En sevdiğim takımlardan birini, evet şu boyuna çizgili ve koyu lacivert olanı, giydim. İnce zincir kolyeler, yüzükler ve tabii ki parfüm. Yine bir randevum vardı. Şaşırmayın şaşırmayın, her zaman bir randevum vardır çünkü ben Kim Taehyungum. Biliyorsunuz ki namım yeter.Arabama atlayıp bu geceki randevumun baş kahramanı olan kadını evinden almak için yola koyuldum. Şarkı dinlemekten hoşlanmam çoğu zaman ama kadınları etkilemek bir ufak şarkıyla bile olabiliyor. Bu yüzden bu gecenin şarkısı olan "Uzunlar"ı açıp yola odaklandım. Yaklaşık yarım saat süren yolcuğun ardından evinin önüne geldim ve iki kez kornaya bastım. Birkaç dakika sonra tüm güzelliyle bana doğru gelen simsiyah,derin bacak yırtmacına sahip, tüm vücudunu saran elbisesiyle resmen bir afet gibi görünen...Ah tamam ismini söylemem mest olmanız için yeterli. Kim Jennie, evet bu geceki randevumun baş kahramanı o.
İyice arabama yaklaştığında yavaşca arabadan inip onun bineceği tarafa geçtim ve kapısını açıp binmesini bekledikten sonra kapısını kapatıp bende kendi tarafımdan bindim.
"Çok güzel görünüyorsun, her zamanki gibi"
Söylediğim cümle karşısında dudaklarıma minik bir buse kondurdu. Yaptığı hareket karşısında bende gülümsemeden edemedim.
"Her zaman Kim Taehyungla randevuya çıkmıyorum, ekstra özenmek istedim."
Gülümsedim. Güzeldi, çok güzel bir kadındı ama ben eğlenmeyi çok fazla seven bir adamdım. Anlayacağınız birkaç geceden fazlası olmazdı. Ama yinede tadını çıkarmaktan geri kalmayacaktım tabii ki. Özel olarak seçtiğim restorana gitmek üzere arabayı çalıştırdım ve arabanın çalışmasıyla şarkı da çalmaya başladı. Şarkıyı duyan yanımdaki afet hanımefendi bana döndü.
"Kim, şaka olmalısın. Bu benim en sevdiğim şarkı."
Sadece ona bakıp hafifçe gülümsemekle yetindim. Çok da uzun olmayan ama bol sohbetle geçen bir yolun ardından restorana geldik. Arabayı valeye verdikten sonra Jennie'nin yanında yerimi alıp elimi beline attım ve ilerlemesi için hafifçe destekledim. Restorana girdiğimizde bizi müdür karşılamıştı. Evet, ilgiye alışıktım ama bu ilgiyi hanımefendi için ayarlamıştım.
"Hoşgeldiniz Jennie hanım, Taehyung beyin özel misafiri bizim de özel misafirimizdir. Buyrun lütfen hoşgeldiniz ikinizde"
Kibar bir şekilde bize yerimizi gösterdi. Siparişlerimizi verdikten sonra sıkı bir sohbete daldık. Tüm dikkatim Jenniedeyken dikkatimi ondan ayırmamı sağlayan ve belki de bundan sonra tüm dikkatimin onda olmasını isteyeceğim o çocuk. İsmini bilmiyordum tabii şimdilik.
"Hoşgeldiniz, Ben Jeon Jungkook. Bu restoranın şefi, aynı zamanda restoran zincirinin sahibiyim. Bu akşam sizinle ben ilgilenicem. Yemek seçimleriniz gayet şık ve güzel. Tıpkı sizin gibi."
Son cümlesini söylerken tam gözlerimin içine bakmıştı. Cümlesini bitirdikten sonra gülümsemiş ve yanımızdan ayrılmıştı ama aklım şuan tamamen ondaydı. Gözleri parıldıyordu, resmen yıldızları sığdırmıştı sanki içine. Kullandığı saygı ekiyle söylediği son cümleyi, keşke bende ona söyleyebilseydim. Değişik bir aurası vardı işte. Kendine gel Kim, aura ne ya ne diyorsun sen.
Aynı söylediği gibi tüm gece bizle ilgilenmiş ve gerçekten de bu işin ehli olduğunu kanıtlamıştı. Yemekler lezizdi. Davranışları da keza öyle. Elinde tatlılarla ve bundan sonra sanırım bağımlısı olacağım o gülüşü takınarak yanımıza geldi.
"Benim ikramımdır. Umarım sizi memnun edebildim."
Gülümseyerek lafa girdim.
"Ettin çocuk, etmez olur musun. Ama başka türlüde memnun etmeni isterdim beni."
Ona yaklaşarak söylediğim cümleyi Jennie çok işitememiş olsa da o gayet net duymuştu ve kaşları çatılmıştı.
"Pardon da siz kim oluyorsunuz da bana böyle bir imada bulunabiliyorsunuz?"
Minik bir kıkırtı bıraktım ortaya. Kaşları çatık bana bakmaya devam etti.
"Cidden tanımıyor musun beni? Kim Taehyung ben. Herkes tanır aslında ama sana ulaşmamışsa namım, benim hatam küçüğüm."
Cümlelerimden hoşlanmış gibiydi. Çünkü çatık olan kaşları inmiş ve gülüşünü saklamaya çalışıyor gibiydi.
"Bayım, sizi tanımıyorum ve yanınızda güzelim hanımefendi otururken bana bu imaları yapmanız hoş değil."
Cümlesini bitirdikten sonra yanımızdan ayrılmıştı. Jennie bunu sorun etmedi, çünkü nasıl bir adam olduğumun o da farkındaydı. Ben Kim Taehyung, ölüm döşeğinde olsam bile flört etmekten vazgeçmezdim.
Tatlımızı da yedikten sonra hesabı istedim. Hesabı Jeon'un aksine müdür getirdi. Sevmedim bu durumu. Hesabı ödeyip yanına kartımı bırakırken kartın üstüne minik bir not bıraktım ve müdürden bunu Jeon'a iletmesini istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my safe place |taekook
FanfictionBen Kim Taehyung, ismimin önünden gelen playboy ve benzeri sıfatlarıyla övünen ben, o güzel çocuğu gördüğümde bu sıfatlardan utanmıştım. "Tıpkı şarkıda söylediği gibi seveceğim seni, ne istiyorsan verecek, senin olacak ve istemediğinde seni anlayac...