Gecenin bir köründe telefonumdan oyun oynarken bir anda ekrana düşen bildirimle gözlerimi kocaman açtım.
@kthv
Yarın akşam restoranına geleceğim, yemek yeriz birlikte. İyice tanışalım güzel çocuk. Sana herkes gibi olmadığımı göstereceğim.Hah! Bana herkes gibi olmadığını gösterecekmiş. Zaten değilsin be adam, kim söyledi sana herkes gibi olduğunu? Söyle döveyim teker teker. Tamam, o gece garip davranmış ve evinden gitmek istemiş olabilirdim ama karşımdaki adam gerçekten etkileyici, sözleriyle bile beni kendine çekebilecek bir adamdı, bunu kimse inkar edemezdi zaten. Ondan gelen bir mesaj olması beni mutlu mu etmişti emin değilim ama içimden bir ses cevapsız bırakmamamı söylüyordu hatta onun için yemek yapmamı da.
@jeonjk
Restoranın yerini biliyorsun zaten, bekliyor olacağım Kim.
Lütfen o klasik takım elbiselerinle gelme, kendimi iş görüşmesinde hissettiriyor.
Yarın akşamüstü görüşürüz :)Tam da böyle bir adamdım ve inanın onunda benden aşağı kalır bir yanı yoktu. Yarın akşamüstü onun için hazırlanacak ve yemek yapacaktım. Çok özel bir konuk olmadığı sürece ya da keyfim istemediği sürece mutfakta yemek yapmaz sadece kontrol ederdim ama hayatımda hiç bu kadar yemek yapmak istememiştim. Saatin iyice geçtiğini gördüğümde yatmak için odama geçip pijamalarımı giydim ve yatağa girdim.
...
Kendi isteğimle kalktığım alarmsız ve uykumu güzel aldığım bir sabaha uyandım. Saate baktığımda öğleden sonra bire geliyordu. Güzel uyumuşum baya. Uyanmasaydın hiç jjk?Kalkıp yatağımı topladım ardından duşa girdim. Basit ama şık olmak istiyordum bugün. Genelde restorana gideceğim günler özenir giderdim, çünkü bu çok sıklıkla olmazdı. Bugünde çok özel bir misafirim vardı ama niyeyse özenmek istemiyordum. Her halimle nefesini kestiğim o spidermanlı pijamaların içinde beni gördüğünde büyüyen gözbebeklerinden ve kendini benden alamayan gözlerinden belliydi. Bu yüzden aslında fazla özenmek istemiyordum. Onunda sürekli takım elbiseyle dolandığını biliyordum. Ona da takım elbise giymemesini söylemiştim dün gece. Aslında çok yakışıyordu. Sırıtmıyordu, hatta öyle güzel duruyordu ki bir gün takım elbiseleri üstündeyken kucağına çıkmak isterdim.
Düşüncelerimi bir kenara atıp dolabımdan siyah pantolonumu, siyah tişörtümü ve siyah deri ceketimi çıkardım. Siyahı kendime yakıştırıyordum. Hepsini üzerime giyip birkaç yüzük taktıktan sonra parfümümü sıkmış ve ardından son bir kez aynaya bakıp evden çıktım. Evin önünde duran motoruma atlayıp gitmeden önce restoranı arayıp bugün özel bir misafirim olduğunu ve akşamüstü saat beşten sonra kapalı olacağımızı söyledim. Madem bana kendini tanıtacaktı, özel bir şey olmalıydı. Hem restoran benimdi, istersem kapatırım istersem açardım.
Restorana vardığımda müdürün meraklı sorularını es geçerek birkaç evrak imzalayıp mutfağa kontrole girmiştim. Biraz uzun sürmüştü mutfak kontrolü ama her şey tıkırında ilerliyordu. Kendime bir kokteyl hazırlayıp köşeme çekildim dinlenmek için. Saate baktığımda akşamüstü dördü geçiyordu. Müdür yanıma geldi.
"Jungkook Bey, bugünkü rezervasyonlarımız çok fazla emin misiniz kapatmak istediğinizden? Bugün kazanacağımız para-"
"Paradan daha önemli biriyle özel bir yemek yiyeceğim. Bir şeyi söylüyorsam sorgulamadan yapın lütfen. Ben sizin çalışanınız değilim."
"Tabii Jungkook Bey, kusurumuza bakmayın."
Yavaşça uzaklaşarak gitti yanımdan. Giderkende özür falan diledi işte. Bir işletmenin müdürü ile sahibi arasında olan fark barizdi ama o karıştırıyordu sanırım. Kaba biri değildim çalışanlarıma karşı ama had bildirmek benim işimdi. Kokteylimi yudumlayarak geçirdiğim yarım saatin ardından restoran kapanmış, müşteriler dağılmış ve sahneye çıkma sırası bana gelmişti. Üstümdeki ceketi çıkarıp oturduğum yere bıraktım ve mutfağa geçtim. Bugünlük kendi sevdiklerime göre yapacaktım çünkü bilmiyordum o ne seviyor ne sevmiyor ama öğrenicektim bu gece. Ben bol soslu makarnalara bayılırdım. Kremalı ve pesto soslu bir makarna yaptım öncelikle. Et de severdim. Biftek pişirdim yanına sebzeler haşladım ve patates püresi yaptım. Tatlı olarak da hafif bir şeyler olsun istediğim için mekanda daha önceden bizim için ayırdığım çilekli magnolyalar vardı. Her şey tamamdı. Hazırladığım yemekleri masaya koymuş ve mekanın en çok tercih edilen ve mekanada adını veren kırmızı şarap ile yapılan kokteylinden yapmak için işe koyulduğum sırada mekanın kapısının açılmasıyla mutfaktan çıkıp giriş kapısına doğru diktim gözlerimi. Dar ama deri pantalonu kadar yapışmayan antrasit rengi bir pantalon üzerine siyah boğazlı onunda üzerine oversize siyah bir blazer giymişti. Ondan takım elbise giymemesini istemiştim ve gerçekten de giymemişti. Elinde minik bir paket vardı. Onu süzmüş olmamdan memnun bir şekilde yanıma yaklaştı. Tek yemeklerle donatılmış masanın benim kendim için hep rezerve tuttuğum masa olduğunu gördü ve elindeki paketi masa üzerine bıraktıktan sonra ceketini de çıkarıp sandalyeye astı. Pür dikkat onu izliyordum o bunları yaparken. Yavaş adımlarla yanıma yaklaştı. Aramızda bir adım mesafe kalmışken gözlerimin içine içine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my safe place |taekook
FanfictionBen Kim Taehyung, ismimin önünden gelen playboy ve benzeri sıfatlarıyla övünen ben, o güzel çocuğu gördüğümde bu sıfatlardan utanmıştım. "Tıpkı şarkıda söylediği gibi seveceğim seni, ne istiyorsan verecek, senin olacak ve istemediğinde seni anlayac...