Yeni bir bölümden hepinize merhaba arkadaşlarrr
İyi okumalar:)
Bölüm 2 Bir Ziyaretçi;
Gregor kendi boyunda kocaman altın yarasayı gördüğünde bunun yerüstlü bir yarasa olamayacağını çoktan anlamıştı. Bunu fark ettiği an tüm vücudu dondu kaldı. Yutkunamadı, odaklanamadı. Küçük çaplı bir şok geçirdi.
"Burada ne işin..." sustu, konuşamadı. Tüm dünya o anda durdu.
Küçük yarasa o sırada ayağa kalkarken kendisine kızmakla meşguldü. Tam bir aptaldı! Annesinin sözlerini dinlememişti! Üstüne üstlük annesi ve kardeşlerinden habersiz yerüstüne kaçmıştı!
Yerüstüne gidilmemesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Zaten yeraltında bulunan yeni doğan tüm eniklere öğretilen ilk şey 'Yerüstüne gitmeyin. Geçitlere yaklaşmayın ve sakın tek başınıza dolaşmayın.' olurdu. Ayrıca annesinin de bu konudaki katılığını iyi biliyordu. Lakin küçük yarasa hiçbir şeye aldırmadan cesurca yalnız başına yerüstüne gelmişti. Kendisini durduramamıştı. Olan onca olaydan sonra savaşçıyı bulmak istemesi suç muydu?
Kendisine itiraf etmesi gerekirse savaşçıyı nasıl bulacağını bilmiyordu. Lakin yerüstününde bu kadar büyük olmasını beklemiyordu. Aylardır ne kadar yeri gezmişti, ne kadar yeri aramıştı tahmin edemiyordu. Önce Manhattan denen bir yere gelmişti. Çünkü annesi savaşçının bir aralar orada yaşadığını söylemişti. Küçük yarasa savaşıyı bulabilme umudu ile ilerlemiş şehrin altını üstünü getirmişti. Maalesef ki savaşçıyı orada değildi. Başarısız olmuştu. Tam umudunu yitirmiş yeraltına geri dönmeye hazırlanıyorken Bayan Cormanci adında bir kadınla karşılaşmış, kadın savaşçıyı tanıdığını ve savaşçının yeraltı sırını bildiğini söyleyince içinde tekrardan yeşeren umuduyla birkaç gün kadının yanında kalmış, kaldığı vakitte ise savaşçının neden Manhattan adındaki yerden gittiğini ve şimdiki bulunduğu yerin Virginia olduğunu öğrenmişti. Virginia ne demek gram fikri yokru ancak küçük yarasaların yönlendirmesiyle -artık şans mıydı yoksa kader miydi bilmiyordu- Virginia 'da da geçit olduğunu öğrenmiş, tekrar yeraltına inerek Virginia'daki geçide yönelmişti. Tahminince burada da bir aydır bulunuyordu.
İlk zamanlarda her yerde savaşçıyı aramıştı. Ama sanki savaşçı yeri yarmış içine girmişti. Böyle giderse yeraltına eli boş gidecekti. Sonradan kendini yerüstünün güzelliğine kaptırıvermiş ve amacından biraz çıkmıştı. Yerüstü güzeldi ama fazla mı yakıcıydı sanki? Ya da sadece küçük yarasa mırın kırın ediyordu. Şu ana kadar hiçbir insana -Bayan Cormanci dışında- görünmeden gelmeyi başaran minik yarasanın şansı artık pek yaver gitmiyordu. Ya da o öyle olduğunu sanıyordu.
Küçük yarasa, yerüstlünün kendisini gördüğünde çok şaşıracağını hatta korkup kaçacağını düşünmüştü. Halbuki yerüstlü korkmaktan çok şaşırmış gibiydi.
Gregor, içindeki garip duyguyu bastıramıyordu. Neydi bu lanet duygu? Heyecan mı?
"Yeraltlı bir yarasa siktiğim yerüstünün ücra bir yerinde nasıl karşıma çıktı?" dedi Gregor yaşadığı hayreti anca kelimelere dökebilmişti.
Küçük yarasa şaşkınlığını gizleyemiyordu. Yerüstlüler yeraltlıları tanıyor muydu?
Ne yapması gerektiğini bilemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GREGOR -İNTİKAM KEHANETİ-
Fiksi PenggemarGregor'un yeraltına inmesinin üzerinden tamı tamına 6 yıl geçmişti. 6 yıl boyunca ne hiçbir yeraltlıdan haber gelmiş, ne de Gregor yeraltına inmeye cesaret edebilmişti. Ta ki sıcak bir yaz gününe kadar... Wattpad Türkiye de yeraltı günlükleri seris...