Öpüşüp barıştınız mı?

1.1K 90 52
                                    

Arkasını dönmemekle ısrarcıydı siyah salçı.

"Yongbok!"

Siyah saçlı daha fazla dayanamadı ve arkasına bakmadan yürümeye başladı.

"Hwang Felix Yongbok!"

Tam adının söylenmesiyle olduğu yere çivilendi. Yumruklarını sıkıp hızlı adımlarla Hyunjin'e yaklaştı.

"Bana Hwang deme."

"Neden? Hala boşanmadık ama"

"Boşanma evraklarını imzalayıp Kore'ye gönderirim. Ayrıca ne işin var burda"

"Felix, lütfen soğuk davranma"

Hyunjin Felix'e karşı bir adım attı, Felix de arkaya doğru geri bir adım attı.

"Yaklaşma bana. Nefret ediyorum senden."

"Kendine gel artık, oğlumuzun yanında böyle konuşamazsın!"

Felix Hyunjin'in yakasından tutup kendine çekti ve kulağına, Yongjin'in duyamamayacağı şekilde fısıldadı.

"Senden de, oğlundan da nefret ediyorum. Oynadım seninle Hyunjin, hala anlamadn mı?"

Kıkırdadı Felix. Hyunjin sinirle yumruklarını sıktı ve Felix'e yumruk atmamak için zor tuttu kendisini. Ne yani aşık olduğu, aşkından öldüğü adam şu an onunla oynadığını söylüyor muydu gerçekten? Gözleri doldu Hyunjin'in, Yongjin'i alıp hızla terk etti orayı.

__________

Chan hariç hepsinin serumu bitmişti. Hyunjin yıkık bir şekilde oturuyordu hastane koltuklarında. Lavaboya gitmesi gerekiyordu ama lavabonun nerde oldugunu bilmiyordu. Bir personele sordu ve personelin gösterdiği yere doğru yürümeye başladı. Bir odanın önünden geçerken bir konuşma duydu. Korece konuşuyorlardı. Kapı dinlemenin kötü bir şey olduğunu biliyordu Hyunjin fakat neden bir Avustralya hastanesinde Korece konuşulduğunu merak etmişti.

"Şu an iyi misin?"

"Hmhm"

"Felix yeter! Seni böyle görmek bitiriyor beni. Sana kanserin 3. Seviyeye ulaşmak üzere diyorum ve sen hâlâ tedaviyi reddediyorsun!"

Kanser mi? Diye panikle geçirdi içinden Hyunjin.

"Hyung, yaşamamın bir anlamı yok. Biliyor musun bugün Hyunjinle Yongjin'i gördüm"

"Yongjin de kim? Ayrıca nerde gördün"

"Yongjin oğlum. Arka bahçede otururken kaybolmuş yanıma geldi. Sonra onu hastane kapısına götürdüğümde babam orda diyip Hyunjin'i işaret etti."

"Ee sonra? Öpüşüp barıştınız mı?"

Hevesle sordu Yeonjun.

"Hayır... Ona ondan ve oğlumuzdan nefret ettiğimi, onunla oynadığını söyledim"

Felix'in gözlerinden yaşlar akarken Hyunjin şok olmuştu.

"Felix! Neden yaptın böyle bir şey!?"

"Hyung, 3 yıl önce terk ettim zaten onları. Affedilemez bir şey bu. Bir kere yaptım bir aptallık bunu devam ettirmeliyim. Benden nefret etmeli ki ben ölünce eğer haberi giderse tek bir damla yaş dökmesin. Ağlamasını istemem, özellikle benim yüzümden ağlayacaksa"

"Felix, tevadi olup ağlamasını engelleyebilirsin!"

"Hayır, tedavi olursam sadece kendime daha çok acı çektireceğim. Çoktan benden nefret ediyor, ne anlamı var yaşamanın?"

"Felix yapma lütfen"

Yeonjun ağlamaya başladı.

"Hyung, üzgünüm seni ağlattığım için. Ama merak etme yakında öleceğim ve ağlamayacaksın"

Bu sözler üzerine Hyunjin dayanamayıp yaşlı gözlerle odaya daldı. Duydukları tuvaletini bile götürmüştü.

"Hyunjin...?"

Why//hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin