"Hwang Felix Yongbok. Ne sikim dönüyor burda!?"
Felix endişelenmeye başladı.
"S-sana, bana Hwang deme demiştim!"
"Felix lütfen bana doğruları söyle. Yalvarırım"
Yeonjun ikiliyi yalnız bırakmak için kapıya doğru giderken Hyunjin'in kulağına fısıldadı.
"Onu strese sokma."
Yeonjun odadan çıkmıştı ve ikiliyi yalnız bırakmıştı. Felix'in stresten elleri titriyordu. Hyunjin, Felix'in titreyen ellerini tuttu ve öptü. Kafasını kaldırıp buruk bir şekilde gülümseyerek Felix'e baktı.
"Ne olursa olsun seni yargılamayacağımı biliyorsun. Şimdi bana doğruyu söyle lütfen. Kanser misin?"
Derin bir nefes aldı Felix.
"Evet. Sana her şeyi anlatacağım, anlattıklarımdan sonra benden nefret edersen -ki şu an da nefret ediyorsun- anlarım."
"Öncelikle şuna bir açıklık getirelim. Senden nefret etmiyorum Felix. Sadece neler olduğunu anlayamıyorum."
Ondan nefret etmediğini öğrendiğinde gözlerindeki ölülüğün canlanışını izledi Hyunjin.
"Ciddi misin?"
"Evet. Hadi anlat bana bebeğim, neler oluyor?"
18.07.2020
Felix doğumdan çıktıktan sonra odaya alındığında başta kimseyi içeri almamışlardı. Odaya kucağında kahverengi saçlı, yüzünde çilleri olan bir bebek ile odaya girdi doktor. Bebeği Felix'in kucağına bıraktı ve nasıl tutacağını gösterdi. Felix gülücükler saçıyor, bebeğinin yüzünün her tarafını öpüyordu. Oğlu gözlerini açıp babasına baktı ve gülümsedi.
"Bay Hwang, size bir şey sormak istiyorum."
Felix gülümseyerek kaldırdı kafasını.
"Evet, sorunuz nedir?"
"Bay Hwang, kanser olduğunuzu biliyor muydunuz?"
Felix'in gülümsemesi soldu.
"N-nasıl"
"İlk seviye prostat kanserisiniz."
Felix'in nefesi kesildi. Öleceğini düşündü. Doktor bir şeyler anlatıyordu ama ne anlattığını anlamıyordu. Düşündü. Oğlu ona çok bağlanacaktı, aynı şekilde o da oğluna çok bağlanacaktı. Hyunjin zaten çok bağlıydı Felix ölürse ne yaparlardı? Hyunjin ağlamaktan heba olurdu. Bunun düşüncesi bile korkutmuştu Felix'i. O an bir plan yaptı. Çok sevdiği eşi ve oğlu ona daha cok bağlanmamasını, aksine nefret etmesini sağlamalıydı üzülmemeleri için. Akşam olduğunda uyuyan kocasını ve oğlunu öpüp gizlice hastaneden ayrıldı, Avustralya uçağına bindi ve bir daha dönmemek üzerine terk etti Kore'yi.
Birkaç hafta sonra çok pişman oldu Felix. Şimdiden çok özlemişti. Avusturya'da yaşayan arkadaşı Yeonjun'a anlattı yaşadıklarını. Yeonjun'dan güzel bir azar işitti ve Yeonjun'un ısrarlarına rağmen Kore'ye dönmemeşti onu istemezler diye. Yeonjun'un evinde kalmaya başlamıştı ve evden çalışmaya çalışıyordu. Ve bir şey olduğu zaman Yeonjun'un çalıştığı hastaneye getiriliyordu....
13.08.2023
Hyunjin gözünde yaşlarla dinledi aşık olduğu adamı.
"Neden Felix, neden tüm sorumluluğu kendin üstlendin? Birlikte atlatabilirdik."
"Sonradan dank etti kafama. Ben o anki korkuyla kaçtım ama yemin ediyorum çok pişman oldum Hyunjin. Bir an bile sana olan aşkım azalmadı."
"Benimde, benimde sana olan aşkım azalmadı. Senin gittiğin ilk ay halüsinasyonlar görüyordum. Yongjin'in yüzüne baktığımda seni görüyordum. O zaman dönseydin hiç sorgulamadan affederdim seni."
"Şu an affedemez misin?"
Sesi titriyordu siyah saçlı oğlanın. Hyunjin'den cevap alamayınca ağlamaya başladı Felix. Hyunjin yaklaşıp dudaklarını aşık olduğu dudaklara bastırdı. Şaşkınlıkla gözleri büyüdü Felix'in. Gözlerinden daha fazla yaş akarken Hyunjin'e karşılık verdi. Özlem dolu bir öpüşmenin ardından ayrıldılar.
"Affettim seni Hwang Felix Yongbok, fakat bir şartım var. Hadi birlikte atlatalım bu kanseri. Bugünden itibaren tedavi olamaya başlamazsan seni affetmem. Ne olursa olsun beni ve oğlumuzu bir daha terk etmeyeceğine söz vermelisin"
"Söz veriyorum. Söz veriyorum bizi ölüm harici başka bir şey ayırmayacak."
Göz yaşları eşliğinde tekrar bir öpüşme başlattılar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why//hyunlix
FanficHwang Felix Yongbok kocasını ve yeni doğurduğu oğlunu terk eder 5#hwanghyunjin = 10.09.2023 1#felix = 11.09.2023 3#leefelix = 16.11.2023