Avusturya'ya ya geldik ve şu an hastanedeyiz. Neden? Çünkü zehirlendik. Yani bende, Jeongin de, Jimin de -Minsung çiftinin oğlu- ve Yongjin de bir şey yoktu fakat; Jisung, Minho hyung, Seungmin, Chan hyung ve Changbin hyung yedikleri tavuktan dolayı zehirlenmişlerdi.
Mideleri yıkandıktan sonra serum takılmıştı ve serumdan sonra gidebileceğimizi söylemişlerdi. Dışarıda Yongjin ile oynuyordum.
"Hyunjin! Gelsene bir"
Jeongin'in bağırmasıyla oturduğum çimenden kalktım.
"Burdan bir yere ayrılma hemen geleceğim tamam mı babacığım"
Kafasını salladığında Jeongin'in yanına gittim.
Yazar
Yongjin, babasının gitmesi üzere olduğu yere oturdu ve beklemeye başladı. Canı sıkılmıştı normal olarak. Tam bu sırada yanından çok güzel bir kelebek geçti ve Yongjin kelebeği çok beğendiği için yerinden kalktı ve peşinden koşmaya başladı.
Kelebeği kaybettiğinde etrafında kimse yoktu. Bir kişi hariç. Çimende tek başına oturan, arkası dönük olan siyah saçlı bir adam hariç kimse yoktu burda. Buraları bilmiyordu ve kaybolmuştu, yardım istemeliydi.
"Afedersiniz?"
Siyah saçlı adam arkasını döndüğünde çilli, kahverengi saçlı, siyah gözlü küçük bir çocuk gördüğünde şaşırdı. Çocuk Korece konuşuyordu, buralı olmadığı belliydi.
"Sorun nedir?"
"Şey, ben babamı kaybettim. Nasıl bulacağımı bilmiyorum. Bana dur dediği yerde durmadım ve şimdi kayboldum"
Çocuk ağlamaya başladığında Siyah saçlı adam endişelendi. Çocuğun saçlarını okşadı ve onu sakinleştirmeye çalıştı
"Tamam, sakin ol. Babanı bulmana yardım edeceğim, ama sende babanın sözünü dinlemelisin"
Gözleri parlamıştı küçük kahverengi saçlı oğlanın.
"Gerçekten mi?"
"Hmhm"
Siyah saçlı adam kalktığında omzuna Yongjin'in gördüğü kelebek kondu.
"Bu o kelebek. Hepsi onun suçu."
"Öyle mi?"
Siyah saçlı adam, omzundaki kelebeğe parmağını uzattığında kelebek uçup parmağına kondu.
"Bu küçük şirin şeyin mi suçu?"
"Evet"
Küçük bir kıkırdama bıraktı ortama siyah saçlı adam. Kıkırdamasından korkan kelebek, Yongjin'in geldiği yöne doğru uçtu.
"Hadi tut elimi de seni babana götüreyim."
Yongjin, adamın elini tuttuğunda adam hastane girişine doğru yöneldi. Tam girişin önünde hiç görmeyi beklemediği kişiyi gördü. Endişeliydi tam yönünü değiştirecekti ki elinden tutan küçük çocuk onu çekiştirdi.
"Orda! Babam orda"
O an donup kalmıştı siyah saçlı olan.
"Babanı bulduğuna göre ben gideyim."
Çocuğun elini bıraktı ve çocuğun babasına doğru koşuşunu dolu gözlerle izledi siyah saçlı adam.
"Baba!!"
"Yongjin!"
Koşarak babasının kucağına atladı Yongjin. Babasının yanağını öptü ve sarıldı.
"Babacığım, seni dinlemediğim için özür dilerim. Şuradaki abi olmasaydı kaybolmuştum."
Oğlunun gösterdiği yere baktığında arkası dönük giden bir adam gördü.
"Hey, I want drink a coffe whit you, for thank"
(Hey, teşekkür için seninle bir kahve içmek istiyorum""No need to thank"
(Teşekküre gerek yok)Duyduğu sesle şaşırmıştı. Yanlış mı duymuştu yoksa?
"Felix?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why//hyunlix
FanfictionHwang Felix Yongbok kocasını ve yeni doğurduğu oğlunu terk eder 5#hwanghyunjin = 10.09.2023 1#felix = 11.09.2023 3#leefelix = 16.11.2023