Bahçede çimenlerin üzerine uzanmış duruyorduk. Karşımda Berçin yanımda çilek sepeti. Sayamayacağım kadar çilekli tatlılar vardı. Birbirimize bakıp gülüyorduk , sohbet ediyorduk , dalga geçiyorduk. Birlikte geçirdiğimiz zamandan çok mutluyduk . Etrafta kimse yoktu sadece biz vardık. Sadece bizim gülüşümüz vardı . Çileklere doymamış gibi elimizde sepetlerle çilek topluyorduk. Yanımızda kitaplar vardı "Çilek kız" kitabı vardı . Çilek pasta tarifi gibi bir çok kitap .... her şey hayal edemeyeceğim kadar çok güzeldi. Havanın verdiği o muazzam çilek kokusu sanki çilek diyarını andırıyordu. Hafif hoş bir melodi çalıyordu radyoda. Radyo bile çilek şeklindeydi. Ağzıma bir çilek attım o sırada annemin sesini duydum. Beni çağırıyordu. Berçin'e doğru gittim söylemek için. Berçin'e giderken annem "kızım" diyordu. Yürümeye çalıştım ama etraf bulanıklaşmaya başladı artık net göremiyordum. "Berçin" diye bağırdım. Gözlerim artık hiçbir şey görmüyordu etraf simsiyahtı. Gözlerimi olduğum yerde yavaşça açtım. Karşımda annem vardı. Annem endişeyle bakıyordu.
"Anne çilek yiyordum Berçin ile neden çağırdın." dedim gerçeği ayırt edemediğim için.
Annem bunu dediğime üzülmüş gibi gözleri büyük bir şefkatle bana bakarak :
" Kızım ne çileği ? Bir şey mi gördün ?"
"Anne daha demin çilek topluyorduk Berçin nerde ? Sepet nerde ? " dedim rüya olduğunu ayırt edemediğim için .
"Anne yoksa yine mi biz rüyada buluştuk? yine mi hayaldi? Her şey rüya mıydı ? Çilekten pastalar ,tatlılar ... "
Başımı eğerek, büyük bir hayal kırıklığıyla gözlerimi ovuşturarak uyanmaya çalıştım.
Her şey gerçek olamayacak kadar güzelken gerçek olması imkansızdı.
Rüya gördüğümü anladığımda kollarımı yenilmiş gibi aşağı düşürüp kafamı tavana çevirip gözlerimi bir noktaya diktim . Annem beni böyle izlemeye dayanamadığı için kafamı kendisine doğru çevirip sarıldı. Annemle nadiren böyle sarılıyorduk çalıştığı için anne şefkatini doyasıya yaşayamamıştım. Annem sarılıp tek kelime etmeden odamın kapısını kapatıp gitti. Annem bu zamanda bana hep destek olurdu ne diyeceğini bilemediği için sessizce giderdi. Bizim için çabalardı , çalışırdı, her acıyı bizim için çekerdi.
Yatağımdan kalkmadan kendi kendime söylenmeye başladım.
Nasıl olabilirdi gerçek ? Bu kadar güzelken gerçek olabilir miydi ? Bu kadar güzel olabilir miydi? Sadece biz olur muydu? Berçin ve Ben diye bir şey var mıydı? Sohbet ettik mi? Gülebildik mi? Birlikte ağlayabildik mi? Birlikte vakit geçirebildik mi? diye düşünürken bir şarkı sözü geldi aklıma:
Ederi ne ? Kimim ben ? BURASI NE ? Ağlamanın bedeli ne ? Odanın içine sızan radyodan hayaletin çıkardık pillerini unutmayın hayaletin..
UNUTULANLAR V2
Yatağımda yenilmişlik hissiyle kalktım. Masama doğru ilerledim telefonumun ekranını açtım saat üç olmuştu! Sınavlarımı ihmal ediyordum. Annem yedide gelmiyor muydu? Neden evde ?
Ayağıma terliklerimi geçirip üstüme hırka giyip odadan çıktım. Mutfağa baktım annem yoktu. Salona baktım annem orada da yoktu. Yatak odasına baktım aklıma gelebilecek her yere baktım ama yoktu! Annem gitmişti. Belki hiç gelmedi . Allah 'ım ben aklımı kaçırıyorum galiba! Halüsinasyon mu gördüm! Delirdim mi! Annem sarıldı bana öptü beni gerçekti işte ,yoksa ben artık aklımı mı kaçırdım! Ya da başka bir rüyaydı. Artık hayal mi gerçek mi seçemiyordum.
Hayaller bu kadar güzelken gerçekler de bir o kadar acıydı
Artık hayal aleminde yaşıyorum. Gerçekleri ayırt edemeyecek kadar dünyadan uzaklaşmıştım. Ben annemin sarılışını bile gerçek sanıyordum! Onun işten izin alması imkansızdı. Beni merak edip izin alacak değildi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY KIZI
PertualanganAnahtarı almayı başarmıştım . Sıra kuleye girmekteydi. " Aferin sana Areles dedim " kendi kendime. Ancak bir sorun vardı. Ben anahtarı almayı başardıysam gelecek olan hamle hiç de iyi olmayacak demekti. Arkama dönerek: " Stew!" diye bağırdım. Yav...