Mîrza'dan
Hayatımın şokunu Evin sayesinde yaşadığımı itiraf etmeliyim. Hasan Kan'ın konağından ayrıldıktan sonra Evin'in haberi gelmişti. Hasan ağanın yanında oturan Berzan FIRAT'ın konağına Şanlıurfa'ya gitmişti Evin.
İstemsiz şekilde sinirlenmiştim sonuçta boşanalı saatler geçmişti. Başkasının yanında ne işi vardı. Millete beni sevdiğini söylerken o küçük aklında başkasını düşünüyormuş zaten başkalarıyla fingirdiyormuş meğer boşadığım için ailede ki çoğu kişi tepki göstermişti. Onu amcasının yanında görmediğimde endişelenmiştim ne kadar da salakmışım sevgiye ve aşka hâlâ inanabilecek kadar salakmışım.
Ne kadar da iyi bi karar verdiğim şu an daha iyi anlıyorum ama keşke ona bu zamana kadar yaptıklarımın bin katını yapsaydım.
Öfkeliydim öfkeme sahip çıkabilir miydim bilmiyorum zaten sahip çıkmakta istemiyordum. Elimde tutuğum viski bardağını duvara fırlatırken yerimde duramıyordum. O Evîn'in kemiklerini kırmak istiyordum. Berzan iti yüzünden mi o kadar dik başlıydı bana karşı son zamanlardaki tavırlarını düşündükçe sanki beynime kan sıçrıyordu.
Kapıdan çıkacağım sırada Kemal yanıma gelmişti.
" Abi... haber geldi. Berzan Fırat yola çıkmış ne yapalım?"
"Bir şey yapmayın adamların hepsini topla Fırat konağına gidiyoruz. Evîn'i getireceğiz onunla henüz işim bitmedi. Onu bu kapıdan gönderirken kırılmadık kemiğini bırakmayacağım o istediği gibi elini kolunu sallayarak gidemez!"
Kemal beni anladığına dair kafasını sallayıp yanımdan ayrıldı. Bahçeye çıktığımda sigara paketimden sigara çıkarıp dudaklarımın arasına yerleştirdim çakmağı ceplerimde ararken birisi sigaramı dudaklarımın aldı bakışlarımı kaldırdığımda Ceylan ile göz göze geldik. Ayaktaydı onu gördüğümde tekerlekli sandalyede yüzü gözü dağılmış bir şekilde babasının yanındaydı. Ama şuan karşımda sapa sağlam duruyordu. Şaşkın gözlerle ona bakarken
"lan sen ben geldiğimde tekerlekli sandalyedeydin nasıl oldu da ayaklandın aq."
dediğimde Ceylan kıkırdayarak gülmeye başladı.
"Bana bak Ceylan karşımda gülüp durma zaten sinirliyim sinirimi senden çıkar..."
cümlemi bitirmeden Ceylan " Ah be Mîrza beni boşver. Sen Evînî düşün boşanır boşanmaz nasılda başkasının kollarına gitti. Sen hâlâ anlamadın mı gerçekten?... Evîn hiç bir zaman seni sevmedi nasılda inandın onun masum yüzüne bak ayrılır ayrılmaz ona gitti teyzemin çalışanı söyledi buraya geldiğimde Berzan konağa varmış Berzanı'ın odasına çıkmı...."
"Bana bak Ceylan seni öldürürüm. Yemin ederim öldürürüm. Ve bu ölüm öyle acılı olur ki acıların son bulsun diye yalvarırsın."
Ceylan umursamaz bir tavırla karşımda benden aldığı sigaramı yakıp önümden geçerken " buraya eşyalarımı almaya geldim. Sende burda dur da sana bir bardak soğuk suyla evlendiğinden beri çıkan boynuzlarını silmen için bez getireyim." dediğinde resmen dumura uğramıştım.
Ceylanın arkasından gideceğim sırada Kemal "abi araba hazır seni bekliyoruz." deyince Ceylanı boşverip
Kemal ile birlikte arabaya doğru ilerledim "Kemal sen adamlarla gel" dediğimde Kemal arkadaki araçlardan birine bindi bende şoför koltuğuna geçtiğimde arabayı çalıştırıp gaza yüklendim .
Ceylan'ın söyledikleri kullaklarımda çınlıyor Evîn 'in kırılmadık kemiklerini bıkarkmayacağıma yeminler ediyordum.
Yazardan
Mîrza son sürat arabasını sürerken arkasında olan korumalar Mîrzaya yetişemiyorlardı. Ceylan Mîrza'nın sinirli halinden yararlanmış onu Evîne karşı doldurmuştu.
3 saat süren yolu Mîrza 1 buçuk saate gelmiş Arabasını FIRAT konağının ilerisinde durdurmak zorunda kalmıştı. Hasan Kan'ın adamlarını konağın önünde silahlanmış bir vaziyette duruyordu. Mirza arabadan ineceği sırada konağın kapısı açıldı Evîn ağzında ki sigarasından derin bir nefes alıp arkasına dönüp birşeyler söylüyordu. Öyle gür sesle konuşuyordu ki Mîrza'nın eli arabanın kapısında kaldı.
Evîn'in Mîrza için söylediği sözler Mîrza'nın kapıda duran eli yawaşça aşağıya düştü. Mirza Evînden sakladığı şeyleri Evîn'in öğrendiğini anlamıştı.
Evîn ağzında ki sigarasını yere attığında Hasan Kan öyle bir tokat atmıştı ki. Evîn'in yüzü yana düşmüştü. Sinirden deliren Mîrzayı Kemal tutmaya çalışıyordu.
O an Mirza Hasan Kan'ın herşeyi bildiğini zaman kazanmak için kendisini yanında tutmaya çalıştığını Berzan'ın apar topar gidişini anlamıştı. Berzan Evîn'i korumak için Şanlıurfa'ya getirmişti.
Mirza yaptığı hatanın farkına yeni varıyordu Kan konağında Evîn'i korumayacağını boşadığını söylemişti bi kaç kişiye. Ve şimdi Hasan Kan bundan cesaret alarak Evîn'e vurmuş ve silah çekmişti.
Mîrza düşündükçe çıkmaza giriyordu. Düşüncelerinden ayıran silah sesi olmuştu Herşey dakikalar içinde gerçekleşti Mîrza olduğu yerde adım atamıyor Evîn havaya silah sıkmış Hasan Ağa'nın adamları silahlarını kaldırarak hedef olarak Hasan Kan'ı ve Fırat Konağının önüne duranlara çevirmişlerdi. Hasan Kan gülüyor Fırat Konağının içinden adamlar çıkıyordu.
Araba seslerinin gelmesiyle Mîrza sağına baktığında 20den fazla aracın konağın önünde ve çaprazında durduğunu gördü. İçinden ağır makineli silahlarla donatılmış adamlar aşağı indiğinde Hasan Kan'ın gülüşü donuklaştı.
Havaya silahlar kaldırılıp sıkıldıktan sonra hedefler yine Hasan Kan ve Fırat Konağının içindekiler olmuştu. Evîn bir arabaya binip " Artık Himayemdesiniz! Sıra Mîrza Agire de gelecek ama önceliğim sizlersiniz sevgili amcam sevgili babam ve annem ah seni hiç unuturmuyum Asırcığım. Daha senle işim çok o bana savurduğun tehtitleri üzerinde uygulayacağım " dediğinde Mirza artık şoka bile giremiyordu.
Mîrzadan
Evîn babasını bulmuş buda yetmemiş annesinide bulmuştu. Ama şuan onlara silah çekmiş tehtitler savuruyordu ne oluyordu aq
Evîn'i araştırmıştım ama böyle bu kadarını ben bile tahmin edemezdim. Adamların bazıları Evîn'in arabayı çalıştırmasıyla araçlarına binmişlerdi konağın önü boşalmaya başlamıştı. Konağın kapısına baktığımda tek bir suret dikkatimi çekmişti.
Asır burdaydı yıllarca ortalıklardan kaybolan dünya çapında bile bi ara kırmızı bülttenle aranan Asır burdaydı. Ama burda ne işi vardı. O an
Evîn'in "seni hiç unuturmuyum Asırcığım. Daha senle işim çok o bana savurduğun tehtitleri üzerinde uygulayacağım" dediği aklıma gelince sanki kanım çekilmişti.
Evîn Asır'ın ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyordu. Evîn Asırın acımasızlığını bilmiyordu.
Arabaya bindiğim sırada Asırın bakışları benim tarafıma döndü. Yıllar sonra karşılaşmanın ağırlığı gögsüme oturdu. Öyle sert öyle acımasız olmuştu ki ve bu benim yüzümden olmuştu. Onun böyle olmasının tek sebebi bendim ve bu olmayan vicdanımı sızlatmaya yetiyordu.
Gözlerini kapatıp uzunca bi süre açmadı derin bi nefes alıp tekrar gözlerini açmıştı. Bu hareketini her sinirlendiğinde her can yakacağı zaman yapardı. Benim Evîn e yaptığım herşeyin bin beterini yapacağının kanıtıydı.
Daha fazla orda durmadım.
Arkadaşlar bu bölüm biraz kısa oldu idare edin
Yorum ve oy vermeyi unutmayın seviyorum sizi 🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑴𝒊𝒓𝒛𝒂
RandomAilesi yüzünden iki yaralı kalp birbirini sarmak yerine savaş başlattılar İhanetin 50 tonunu yaşayan Evîn sevdasını içine gömmüş Aşık olduğu adamın en büyük düşmanı olmuştu. " Benim içim soğuduğunda seninkine ateşler düşsün..."