"Hamile miyim?"
Sesim aşırı şaşkın bir biçimde çıkmıştı ki öyleydim de. Hyunjinle bakıştığımızda nasıl olduğunu çözmeye çalışıyordu. Daha birkaç saat önce olmuş bir şeyden hemen hamile kalmam mümkün müydü. Veya mümkünse de belirtiler hemen çıkmazdı ki. Yongjinde bile iki buçuk ay sonra fark etmiştik.
"Evet, bir aylık hamilesiniz."
Bir ay mı? iyi de biz dün geceye kadar hep prezervatif kullanmıştık ki. Aklıma gelen anılarla aydınlığa kavuşmuş gibiydim. Doktordan biraz bilgi falan aldıktan sonra hastaneden çıkmıştık ve arabadaydık eve gidiyorduk. Hyunjin mutlu mutlu arabayı sürüyordu nasıl hamile kaldığımı bilmemesine rağmen. Aldatmış olmamı falan düşünmemiş miydi hiç? Ne düşündüğünü algılamak için arabadaki sessiz havayı bölmüştüm.
"Hyunjin, ben nasıl hamile kaldım? Sürekli prezervatif kullandık"
"Hatırlamıyor musun? Bir ay önce kullandığımız son prezervatifimiz yırtılmıştı ondan sonra hızımızı alamayıp bir kereden bir şey olmaz diyip bir kere de prezervatifsiz yapmıştık."
"İyi de prezervatif kullanmadığımız zaman içime boşalmadın ki sen."
"Zevk suyu aşkım. Ayrıca prezervatif yırtıldığında içine boşalmıştım sen de haşlamıştın beni."
Aslında hastanedeyken benim de aklıma bu gelmişti. Bana güvendiğini anlayıp kıkırdadım. Tabii ki de aldatmamıştım. Ama acaba güveniyor mu diye düşünmüştüm ki şu an bunu düşündüğüm için kendimden utanıyordum. Ben bu adama aşığım bir daha kaybetmeyi göze alamazdım. Biz eve gidene kadar bizim çocuklar birkaç kere aramıştı ama biz inatla söylememiştik. Endişelenmişti bebişler ya.
Eve vardığımızda herkes içerde oturmuş bizi bekliyorlardı. Yongjin de uyanmış Jiminle oyun oynuyordu. Bizim geldiğimizi ilk fark eden Jeongin olmuştu. Küçük(!) bir soru yağmurundan sonra her şeyi açıklamıştık. Şu an çay içiyorduk.
"Ya ben söylemeyecektim ama dayanamıyorum."
Seungmin'in tebrik cümleleri dışında ilk defa ağzını açışıyla tüm gözler ona dönmüştü.
"Of nasıl söylesem. Bunu şu an söylemek doğru mu bilmiyorum ama hazır bunun heyecanı varken söylemeliyim sanırım. Ben iki hafta önce Chan işteyken hamilelik testi yaptım ve pozitif çıktı. Ardından hastaneye gittim ve doğrulattım. İki buçuk aylık hamileyim. Chan, bunu sana daha önceden söylemediğim için özü-"
Seungmin'in lafını bölen şey ona kocaman sarılan Chan hyungtu. Anlattıklarıyla çok mutlu olmuştum. Anlaşılan hamilelik sürecini birlikte geçirecektik. Ve çocuklarımız beraber büyüyecekti.Düşüncesi bile aşırı iyiydi.
(Sakinleşmek için yazıyorum umarım bölüme yansımaz)
Herkesin keyfi yerinde her zamanki yerlerinde oturuyordu. Çaylarımız bittiğinde Chan hyung ve Hyunjin kahveleri getirip tepsiyi sehpaya koymuşlardı. Herkes kahve içerken Seungminle ikimiz portakal suyu içiyorduk. Yine başlıyorduk onu yiyemezsin bunu içemezsin dönemine. Gerçi demin içtiğimiz çayda da kafein vardı ama bunu onlara hatırlatmamayı seçtim. Seungmin'in mutsuz yüzüyle (kendisi kafein bağımlısı) aklıma bir anı gelmişti.
-Flashback-
Hamileliğimi kutlamak için bizim evde parti vermeye karar vermiş hazırlıkları yapmıştık. Çocuklar geldiklerinde ellerinde hediye paketleri vardı. Şapşikler fazla heyecan yapmış, daha 6 ay olmasına rağmen şimdiden hediyeler almışlardı. Hepsini tek tek açtıktan sonra herkese teşekkür edip çok beğendiğimi dile getirmiştim. Cinsiyetini bilmediğimiz için unisex şeyler almışlardı ve hepsi de cidden çok tatlıydı. Herkes aynı şeyin farklı versiyonlarını almıştı. Chan hyung kurt şeklinde, Minho hyung tavşan şeklinde, Changbin hyung domuz şeklinde, Jisung sincap şeklinde, Seungmin köpek şeklinde ve Jeongin ise tilki şeklinde tulumlar almışlardı.
Herkes içtiği kahveyi bense meyve suyumu bitirdikten sonra Hyunjinle birlikte yaptığımız pastayı kesip tabaklara koyduk ve yanına da herkese cola bana ise evet yine meyve suyu konmuştu. Jisung önümdeki meyve suyu dolu bardağı alıp kenara koyduktan sonra elindeki cola şişesiyle benim için de bir cola koyup önüme bırakmıştı.
"Çocuğum kahve içmedi zaten cola içsin ona da bir şey demeyin colada kafein yok zaten bir şey olmaz iç aşkım."
Jisung ensesine atılan sert şaplakla ensesini tutarak sinirli bir şekilde arkasını döndüğünde ona vuran Seungmin'i yolmamak için zor tutuyordu kendisini.
"Gerizekalı cola da da kafein var."
Jisung anlamaz bir şekilde elindeki cola şişesine bakarken cidden çok komikti.
"E hani? Olsa üstünde yazardı. Götünden sallama Seungmin."
Bu sefer kafasına bir vuruş yemesiyle Seungmin'i orada sikeceğinden emindim.
"Parmağını çekersen göreceksin gerizekalı."
Seungmin eliyle Jisung'un parmağını çektiğinde Jisung gördüğü kocaman KAFEİN İÇERİR yazısıyla fena göt olmuştu.
"Benim hayatım yalanmış."
Jisung, Minho hyungun üzerine bayılıyormuş gibi yaptığında Minho hyung Hyunjin'den daha drama queen bir şekilde küçük eşini tutuyordu.
-Flashback end-
"Seungmin cola ister misin canım."
Jisung'un keyifle söylediği şeyle aklıma gelen anıların sadece benim aklıma gelmediğini anlamıştım. Cidden onlar benim neşe kaynağımdı ve tanrıya şükür ediyordum. İyi ki o gün Hyunjinle hastane de karşılaşmıştık. Yoksa acı içinde ölümü bekleyen bir zavallı olarak hayatıma devam edecektim.
Yeter mi
Yeter bence ya
Neyse aşkısılar 650 kelime yetsin artık. Öptüm kaçıyorum ben
ilk sınavaların sonuna kadar olmam büyük ihtimalle kendinize iyi bakın öpüyorum hepinizi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Why//hyunlix
FanfictionHwang Felix Yongbok kocasını ve yeni doğurduğu oğlunu terk eder 5#hwanghyunjin = 10.09.2023 1#felix = 11.09.2023 3#leefelix = 16.11.2023