Bölüm 41 -Düşmüş Velihat-

211 9 27
                                    

Merhabalarr efenim ben geldim

Yine geç ama olsun en azından gelebildim.

Bu geçliği bölüm uzunluğuyla telafi edeceğim. Şu zamana kadar yazdığım en uzun bölüm bu.

Çok uzatmadan efenim,

İyi okumalarrr

Bölüm 42: Düşmüş Velihat

"Geldik."

Gregor sıçanın bu laflarıyla rahat bir nefes verdi.

Sonunda diye düşündü. Yaşanan onca şeyden sonra tek isteği güzel sıcak tulumuna girip uyumak ve az da olsa dinlenebilmekti. Kendisi sıcak yatağının hayalini kurarken önünde yürüyen Penelope aniden durdu. Gregor az kalsın ona çarpıyordu. Başı sızladı, acıyla elini kafasına götürdü. Artık o lanet kubbede ne olmuşsa rezalet bir haldeydi.

"Karıncalar, hala burada."

Gregor homurdandı. Bu muydu tüm sıkıntısı?

"En azından bir süre güvende olacağız." dedi, "Onlarla anlaşabiliriz, bölgeyi iyi biliyorlardır."

Penelope burun kıvırdı.

"Karıncalar ve güven? Bu işin sonunu gerçekten çok merak ediyorum." dedi. Karıncalarla bulunduğu duruma inanamadğı ortadaydı.

"Düşman olsalar da bize yardım etiller." dedi Dia Gregor'un arkasından, " Onlar olmasa yuvadan çıkamazdık Pep, haklarını yiyorsun."

Sıçan kızı pek kaideye almadı. Dia derin bir nefes vererek herkesten önce mağaraya girdi. Ardından Gregor ilerledi.

"Savaşçı?" dedi Qadesh mağaraya üstleri başları toz içinde ve gerçekten kötü halde görünen Gregor ve diğerlerini fark ederek. "Burada ne işiniz var?"

"Gittiğinizi sanıyorduk." diye atıldı Mergen ileriden.

"Birkaç sıkıntı çıktı, kanyona çıkan tünel kapandı. Geri dönmek zorunda kaldık." dedi Gregor tebessüm ederek. Eh artık ne kadar olursa, "Bende sizin gittiğinizi sanıyordum."

"Yuvaya nasıl gireceğimizi tartışıyorduk." dedi Qadesh, "Bir planımız var ama başarı çok olası değil."

"Anladım. Size iyi şanslar. Biz biraz dinleneceğiz." dedi Gregor.

"Elbette geçin." dedi Qadesh.

Penelope bir mağara dolusu karıncadan çok memnun olmasa da diğerlerinin onu yumuşatmaya halleri kalmamıştı. Bu yüzden karıncaların önünden sessizce geçip duvar kenarına yerleştiler. Penelope, karıncalardan uzak olan köşeye kuruldu.

"Küçük bir ateş yakacağım." dedi Gregor sonrasında. Sıcak sızlayan vücuduna iyi gelecek gibiydi. "Dikkat çekmeyecek."

Dia ona tebessüm etti.

"Ben biraz uyuyacağım." dedi tulumunu çantasından çıkararak. O Gregor'dan daha yorgundu. Geçirdiği krizden sonra durulmuştu. Fırtına bittikten sonra kumsala vurmuş yosunlar kadar bitkin görünüyordu.

"Yardım ister misin?" diye sordu Gregor kızın titreyen ellerini fark ederek.

"Hayır." dedi kız gülerek en azından buna gülebilmek denirse, "Gerçekten, teşekkür ederim."

Gregor, kızın biraz yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu düşündü.

"Peki, iyi uykular."

Ardından kız tulumuna girdi. Gregor'sa ateşi harlamaya koyuldu. Uzun uğraşlar sonucu küçük bir ateş yakmayı becerebilmişti. Ateşin önüne oturdu ve sonrasında omuzlarında bir yumuşaklık hisseti.

GREGOR -İNTİKAM KEHANETİ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin