Happiness is a butterfly

36 5 41
                                    




Bölüm şarkısı —> Dark Paradise

İyi okumalarrr!! 🫶🏻

•••

Rahatsızca yerimde kıpırdandım. Karnımda hissettiğim baskı rahatça nefes almamı engelliyordu. Hafif kıpırdanarak gözlerimi açmaya çalışmıştım. Ellerim belime gidip orayı yokladı. Hissettiğim parmaklar ve el ile dünü anımsayarak derin bir nefes verdim. Başımı arkaya çevirerek yüzünü görmeye çalışıyordum ama o kadar sıkı tutuyordu ki hareket edemiyordum. Başımı çevirebildiğim kadar çevirmiş, kapalı gözleri ve sıralı kirpikleriyle karşılaşmıştım. Gözlerim güzel yüzünü hafifçe süzerken kıpırdanan göz kapaklarıyla hızla önüme dönmüştüm. Hızla gözlerimi kapatarak, hareket etmemeye çalışıyordum. Bir süre sonra derin nefesini duymuş, hafifçe eğilip boynuma öpücük kondurmuştu. Ani gelen öpücükle yutkunmuştum ve dakikalardır sıktığım bedenimi gevşetmiştim. Hafif kıkırtısı kulağımı doldurdu. Ara ara boynuma yaslandığı burnuyla derin nefesler alıyor, küçük öpücükler bırakıyordu. Bedenimi çevik bir hareketle kendine döndürüp, alnımı öpmüştü.

- Uyumadığını biliyorum güzelim.

Gözlerimi hafifçe titreyerek açıp yüzüne odaklandım.

- Günaydın.

- Günaydın çiçeğim.

İlk defa kullandığı lafla hafifçe gözlerim büyümüş, kalbimin hızlandığını hissetmiştim. Yüzümde oluşan küçük gülüşle sağ elimle omzuna vurarak sol elimle yüzümü kapatmıştım. Güzel söz duyduğumda ya da iltifat alınca utanıp, ne diyeceğini bilemeyenlerdendim. Gözlerim yüzü dışında tüm odayı turluyordu. Çenemi hafifçe tutup, kendine çevirdi. Küçük ve narin dokunuşları içimi titretiyordu. Gözlerim yavaşça gözlerini bulmuştu. Baş parmağıyla hafifçe yanağımı okşamış, yaklaşarak şakağımdan öpmüştü. Öpücüğüyle nefesimi titrekçe vermiştim. Konuşmuyordu ve bende konuşarak bu ortamı bozmak istemiyordum. Pamuk gibi dokunuşu huzur veriyordu. Uyanınca bile nasıl bu kadar güzel olabiliyordu?

Elleri saçımı bulmuş, küçük dokunuşlarla renk katmıştı. Hafifçe yaklaşarak küçük bir öpücük kondurdu. Küçük bir kıkırdama dudaklarımdan kaçmış, şaşkın ve memnun bakışları beni bulmuştu. Başımı eğip utanarak boynuna gömmüştüm. Buraya gömülsem gıkım çıkmazdı. Çok güzel ve taze bir kokusu vardı.

- Kalkalım mı artık bebeğim? Aç mısın?

Başım boynundayken hafifçe sallamış, aç olduğumu belli etmiş, beklemeden de dudaklarımı aralamıştım.

- Evet.

Konuştuğum için dudaklarım boynuna değmiş, hafifçe kasıldığını hissetmiştim. Gülüşümü saklamaya çalışarak ona belli etmedim. Hafifçe öksürerek konuşmaya devam etti.

- Yemekten sonra bir şeyler yapmak ister misin?

- Ne gibi?

Düşündüğünü belli eden sesler çıkararak konuşmaya devam etti.

- Bilmem, yapmak istediğin bir şey var mı bebeğim?

Başımı iki yana sallayarak bilmediğimi belli etmiştim.

- Tamam, sorun yok. Kalkıp yemek yiyelim sonra ne yapacağımıza karar veririz hm?

Kafamı sallayarak konuştum.

- Peki.

•••

Elimizi yüzümüzü yıkayarak aşağı inmiş, kahvaltımızı yapmıştık. Kahvaltıda çok sık olmasada arada sohbet etmiştik. Tüm kahvaltı zaten Jimin ve Yoonginin birbirlerine alttan alttan laf sokmasıyla geçmişti. Sanırım onların arasında bir şey geçmişti ya da birbirlerinden haz etmiyorlardı. Böyle olmaları biraz beni kırmıştı. Yoongiyi çok tanıdığım söylenemezdi ama böyle olmaları değişik hissettiriyordu. Derin bir nefes alarak düşüncelerimi savmaya çalışmıştım. Önüme koydukları kart ve kutu oyunlarında gözlerimi gezdirdim. Kahvaltıdan sonra herkes sıkıldığı için kutu oyunu oynamak istemişlerdi. Film izlemek isteyen kesim vardı ama akşam daha güzel olacağı için onu geceye ayırmışlardı.

KİLLJOY | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin