Çok kısa bir bölüm oldu 🥺 umarım sorun olmazz•••
Taehyung
Kulağıma ulaşan kemik kırılma sesiyle zevkle sırıtıyordum. Karşımdaki aciz surata indirdiğim yumruklar ruhumu besliyordu. Aldığım haz ölçülemezdi bile. Kana bulaşan surat gözlerini açamayacak kadar kötüydü. Saçlarından tutarak sertçe geriye çektim. Hafifçe elimi yaklaştırarak yanağından sertçe tuttum. Tutuşumla inleyen bedene daha çok baskı yapmıştım. Yüzümü yüzüne yaklaştırarak şakaklarından akan kanın kokusunu derince içime çekip, kafamı geriye atmıştım. Derince nefes vererek "Ahh, orospu çocuğu kokusu bir farklı oluyor." Tuttuğum yüzü bırakarak geriye adımladım. Elime uzatılan havluyla, kan bulaşan ellerimi bastırarak temizledim. Havluyu kenara atarak adamlarıma döndüm. "Geri kalanları konuşturmadan öldürmeyin." Aldığı emirle başını sallayan Chan'den gözlerimi ayırıp, çıkışa yönelmiştim. Kanlanan üstüme bakış atıp kapıdan çıktım. Ellerimi ceplerime koyup, etrafı süzerek yürüyordum. Arka kapıdan içeri girip yanda kalan merdivenlerden hemen yukarı çıktım. Dalgınca merdivenleri çıkıyordum. Kafamdaki sesler rahatsız ediyordu. Her yerden ayrı bir bağırış geliyordu. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Ruhlarını düşünmeden aldığım bedenlerin çığlığıydı. Onları tekrar kafamda öldürmemi mi istiyorlardı?
Odamın girişine geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Aldığım derin nefesler üstümdeki kir kokusunu daha çok burnuma getiriyordu. Hemen düğmelerini çözdüğüm gömleği kenara attım. Yatağımın üstünde olan herhangi bir tişörte elimi atarak giydim. Lavaboya ilerleyerek elimi yıkamaya başladım. Elime bulaşan kuru kan suya karışarak aşağı iniyordu. Kanlanan lavaboyla gözlerimi aynaya çevirdim. Gözüme ilişen silüetime bakarak sırıtıyordum. Karşımdaki ben değil gibiydim. Bu yabancıyı tanımıyordum.
Bir zamanlar kafamdaki bir ses çok geç olmadığını, hala bir zamanlar olduğum kişi olabileceğimi söylemişti. Bende onu öldürdüm.
Beynime sıralanan anılarla gülüşüm solmuş. Nefretle bakıyordum. Aldığım nefesler derinleşmiş, lavaboyu tutan ellerim sıklaşmıştı. Zıt silüetimi daha fazla görmeye dayanamadan başımı eğdim. Derince yutkunup hemen çıktım. Odaya girdiğim an duyduğum derin çığlıkla hemen kulak kesilmiş ne olduğunu anlamamıştım.
•••
Yarım saat önce
JungkookElime aldığım soyulmuş mandalinayla Jimine bakıyordum. Havadan sudan bir şeyler anlatıyor, bir tepki vermemi istercesine arada mimiklerime bakıyordu. Dilimlediği elmalardan birini elime alırken şaşkınlıkla onu dinliyordum.
- Resmen siparişim elimden çalındı. Her şeyin kötü gittiği yetmiyormuş gibi cüzdanımda çalınıyordu. Oturup sinirden ağladım yerde. Herkes şaşkınlıkla bana bakıyordu.
Hâlâ taze kalan siniri yüzünden öyle hararetli konuşuyordu ki ben ve Hoseok Hyung göz göze geldiğimiz an attığımız kahkahayı durduramamıştık.
Kahkahalarımızın arasından Jiminin bize ettiği küfürler duyulduğunda dayanamamış ve daha çok gülmüştüm. Zar zor düzene koyduğum nefeslerim yüzünden gözlerim dolmuş, yanaklarım kızarmıştı.
- Ay, Jimin hiç güleceğimiz yoktu of.
Hâlâ bize bakmayıp meyve soyan Jiminle kıkırdamış Hosek Hyungla hemen bakışıp üstüne atlamıştık. Meyve sepetini çekip onu gıdıklamaya başladığımda kahkahalarımız odada yankılanıyordu. Nefessiz kalmaması için gülerek geri çekildiğimde Hoseok Hyung ona sırtından destek vererek kaldırıyordu.
Gülerek izlediğim manzarayla derin bir iç çekmiştim.
Bu günleri çok özlemiştim. Gözyaşlarını silen Jimin aynı anda konuşmaya başladı.- Biz çıkalım, sende dinlen Kookie. Bir saate yemek getiririm.
Hoseok Hyungun da kolundan tutarak çekiştiriyordu. Söylediği şeyle kafamı salladım.
- Duş alacağım bende.
Aynı anda yorganı üstümden çekmiş yavaşça ayağa kalkmıştım. Lavabo dışında çıkmadığım yatak yüzünden her yerim uyuşmuştu. Birkaç saniye uyuşan bedenimi hazırlayıp, yavaşça ayağa kalkmıştım. Onlar çıkışa ilerlerken bende banyo kapısına yaklaşmıştım. Arkasını dönüp beni kontrol eden Hoseok Hyung bana küçük bir gülümseme verip çıkmıştı.
Banyoya girip küvete ilerledim. Sıcak suyu açarak odaya geçtim. Gardrobu açarak gözüme kestirdiğim gri saten geceliği ve siyah bir boxer alarak banyoya girdim. Hafiften dolan suya bakıp parmağımı daldırıp ısı testi yapmıştım. İstediğim derecede olan suyla yavaşça üstümdekileri çıkarmaya başladım. Çırıl çıplak kalan bedenimle hızlıca suya girmiştim. Belime kadar dolan su vücudumda bir titreme geçmesine neden oldu. Aldığım derin nefesleri yavaşça vermeye çalışıyordum. Tamamen dolan suyu kapatıp elimi bedenime sardım. Kapanan gözlerim suyun içinde mayışan bedenimi rahatlatıyordu. Yavaşça açtığım gözlerimi kenarda duran telde gezdirmiştim. Suyun içinden çıkan ellerim vücudumun ürpermesine neden olsada hızla teli alıp gözlerimi gezdirdim. Bedenime yaklaştırıp tenime değdirmiştim. Bedenime gelen soğuk ürpertiyle beklememiş temizlemeye başlamıştım. Hafiften kızaran tenimle daha fazla bastırdım. Kolumu boydan boya kızartırken durmadan sağ koluma geçmiştim. Acıyı iliklerime kadar hissetmeme rağmen umurumda değildi. Temizleniyordum. Kötü dokunuşlardan arınıyordum. Bedenime ait olmayan izlerden kurtuluyordum. Kırmızı bir sıvının aktığını gördüğüm kolumla hırsla daha çok çiteliyordum. Yeterli gelmiyordu. Daha çok yapmak istiyordum. Ruhuma ulaşıp temizlemek istiyordum. Kırmızıya dönen suyla gözlerim parlamış hız kesmeden bileklerimi temizliyordum. Gözlerim kararmış gibi hiçbir şey görmüyor sadece bileklerimi çiteliyordum. Boynumu kızartan teli kan çıkması için iyice bastırdım. Ellerim durmadan vücudumda geziyor, her yere darbelerini bırakıyordu. Kirli dokunuşları her zerremde hissetmiştim. Şimdi de onları acımasızca temizliyordum. Başkalarının darbeleri yetmiyormuş gibi kendi benliğime bende bir darbe indiriyordum.
Bel çukurumu bulup hız kesmeden bastırıp sertçe çektiğimde dudaklarımdan bir inlemenin firar olmasına engel olamadım. Gözlerim yavaştan kararıyor. Kanlanan suyun altından bedenimi göremiyordum. Su bedenimi yakmaya başlıyordu. Bacak içime aralıksız darbeler vurmaya başladığımda gözümden süzülen yaşlar kirli suya damlıyordu. Tepeden tırnağa kirli hissediyordum. Temizlenmemiştim. Derimi yüzmek istiyordum. Beynim zonklamaya başladığında ellerimin takati kalmamış gibi iki yanıma düşmüştü. Bedenimden güç anında çekilmişti. Boynumdan aşağısı kandan gözükmüyordu. Yavaşça aşağı kayan bedenimle gözlerim açılmaya çalışıyordu. Beceremiyordum. Kaygan bir yüzeyde gibi hissediyordum. Çeneme kadar suya girdiğimde gözlerim baygınca su yüzeyini izliyordu. Hafiften kayan gözlerim bedenimi dik tutmamı engelliyordu. Burnuma yaklaşan kirli su rahatça nefes almamı engelliyordu.
Su yüzeyinde etki bırakan nefeslerim ve kayan gözlerimle tamamen suya batmış, çırpınmak istemeyen bedenimle yorgunluğumu gidermek istiyordum. Kesilmeye başlayan nefesimle burnumdan verdiğim nefes su içinde baloncuklar çıkmıştı. Ciğerlerim yanıyordu, patlayacakmış gibi hissediyordum. Kendimi güvenmemem gereken bir karanlığın kollarına istisnasız teslim ediyordum. Gücüm bitmişti. Buraya kadardı. O çok korktuğum ölüm kollarını açmış, sahte bir güven duygusuyla beni kucaklıyordu.
•••
Oy ve yorum atmayı unutmayınnn!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİLLJOY | taekook
FanficÖlenler ölümü bilmez, ölüm kalanlar içindir. #semetae #ukekook [ Hayran kurgu, gerilim, gizem]