Hi guysss
Ay em back
İngilizcenin ağzına sıçtım biliyorum:d
Geç geldiğini de biliyorum ama cidden nefes alacak zamanım yoktu inanın.
Ama bu seferki bölümümüz gecikme olduğu için diğer bölümlerden daha uzun.Fazla uzatmadannn
İyi okumalar:)
Bölüm 35- Bir Dostun Vedası;
Gregor içeri girer girmez daha nefes almaya fırsat bulamadan üzerine saldıran arılarla burun buruna geldi. Elindeki kılıcını bir sağa bir sola sallayarak, Sue'nun yanına ulaşmaya çalıştı.
"Sue senin için geliyorum!"
Gregor bir dizi arıyı daha kılıçtan geçirirken bağrındı,
"Orada kal!"
Ancak karınca onu dinleyeceğe benzemiyordu.
Sue, arıları hızlıca yararak tünel girişlerinin birinin önünde olan Broxa'ya ulaşmaya çalışıyordu. Şaşırtıcı bir şekilde arıları atlatmak konusunda Gregordan daha başarılıydı.
"Bastet!"
Gregor karıncanın onu duymazdan geldiğini mi? Yoksa gerçekten duymuyor mu bilemedi.
Koskoca bir arı dibinde bittiğinde her ne kadar savaşta harika olduğunu bilse bile yutkundu. Arıdan kurtulmak için bir süre canla başla uğraştı. En sonunda kılıç arının kafasına saplandı ve Gregor kılıcı sertçe çekerek arının ölüsünden kurtuldu. O sırada Broxa'ya oldukça yaklaşmış olan Sue'yu gördü.
"Gerizekalı!"
Endişeyle, Sue'yu yalnız bırakmamak için ilerledi. Broxa'nın Sue'yu yeneceğinden korkmuyordu hayır. Bastet onu çiğ çiğ yerdi, çok güçlü ve kuvvetli bir karınca olduğunu biliyordu. Asıl korktuğu Broxa'nın iki tarafında gardiyan gibi dikilen eşek arılarıydı. Daha önce onu yenen bir eşek arısı olan Adella'ydı. Ayrıca Broxa'nın yanındaki arıların acemi olduklarınıda hiç düşünmüyordu. Bu yüzden tüm gücüyle Sue'nun yanına ilerlemeye devam etti. Sonuçta odaya onu yalnız bırakmamak için geri gelmişti.
"Buna nasıl cesaret edebildin? O seni çok sevdi! Her şeyi sana verdi!"
Gregor gözü dönmüş karıncanın haykırışlarını duyabilecek kadar yakına gelmişti.
Sue, Broxa'ya atılmak için eşek arılarıyla mücadeleye girdi. O sıra Broxa'nın da eli armut toplamıyordu.
"Hala anlamıyorsun değil mi? Sevgi umrumda değil! Hiçbirinizden böyle bir şey istemedim! Ben güç istiyorum! İhtişam, varlık! Yönetmek annem sen veya aptal kardeşlerimden herhangi birine kalsaydı en ufak bir şey yapabileceğinizi mi düşünüyordun? Sıçanlar tarafından oradan oraya sürülmeye devam ederdik! Ben size ihtişam getirdim, varlık, saygınlık en önemlisi güç! Hepsini... Hepsini tek harekette bilinmeyen toprakların sınırlarına sürdüm! Sıcakkanlıları, en büyük düşmanlarımızı bize boyun eğdirdim! "
Broxa kibirle antenlerini kaldırdı.
"Hepsi sürünüyor... Hepsi, kraliçeleri nasıl kuduruyor görmüyor musun? Hala inatla işleri bozmaya devam ediyorsun! " diye devam etti.
"Mesele vitalar değil, bunu sende çok iyi biliyorsun!" diye haykırdı Sue arılardan birinin kanatlarını kopararak. Arı, dehşetle çığlık attı ve dengesini sağlayamayıp yere düştü.
"Ah doğru, mesele Nera değil mi?"
Sue sinirle soludu.
"Onunla olan küçük sırrımızdan bahsediyorsun." diye devam etti Broxa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREGOR -İNTİKAM KEHANETİ-
FanfictionGregor'un yeraltına inmesinin üzerinden tamı tamına 6 yıl geçmişti. 6 yıl boyunca ne hiçbir yeraltlıdan haber gelmiş, ne de Gregor yeraltına inmeye cesaret edebilmişti. Ta ki sıcak bir yaz gününe kadar... Wattpad Türkiye de yeraltı günlükleri seris...