soruya ithafen çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜRÜYÜŞ
Teen Fiction'Ellerimi kot ceketimin ceplerine yerleştirdim, yaslandım banka iyice ve hiç bir şey düşünmemeye çalıştım. Gözüm önümde duran mendile takıldı. Ardından mendili tutan kesilen ele, en son da bana bakan koyu, ela gözlere. Hiç bir ifade göremedim o yüzd...