Hep sevdiklerimiz yakar canımızı kimisi bir çift söz ile kimisi bir bakışı ile kimisi davranışı ile...
Evîn'i Mîrza yakmıştı. Yüreğine ilk sevda ateşi düştüğünde cayır cayır yakmıştı. Sevmenin acısını sevmişti Evîn...
Ama Evîn'i en çok yakan yıkan şey dün Mîrza'nın hakaretleri vuruşları olmuştu. Sevdiği adamın acımasızlığını bizzat kendi bedeninde tatmıştı kan kusana kadar acıdan bayılana kadar Mîrza'nın acımasızlığıyla tanışmıştı.
Evîn sevdiği adamı kendi içinde haklı çıkarmaya çalışıyordu. Haklı yanının olmamasına rağmen onu haklı çıkarıyordu. Yalvarışları tüm konağı inletiyordu fakat kimse gelmiyordu. Evîn'in yüzüne bir kez daha kimsesizliği tokat gibi çarpmıştı yüzüne...
Evîn sessizleşmişti Mîrza ise Evîn kan kusana kadar dövmüştü. Bir kadının çığlığına bir kadının yalvarışlarına sesizleşmiş ve susmuştu herkes...
Acı içinde inleyerek uyanmıştı Evîn kaç saat baygın kalmıştı bilmiyordu ama günün ağarmasıyla acıyla inlemişti. Yerden kalkmaya çalışmış ama kalkamamıştı..
Kendini biraz daha zorlayıp kalkmayı başarmıştı. Banyoya giderken kolunun ağrısı yüzünden ağlıyor ağladıkça önünü göremiyordu. Evîn kendini zar zor sıcak suyun altına atmıştı.
Banyo'da işini bitirip sessizce balkona çıkıp bir sigara yaktı sigarasından derin bir nefes çekince içi sızladı Evîn'in başını göğe kaldırıp "Baba... Hani hep derdin ya tırnağın kırılsa ben hissederim diye Dün gece canım çok yandı Dün gece senin kızını nefessiz bıraktılar Baba! Hissetin mi?"
Dediğinde tekrar ağlamaya başlamıştı Evîn. Babasını istedi Evîn babasının kucağında uyuduğu günlere geri dönmek istedi. Ağladığında babasının onu susması için çabaladığı günlere geri dönmek istedi.
Evîn'in aklında canlanan anılar yüzünden gözlerini sımsıkı yumdu...
Mîrza'dan
Alarımın sesi ile uyanmıştım ve başım aşırı derecede ağrıyordu. Yataktan kalkıp banyoya gittim hâlâ uyku sersemiydim ve başım çok şiddetli ağrıyordu ellerimi yıkamak için suya açıp ellerimi yıkama başladım..
O ana kadar ellerimin kanlı olduğunu anlayamamıştım. Ellerimi yıkamayı bırakıp hızlıca odaya geçip etrafa baktığımda odanın halini görünce odanın içinde Evîn'e bakındım fakat oda da değildi.
" Evîn.!!" diye bağırmıştım ki balkonun sürmeli kapısı açıldı. Evîn içeri girmeye kalmadan yere yığılmıştı.
Evîn'in yanına hızlı adımlarla gidip yanına diz çöküp yüzündeki saçlarını çekmek istedim.Fakat gördüğüm görüntü ile kurşun yemişe döndüm. Evîn'in halini görünce dün gece gözümün önünden bir bir geçmişti. Ben ne yapmıştım ben bunu Evîn'e nasıl yapmıştım.
Kendimi toparlayıp Evîn'i kucağıma aldığım gibi odadan çıktım aşağı indiğimde herkes kahvaltı masasındaydı Kemal beni görür görmez arabanın kapısını açıp kendiside şoför koltuğuna oturdu arabaya bindiğimiz gibi Kemal hastaneye sürmeye başladı.
Hastaneye gelir gelmez Evîn'i sedyeyle içeri almışlardı. Koridorda beklerken daha fazla dayanamamış dışarı çıkmıştım vicdanım susmuyordu. Arabaya doğru gidip torpidoda olan sigara paketimden bir taneyi açıp içinden bi sigara yaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑴𝒊𝒓𝒛𝒂
RandomAilesi yüzünden iki yaralı kalp birbirini sarmak yerine savaş başlattılar İhanetin 50 tonunu yaşayan Evîn sevdasını içine gömmüş Aşık olduğu adamın en büyük düşmanı olmuştu. " Benim içim soğuduğunda seninkine ateşler düşsün..."