twenty four

9 1 63
                                    

Dün çekimden sonra eve geldiğimizde birkaç kadeh şarap içip Taehyung'un yaptığı iş birliğini ve gelecek olanları da kutlamıştık. Tabii gerçek kutlama bu değildi. Gerçek kutlama bizim alanımızda, benim güvenli yerimdeydi.

Düşündüğünüzün aksine  birkaç soft öpücükle  birbirimize sarılarak geçirdik gecemizi. Her ne kadar ileri gitmek istesek de bugün o gün değildi belki de bilmiyorum. İkimizde ileri gitmek için herhangi bir hamlede bulunmadık. Çok da konuşmayıp erken bir saatte uyuduk. Böyle anlatınca sıkıcı bir evli çiftmişiz gibi oldu. Sıkıcılık kavramı değişkenlik gösterir elbette ama verdiğimiz evli çift vibeı değişkenlik göstermiyordu. Belki de en çok bunu seviyordum. Konuşmadan anlaşabiliyor, isteklerimize ve kendi alanlarımıza saygı duyuyorduk.

"Emin misin Namu? Bir sıkıntı varsa geleyim."

Ah...Sevgilim ve bitmeyen telefonlarıyla haşır neşir olduğumuz bir sabahtayız yine. Neyse ki bu sabah çalan telefonla değil de sevgilimin öpücükleriyle uyanmış birlikte kahvaltı hazırlayıp yine öpücükler ve günlük sohbetler eşliğinde yemiştik. Şimdi de salonda elimizde kahvelerimizle oturuyorduk. Yaklaşık bir on dakikadır Taehyung telefonda Namjoon Hyung ile konuşuyordu. Sanırım yer altıyla alakalı bir problem vardı ya da ofisle alakalı. Namjoon Hyung, Taehyung'un sağ kolu olduğundan ofis işlerinde çok büyük bir sorun yoksa ilk Namjoon'u ararlardı. Burdaki bahsettiğim sorun ihalelerle ya da toplantılarla ilgili değil. Cam kırıldı, biri sorun çıkarıyor, birinin eve bırakılması lazım gibi sorunlardan bahsediyorum-ne kadar sorun denebilirse işte-.

"Tamam, ben gün içinde uğrayacağım. Ofise nolmuş?"

Sevgilimin telefonun diğer ucundaki Namjoon Hyunga verdiği yanıttan yer altında da ve ofiste de bir sorun olduğunu anlamıştım. Zor bir gün olacaktı sanırsam.

Biraz daha konuştuktan sonra oflayarak telefonu kapatan sevgilime soru yöneltmeme gerek kalmadan sorunları anlatmaya başladı.

"Ofise her sene müfettişler gelir ve o sene içerisinde de tadilat yaptırıp düzenlemek gerekir çoğu şeyi. Bu düzenleme yapılırken ofis kapalı olduğu için genelde burada çalışırdık ama şimdi sen-"

"Benden mi çekiniyorlar?"

"Hayır, sen rahatsız olma diye boş ofis aramasını söylemiştim Namjoon'a ama eşyalı ofis yokmuş boşta. Ne yapacağız bilmiyorum."

"Neden düzeninizi bozuyorsun ki sevgilim? Gelsinler burda çalışın. Senin çalışma odana sığmaz herkes ama buraya sığabilirler. Toplantılarını odanda yaparsın. Gerilmeni gerektirecek bir durum yok ki balım."

Söylediklerimle gülümseyen sevgilimin gülüşüne bir öpücük kondurdum. Beni düşünmesi çok tatlıydı.

"Ben ne iyilik yaptım acaba ?"

"Nasıl yani aşkım?"

"Sen, sen çıktın ya karşıma. Hangi iyiliğimin sonucunda çıktın karşıma acaba?" 

Söylediğiyle gülmeye başlamıştım. Taehyung'un diğer iltifatlarına göre bu oldukça eskiydi. Hem komik hem tatlı gelmişti. Ben gülerken bu sefer gülüşünden öpülen ben olmuştum.

"Başka ne sorun varmış?"

"Yer altıyla ilgili bazı meseleler."

"Anlatsana sevgilim."

Anlatmak istememeyişini anlıyordum aslında. Kendi de çok ilgilenmiyordu orayla ve beni de dahil etmek istemiyordu.

"Biliyorsun Namu'ya bıraktım her şeyi. Kendi ekibiyle kendi bildiği gibi çalışıyordu ama ekibinden biri düşman tarafına bilgi sızdırıyormuş. Bugün sabah erken saatlerde mekan basacaklarmış ama gittiklerinde bomboşmuş mekan."

my safe place |taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin