Mîrza'nın gür sesi odada yankılanırken Dila Hanım ve Azad Ağa hem şaşkın hemde korku ile bir adım geri atmışlardı.
Mîrza'nın onları görmeye tahammül edemediğini sesindeki imadan anlamışlardı.
Neden onun odasına geldiklerini ve karşısına yıllar sonra çıkmalarını bir an önce söylemeliydi Azad Ağa.
Yoksa Mirza'nın acımasızlığına öfkesine bizzat kendisi ve karısı kurban gidecekti.Mîrza'dan
Karşımdaki suretlerin söylemek istedikleri bir şey olduğunu yüz ifadelerinden anlıyordum ama onları görmeye dayanamıyordum söyleyecekleri şey umrumda değildi.Gitmelerini söylemiştim ama onlar şaşkın ve korku dolu yüz ifadeleriyle bana bakmaya devam ediyordu.
Azad Ağa öfsürerek lafa girmek için sesini kontrol altına alıp bir adım bana gelmesiyle onların şaşkınlığını bu sefer ben yaşıyordum.
"Mîrza...." harelerindeki tedirginliği ve karşımda korkudan bana bakamayan Dila Hanım'ın titrediğini görebiliyordum ve bu benim ne hikmetse sevincimi körüklüyordu.
Üzülmem gerekiyordu belki ama beni onlar bu hale getirmişti. Daha fazla dayanamadan Azad Ağa'nın konuşmasına izin vermeden kolundan tutup kapıya doğru sürüklemeye başladım. Bir zamanlar gizli gizli öptüğüm elini elimin içinde öfke ve nefretle kıracak derece tutuyordum ve eski Mirza'yı öldürdükleri için daha çok sinirleniyordum.
Dila Hanım'ın gözleri büyüdükçe büyüdüğünü hissedebiliyordum.
Kapının önünde durup Azad Ağa'yı hafif olmayacak şekilde iteklemiş odadan çıkarmış arkama döndüğümde Dila Hanım'ın olduğu yerde görünce gözüm dönmüştü resmen hâlâ odada benimle durmaya nasıl Cesaret ediyordu.
Dila Hanım tam konuşacağı sırada kapıyı sertçe kapatıp kilitledim Azad Ağa'nın bağırışlarını kapıyı kırarcasına vurduğunu duyuyordum ama şuan beni bu hale getiren kadına eskileri yâd etmek görevim saymış üzerine doğru yürüyordum.
Şokun etkisinden çıkmıştı ve korkarak geri adım atıyordu biraz daha geri giderse burdaki evimin balkonundan aşağı düşecekti iki adımda yanına varmış ve onu tutmuştum.
Gözlerindeki korku bana oldukça haz veriyordu. Tıpkı zamanında benim ondan korktuğumda nasıl ona yalvarırcasına bakıyorsam şimdi o bana bakıyordu.
Sesimi hiç olmadığı kadar sert çıkararak "Eskileri yâd etmek için mi odamdan çıkmıyorsun Dila Hanım şayet öyleyse senin sayende benimsediğim en acımasız tarafımı sana sunmaktan hiç gocunmam!"
Riyakârca davranacağını unutmuştum ve şuan gördüğüm riyakârlık yüzünden Azrail'i olabilirdim.
Tutuğum kolunu itmemle boşluğa düşmesi ve avıyla inlemesi bir oldu.Evet bana acımasız ve kötü diyebilirsiniz ama beni bu hale getiren onlar...
Ben sözlükteki kötülüğün bi zaat kendisiydim onlar sayesinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑴𝒊𝒓𝒛𝒂
RandomAilesi yüzünden iki yaralı kalp birbirini sarmak yerine savaş başlattılar İhanetin 50 tonunu yaşayan Evîn sevdasını içine gömmüş Aşık olduğu adamın en büyük düşmanı olmuştu. " Benim içim soğuduğunda seninkine ateşler düşsün..."