Sabah olduğunda çalan alarma yüzümü buruşturup uyandım. Sanemlerde kalmıştım ve sabaha kadar konuşmuştuk. Saat 5 gibi de sızıp kalmıştık ve şimdi okula gitmek için 7'de kalkmak zorundaydık. "Hiç okula gidesim yok" diyen Sanemi onaylayarak kafamı salladım. "Bnmde" mırıldanışım hiç anlaşılmamıştı ama yorgana daha sıkı sarılmıştım. "Gitmesek" o da daha fazla yayıldığında pat diye açılan kapıyla sıçradım. Önüme düşen hafif terlemiş saçlarımı geriye atarken yarı açık saçlarımla Sanemin annesine baktım. "Kızlar hadi kalkın. Gecikiyorsunuz okula" kafamı sallayıp Sanemin poposunu cimcikledim. Mızırdanarak yataktan kalktı. İkimizde sırayla lavaboya girip yavaş yavaş hazırlanmaya başladık. Saat çoktan 7.30 olmuştu. Sanem üzerine rastgele bir tişört ve pantolon geçirip saçlarını havada toplarken ben de onun mavi bir tişörtünü giyinip bol mavi pantolonunu üstüme geçirdim. Tişörtü içime sokarken Sanem de gelip saçlarımı tepede at kuyruğu şeklinde bağladı. "Biraz makyaj yaparız okulda. Aldım ben malzemeleri. Akşam Çağrıya ders verirken göz altı torbaların poz vermesin çocuğa" gözlerimi devirip beyaz nike çoraplarını ayağıma geçirdim. "Şu an Çağrı falan umrumda değil. Uyumak istiyorum sadece" sanemin annesinin aşağıdan bağıran sesi bize ulaştı. "KIZLAR 48 GEÇİYOR" Sanemle birbirimize bakıp apar topar aşağı koştuk. "Biz çıkıyoruz." okula 12 dakikada ulaşmamızın imkanı yoktu. "ANNE GÖRÜŞÜRÜZ" beyaz converslerimi giyip Sanemle el ele okula koşmaya başladığımız sırada aniden durup Saneme döndüm. "Çantamı sizde unuttum!" gözlerini devirip geri eve doğru koşmaya başladı. "Gerizekalısın" o sırada kapının önüne Sanemin annesi çıkmış elinde çantamı tutuyordu. Çantayı aldığımız gibi dönüp okula koşmaya başladık. "Hangi hocanın dersi vardı bugün ya?" nefes nefese kafamı iki yana salladım. "Hiçbir fikrim yok" bana cevap verdi. "İnşAllah kırbaç Osmanın değildir* adamın lakabı oydu çünkü kemeriyle bir öğrencisine vurduğunu görmüştük. Tabii cezasını almıştı ama hala öğretmendi. Okula girip güvenliğe selam vererek koşmaya devam ettik. Güvenlik bizim bu hallerimize çok alışmıştı." Bir daha sabahlarsak bizim evde sabahlayalım. Okula gelmemize gerek kalmaz" merdivenleri çıktığımızda durup ellerimi dizlerime koyarak nefeslendim. "Öl-ölücem duralım biraz" neredeyse sürünerek sınıfa girip sıramıza geçtik. Hoca daha gelmemişti. Sarf ettiğimiz efora değmemişti yani. "HOCA YOKMUŞ ARKADAŞLAR. DERS BOŞ" herkes ayaklanıp bahçeye koştuğunda Sanemle birbirimize baktık. "Skicem he" Sanem kafasını sıraya gömüp uyumaya başladığında derin bir nefes verip bende kafamı sıraya koydum. Acayip uykum vardı...
🎻🎻🎻
Uyandığımda sınıfta ders işleniyordu. Yüzümü buruşturup duvardaki saate baktım. Öğlen olmuştu. Sabahki son dersteydik. Saçlarımı düzgünce toplayıp defterimi çıkardım. Hala uykuluydum ama hocanın farketmesini istemiyordum. Boş boş hocayı izlemeye başladığımda sızlayan başım bana müsade etmedi. Çok dengesiz bir başlangıç olmuştu. Kafam çatlıyordu uyu uyan uyu yüzünden. Yemekte yememiştim. Sanemi dürttüğümde kafasını çevirip bana baktı. "Öğlen olmuş. 10 dakika sonra zil çalacak" kafasını kaldırıp etrafa bakındı. "5 derstir uyuyor muyum ya?" kafamı salladım. "Uyumuşuz." kafasını çenesine yaslayıp tahtaya bakmaya başladı ama gözleri hala gidiyordu. "Acıktım ben" dediğinde kafası hala çenesindeyken kafasını hafifçe salladı. "Ben de"
Zil çaldığında cüzdanımızı alıp kantine ilerledik. "Keşke makyaj yapsaydık. Öcüye benziyoruz" gülerek kafamı iki yana salladım. "Umrumda bile değil" kantinde sıraya girip beklemeye başladık. "Sen otur ben bir şeyler alır gelirim" kafasını sallayıp hiçbir şey demeden döndü ve bize boş bir masa bulmak için ilerledi. O sırada görüş açıma kızıl saçlar girdi. "Selamm" gülümseyen suratıyla Pırılı görünce gülümsemeye çalıştım. "Selam" şaşkınca bana baktı. "Ağladın mı sen tüm gece bu halin ne!?" eliyle göz altıma dokunduğunda biraz geri çekilip gülümsedim. "Arkadaşımla sabahladık. Derste uyudum biraz. O yüzden" kafasını salladı. "İyi bari. Korktum bir şey oldu diye" gülerek ona baktım. "İyiyim. Sen nasılsın?" gülümsedi. "İyiyim. Bugün garaja gelecek misin? Beraber geçelim" kafamı salladım. "Olur geçeriz" sıra bana gelince iki tost isteyip kenara çekildim. Pırılda birkaç şey alıp arkadaşlarının yanına ilerlemişti. Tostları alıp Sanemin yanına ilerledim. Dirseklerini masaya koymuş eliyle başına masaj yapıyordu. O da benimle aynı durumdaydı. Mal gibiydik ikimizde. Tostu önüne bırakıp yanına oturdum. Büyük bir ıssırıp alıp yutmadan Sanemi dürttüm. "Yiyip makyaj yapalım. Pırıl tüm gece ağladığımı sandı" gülerek tostunu ıssırırken diğer eliyle başını sıktı. "Tüm gece ağlasak daha iyi gözükürdük" aynada hiç kendime bakmamıştım ama sanırım yüzüm gözüm şişmişti. O tepki öyle bir tepkiydi çünkü. "Hadi ye. Boşver şimdi Pırılı" kafamı sallayıp yemeye devam ettim. Çıkışta Pırılla garaja gidecektim. Bir günde büyük bir adımdı bu. Samimi bir kızdı. "Ben insanlara ters ters mi bakıyorum?" geceden beri bunu sorguluyordum. Sanem bana bakıp göz devirdi. "Suratına bie yumruk atıcam ve makyaj bile kapatmayacak. Bak Çağrı eniştem de demiş. Güzel bakıyorsun boşver sen denilenleri" sırıtmaya başlarken birden suratımı eski haline getirdim. "İltifatlarına düşemem. Sadece beni tavlamaya çalışıyor. Benim götümü kollamam lazım" kıkırdayarak tostunun son parçasını ağzına atan Sanem bana baktı. "Aynen kanka. Kolla götünü. Neyse hadi kalkalım ya" ben de son parçayı ağzıma atıp ayağa kalktım. Gidip kendime bakım yapsam iyi olurdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkİ ŞekeR
Ficção AdolescenteGülümseyerek yüzüme doğru düşen saçlarımı iki eliyle kulaklarımın arkasına çekti ve avuçlarını yanağıma koydu. "Kız arkadaşım olsana" gözlerim şaşkınca genişlerken Çağrıya baktım. "Ne?" gülümseyip alnıma bi öpücük kondurdu. "Maç bitene kadar bekleri...