Yazar'dan
Mirza Evîn'in yanına giderken Evîn de Mirza'ya hazır olduğunu söylemek için merdivenlerden çıkarken Mirza'yı görmesiyle yerinde durup kendini tutamayıp " Ağam... ben sizin yanınıza geliyordum zaten. Bir yanlışım mı oldu? Yanınıza gelmemi söylemiştiniz?" dediğinde Mîrza duyduğu kelime ile kaşları havalanmakla kalmayıp bir ayağı havada asılı kalıp Evîn'in kurduğu cümlenin gerçekliğini tartıyordu.
Evîn Mîrza'nın şaşkın ifadesinden ne dediğini yeni anlamasıyla kalbinin teklemesine sebep olmuştu içinden " Yok Evînciğim yok Ağam cümlesi az geldi sen en iyisi bağırarak ben sana vurgunum de" geçirerek başını öne eğerek tüm vücudunun kızardığına emin oldu.
Mirza Evîn'in hareketlerinden sonra kendine gelerek Evîn'e doğru merdivenlerden inmeye devam edip Evîn'in olduğu basamakta durup gözlerini kısarak kafasını Evîn'e doğru eğerek
" Evîn Hanım alıştırma mı yapıyorsunuz?" Diyerek Evîn'i utandırmaya ve hareketleriyele eğlenmeye devam ediyordu.Evîn'in aniden kafasını kaldırmasıyla burnuna resmen kafayı yemişti eğlencesini acı devir almıştı. Ağzından " senin kafanı s.... Kızım burnumu kıskandın anladım ama kırmak için bu kadar çabalamana gerek yok git estetik ol seninde burnun güzel olsun" deyip burnunu tutmaya başladı.
Evîn korkuyla Mirza'ya yaklaşarak küçük bir itirafta bulanacağını bilmeden "Özür dilerim bilerek olmadı gerçekten özür dilerim... Ben sadece gözlerinin içine bakmak seni gülerken görmek istedim." diyerek ağlamaya başladı.
Mîrza burnunu tutmayı bırakıp Evîn'e doğru döndüğü sırada gördüğü şeyle yerinden sıçradı. Evîn ağladığı için makyajı akmış ve Mîrza'yı korkutmuştu Mirza dayanamayıp
" Allah için ağlama şuan sanki ekmeğe basmışta çarpılmışlara benziyorsun."
diye bağırınca.Korumalar gülmek için arkalarına bile bakmadan konağın dışına çıkıp kahkaha atmaya başlayınca Evîn kahkaha sesleri ile birlikte oda dayanamayıp gülmüştü ve bu halleri Mirza'nın onun deli olduğuna inandırmaya başlamıştı...
Evîn banyoya gidip yüzünü temizlemek için Mîrza'dan izin alıp yanından ayrılmış Mirza da arabaya binmek için konaktan çıkınca korumaların gülmelerinin devam ettiğini görünce "Gülmeyin lan itler" diye resmen kükremişti.
Evîn'in arabaya binmesiyle yolculuğa başladılar.
Mîrza Evîn'e bakarak "Burnumu bu kadar kıskandığınızı bilmiyordum." Diyerek erkeksi bir kahkaha attıp önüne dönünce Evîn' den cevap gecikmemişti."Birincisi bilerek yapmadım ikincisi ise bende sizin benim sayemde bu kadar mutlu olacağınızı ve benimle bu kadar evlenmeye hevesli olduğunuzu bilmiyordum."
Cevabı ani olunca Mirza ani fren yapmış emliyet kemerleri takılı olmasına rağmen Evîn'i sinek gibi torpidoya yapıştırmış ve ona karşılık verdiği ve hiç olmayan şeyleri söylediği için sinirlerini kafeslerinden salmış Evîn'e doğru hucum etmişti.
Bir anlık öfke ile Evîn'in saçlarını tutup arkaya doğru çekmesiyle Evîn'in ağzından tiz bir çığlık kopmuş ve Mirza'nın tutuşu gittikçe sertleşerek Evîn'in canını daha çok acıtan sözleri bir bir saymaya başlamıştı
" Haddini bileceksin Evîn sana iyi davranmaya çalışıyorum diye kendini bir halt sanma. Ben seninle hiçbir zaman mutlu olmam ama o nikah kıyılınca hem sana yapacaklarım hemde seni benim elime verdikleri için vicdan azabından geberecek insanlar için mutluyum ben. Bir daha bana cevap vermeye kalkarsan senin kafanı ezerim!" Deyince Aklına birşey gelmiş gibi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑴𝒊𝒓𝒛𝒂
RandomAilesi yüzünden iki yaralı kalp birbirini sarmak yerine savaş başlattılar İhanetin 50 tonunu yaşayan Evîn sevdasını içine gömmüş Aşık olduğu adamın en büyük düşmanı olmuştu. " Benim içim soğuduğunda seninkine ateşler düşsün..."