Suicidal Thoughts

35 7 45
                                    



Bölüm şarkısı -> Shinee - From Now On

İyi okumalarr!!!

•••

Jungkook

Kulağıma boğukça ulaşan sesleri kestiremiyordum. Bedenimde koca bir ağırlık vardı sanki. Hareket etmemi engelliyordu. Derin nefeslerimi hissediyordum. Tüm vücudum yanıyordu. İliklerime kadar hissettiğim acı yavaşça gözlerimi doldurmuştu. Bedenimde hissettiğim yapışkan kumaşlar rahatsız ediyordu. Dikkat kesilip, bulunduğum yerdeki sesleri duymaya çalışıyordum. Kulağıma ulaşan anlamsız konuşmaları kestiremiyordum. Binlerce ağırlık binen gözlerimi açmaya çalıştım. Birbirine yapışan kirpiklerimle zar zor açtığım gözlerim, bayılacak gibi yukarı kaymaya çalışıyordu. Tutmaya çalıştığım, buğulanan gözlerimle etrafta bir gürültü kopmuş, önüme silüetler gelmeye başlamıştı. Önümde durup soru soran endişeli ifadelere bakmaya çalışıyordum. Gözlerimi kapatıp yaşın akmasına izin verdim. Kuruyup, çatlayan boğazım konuşmaya zorlanıyordu.

Yutkunup konuşmaya çalıştım. "S-su." Anladıklarını sırtımdan tutup hafifçe kaldırmaya çalışmalarından anlamıştım. Hafifçe dudaklarımı aralayıp önüme koyulan suyu içmeye başladım. Boğazımdan akan sıvı, tahriş olan boğazımı rahatlatıyordu. Kana kana içtiğim suyla yavaşça geriye bırakıldım. Gözlerim algılarını tamamen açıp etrafa baktığında, başıma üşüşen endişeli gözlerle karşılaşmıştım. Yutkunup, yaptıklarım aklıma gelince gözlerimi hızla çekmiştim.

O an öleceğimden emindim. Geride bırakacağım kişileri bile düşünmemiştim. Ki bu kişiler Hoseok ve Jiminden başkası değildi. Islattığım dudaklarımı hırsla araladım.

- Neden kurtardınız beni? Neden yaptınız? Yaşadıklarımı bilmiyormuş gibi ölmekten korktuğum halde ölümü arzuladığımı bilmiyormuş gibi neden kurtardınız?!

Gözlerimden süzülen yaşlar acı dolu bakışlarını görmemi engelliyordu. Gittikçe yükselen çığlıklarım daha çok bağırmama teşvik ediyordu ruhumu. Bağır, bağır ve içini dök der gibiydi.

- Siktiğim hayatında güzel olan hiçbir şey yok! Bunu bildiğiniz halde neden ölüme terk etmediniz?! Daha mutsuz olacağımı bile bile neden kurtardınız?!

İnkar ederek ellerimi etrafa savuruyordum. Yanıma yaklaşan Jimin kendime zarar vermemi engelliyordu. Hıçkırıklarım daha da artarken bedenim debelenmeyi bırakmış, kendini salmıştı. Bana sarılıp durduran Jiminin göğsüne yorgun bedenimi bırakıp gözyaşlarımı akıtıyordum.

- Bazen bırakmak istiyorum. Hayatıma bundan bıktığımı söylemek istiyorum. Çok acı hissettirdiğinde, sadece söylemek istiyorum. Kendimi seviyorum ama bugün değil. Cehennemi yaşıyorum.

Kucağıma düşen ellerime gözyaşlarım eşlik ediyordu. Nefeslerim yeterli gelmiyordu. Sırtımı yavaşça okşayan Jiminin sarsılan bedeninden ağladığını hissediyordum. Onu haketmiyordum.

Sonda iyi olacağımı düşünmüştüm ama kimse benim için burada değildi. Kimse çığlıklarımı duymadı. Yalnızdım.

•••

Yorgun ve boş bakışlarım tavanı izlerken, gözlerimden hiçbir yaşam belirtisi geçmiyordu. Aldığım sığ nefesler odada yankılandı. Moraran gözaltlarım yüzüme renk katan tek şeydi. Ağır ağır kapanıp açılan göz kapaklarım uykumu getiriyordu. Hafif açık ağzımdan aldığım nefesler dişlerimi üşütüyordu. Üstüme üstüme gelen beyaz duvarlar o günleri hatırlatıyordu. Birden açılan kapıyla ağır ağır gözlerimi oraya çevirmiştim. İçeri girdiğini gördüğüm hemşireyle gözlerim hızla büyümüştü. Burada napıyordu? Bana zarar verecekti. İliklerime kadar hissettiğim korku ve büyüyen gözlerimle en yüksek desibelli çığlığımı atmıştım. Yaralı ellerimle yatakta geri geri gitmeye çalışırken çığlıklarımı durmadan atıyordum. Çığlıklarıma karışan dur kelimeleri dudaklarımın arasından dikkatsizce çıkıyordu. Ellerime binen baskıyla daha çok çığlık atmış, sımsıkı yumduğum gözlerimi daha da yummuştum. Etrafımda duyduğum kelimeleri kestiremiyordum. Doğru gelmiyordu. Kulaklarıma kesik kesik ulaşan "Benim! Benim!" sözleri ve tanıdık gelen sesle hareketlerim görünmez bir el tarafından durdurulmuştu. Sık ve kesik aldığım nefesler her şeyin yolunda olduğunu ve gözlerimi açmam gerektiğini söylüyordu.

KİLLJOY | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin