Merhabalrr efenmmm
Yeni bölüme(yine geç gelen) hoş geldiniz.
Uzatmıyorum hemen okuyun, ben heyecanlandım.
İyi okumalarrr
Bölüm 42: Karıncaların Annesi
"Işık çubuğunu kapat Gregor."
Gregor kızın kendisine söylemesiyle girdiği dalgınlıktan irkilerek uyandı, fenerini kapadı. Ekolokasyon kullanmasına rağmen feneri açık unutmuştu.
"Pardon." diye fısıldadı Gregor.
Sue'nun esirleri kurtarmak için onlara gösterdiği tünellerde Gregor Qadesh'in Dia ise Mergen'in üstünde çıt çıkarmadan ilerliyorlardı.
Mergen'in söylediğine göre karıncalar yuvaya giren yabancılardan sonra alarma geçmişti. İşçiler direk annelerine giden tünelleri tutmuştu. Ancak Broxa'nın talimatıyla -en azından Mergen'in tahmini böyleydi- asker karıncalar yuvadan çıkmış ve deli gibi kaçan kurtarma grubunun peşine düşmüştü. Elbette tüm asker karıncalar yuvadan ayrılamazdı ancak kalan kısmı az olmalıydı çünki Mergen demişti ki,
"Yoldaşlar yalnız yürümez."
Asker karıncalar tehtid olmaktan çıkınca Gregor Sue'nun yuva içine giren tünelinden bahsetmiş ve içeri girme planı oluşturulmuştu. Gregor, Dia, Qadesh,Umay ve Mergen içeri girip kraliçeyi arayacak kalan kişiler Penelope, Crystal, Erce, Maat-ki Maat zar zor ayakta kalabildiği için Gregor bir hayli endişeliydi- yuvanın dışında asker karınca ve Broxa'nın hareketlerini izleyip bir sıkıntı halinde bir şekilde müdahalede bulunup asker karıncaların yuvaya girmelerini engelleyeceklerdi.
Bir saat...
Yuvaya giren ekibin kraliçeyi bulmaları için yalnızca bir saatleri vardı. Eğer bir saat içinde yuvadan çıkmazlar ise öldükleri kabul edilecekti.
Şey eğer bir saaten uzun sürerse ne bok yiyeceklerini konuşmamışlardı. Lakin bu görevi beceremez, kraliçeyi ikna edemezlerse hepsinin de öleceği barizdi.
Kısacası bu görev, hayatları, her şey kraliçenin, karıncaların annesinin alacağı karara bağlıydı.Gregor ve diğerleri Broxa'nın yaptıklarını bir şekilde kraliçeye ispatlamak zorundaydı.
Şey Gregor bunu nasıl yapabileceklerini de hiç düşünmemişti tabi. Ancak bu noktadan sonra sadece tek bir felsefesi vardı:
Çok düşünme ve direk dal.
Gregor'a sorarsanız mükemmel bir felsefeydi.
" Tünelin sonu, az ileride."
Gregor konuşan Umay'a döndü. Karınca antenlerini değişik bir biçimde deli gibi sallayarak grubun önünde hızla ilerliyordu. Gregor'un aklına stadyum yolunda Luxa'nın karıncaların çevreyi algılama biçimi hakkında dedikleri geldi.
"Karıncalar iyi göremez Gregor."
Maat'la da konuşurken Maat'ın gözleri yerine antenlerine odaklı olduğunu da fark etmişti. Gregor sorgulamadı. kendiside şu an gözlerini kullanmıyordu zaten. Arkada, Mergen'in üzerinde duran kız dikkatini çekti. Daha önce kendisi dışında bu kadar iyi ekelokasyon yapabilen birini görmemişti. Gerçi kendi dışında ekolokasyon yapabilen bir insan da görmemişti.
Sanırsa sadece ikisi vardı, insanlar içinde ekolokasyon yapabilen.
"Geldik." diye haber verdi Umay.
Karıncalar haliyle Gregor ve Dia'da durdu.
"Önden gidiyorum, yoldaşlar size işaret vereceğim o zaman gelin." dedi Umay ardından tünelden çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREGOR -İNTİKAM KEHANETİ-
FanfictionGregor'un yeraltına inmesinin üzerinden tamı tamına 6 yıl geçmişti. 6 yıl boyunca ne hiçbir yeraltlıdan haber gelmiş, ne de Gregor yeraltına inmeye cesaret edebilmişti. Ta ki sıcak bir yaz gününe kadar... Wattpad Türkiye de yeraltı günlükleri seris...