Gülerek Utku'nun soruyu cevaplamasını bekliyordum. Doğruluk cesaretlilik oynuyorduk. "Ee hadi ama Utku!" Pırıl kıkırdayarak artık cevaplaması için baskı yaptığında Utku göz devirdi. "Ya şimdi eski defterleri açmaya ne gerek var" dediğinde kıkırdadım. "Hayııır. Saklayamazsın" kafasını tavana atıp derin bir nefes verdi. "Kız benim gay olduğumu düşündüğü için ayrıldık" herkestan kahkaha atarken kafamı geriye atarak güldüm. Hepimiz nefes nefese kalmıştık. Sabah beri o kadar saçma sorular dönüyordu ki çevrede.
"Eee Kumsal sıra sende" diyen Tugaya baktım şaşkın şaşkın. Bana hiç soru sorulmamıştı daha. "Sor bakalım" dediğimde tatlı tatlı gülümsemeye çalıştım. Gelecek her türlü sorudan çok korkuyordum. "HMM. En saçma anılarından birini anlat" elimi çeneme koydum. "Düşünmem lazım" Sanem kahkaha atmaya başladığına ona baktım. Aklına ne gelmişti Allah bilir. "Ne?" dediğimde kahkahasının arasından anlatmaya çalıştı.
"Şey. Şey. Mah-mahmutu anlatsana" yüzümü buruşturup başka tarafa döndüm. "İğrenç. Anlatamam" Çağrının sesini duyunca bakışlarım ona döndü. "Mahmut kim?" Saneme kötü bakışlar atıp Çağrıya döndüm. "Bana platonik bir çocuktu. Küçükken. Yani anasınıfında falan. Burnunu temizlemiştim" yüzümü buruşturup öğürür gibi yaptım. "Niye burnunu temizledin lan?" Utku'nun sorduğu bu soruyla derin bir nefes verdim. "Ağlamıştı. Beni sevmiyorsun diye. Bende burnunu silmiştim. Belki silersem sevebilirim yüzüne bakabilirim en azından diye" herkes kahkaha atmaya başladığında göz devirip önümdeki bardaktan kola içtim. "Mahmutun burnunu sildin" Çağrı yanımda fısıldayınca ona döndüm. "Üf Çağrı dalga geçme" sırıttı. "Mahmut" diyip güldüğünde omzuna yumruk attım.
"Sen en pis anını anlat hadi. Sıra sende" sırıtıp arkasına yaslandı. "Bir kız üstüme kusmuştu" herkes durup devamını anlatmasını bekledi. "Kızla rangera bindik. Kız inince üstüme kustu." yüzümü buruşturup tekrar kola içtim. "Bunlar ne boktan muhabbetler oldu ya" diyen Sanemle hepimiz ona döndük. "Bok demişken... Amberin yatağa sıçtığı haberi gördünüz mü?" kıkırdayıp Utkuya yastık fırlattım. "Tamam pislik yapmayın yeter" herkes oy birliğiyle bu dediğimi kabul etti.
Çalan telefon sesiyle geriye yaslanıp koltuktaki telefonumu aldım. Abim arıyordu. "Alo, efendim" karşıdan nefes nefese bir ses geldiğinde kaşlarımı çattım. "Napıyorsun?" etrafa bakınırken Çağrıyla göz göze geldim. "Arkadaşlarımla oturuyorum" abimin arkasından sesler gelirken Çağrıyla birbirimize bakmaya devam ediyorduk. "Şu yakışıklı arkadaşın da var mı?" sırıtıp halıya baktım. "Evet burda. Ne oldu niye aradın söylesene sen artık" top sesleri geliyordu. "Basket maçını ayarlayalım artık. Söyle" kafamı salladım. "Söylerim. Bunu demeye mi aradın?" karşıdan birine bağırıp bana döndü tekrar. "Anahtarın var mı? Evde değilim" düşünürken dudağımı büzdüm. "Evet. Var." çat diye telefon suratıma kapanınca gözlerimi devirip telefonu koltuğa bırakarak tekrar öne kaydım. "Kimdi?" diyen Çağrıya baktım tekrar. "Abimdi" kafasını salladı. "Ne diyor?" etraftakilere baktım. Herkes kendi arasında sohbet ediyordu. "Maçı ayarlayalım dedi." kafasını salladı. "Lisede sahada ayarlarım ben. Oynarız" kafamı salladım. "Olur. Ben de izlemeye gelirim" sırıttı.
"Beni mi destekleyeceksin abini mi" sırıtarak ona baktım. "Sence" bana yaklaşıp kulağıka fısıldadı. "Abin gibi görünecek ama içinden beni destekleyeceksin" kanımda gezinenler yine tepinmeye başlamışlardı. Tüm hücrelerim titrerken nefesini bilinçli olarak kulağıma üflüyormuş gibi hissetmişti. Birkaç saniye fazladan kalıp geri çekildiğinde yüzüne baktım.
Bana karşı gerçekten hisleri var mıydı acaba? Aynısını ona yapacaktım. Ona doğru yaklaştığımda gözlerini gözlerimden ayırmadı. Dudaklarımı hafifçe yanağına sürterek kulağına yaklaştığımda titrek bir nefes aldığını hissettim. Gözleri kapanmıştı. "İçten içe seni desteklememi mi isterdin?" hafifçe sırıtıp dudağımın kıvrımını yanağında hissettirdikten sonra geri çekildim. Gözleri hala kapalıydı. Üzerindeki etkimi görmek beni mutlu etmişti.
Tugayın "Siktir" diye bağırmasıyla ona döndüm. Pırılın suratına bakıyordu. "Kızım niye ağlıyorsun!?" Çağrı da dahil Pırıla baktığımızda hüngür hüngür ağlamaya başladı. "Be-ben çok mutlu oldum" hepimiz şaşkınca birbirimize baktığımızda Sanem kolumu dürttü ve fısıldadı "Histerik mi biraz?" koluna vurup tekrar Pırıla döndüm. Tugay Pırılı kollarının arasına alıp sakinleştirirken gülüyordu. "Siz devam edin sohbetinize o birazdan kendine gelir" sonra onu kucaklayıp odadan çıkardı. Şaşkınca arkalarından bakakalmıştım. "Anlattıklarından daha ilginç bir ortammış" Sanem tekrar kulağıma fısıldadığında gülerek ona baktım. "Ben de şu an öyle düşünüyorum" gülüşerek sohbetimize devam ederken Sanemin yanına oturan Utkuya gözlerim ilişti.
"Utkudan hoşlanma ihtimalin var mı acaba?" sırıtarak yüzüme bakan Saneme kaşlarımı kaldırdım. "İhtimali mi kaldı o banyodan sonra? Çocuğu öpecektim az kalsın" sırıttım. "O da seni öpecek gibiydi" gülümseyerek geriye koltuğa yaslandı. Utkuya bakıp bir şeyler dediğinde ben de Çağrı yerine Yiğite döndüm. Yiğit daha bizden uzak takılıyordu. "Yiğit sohbete katılsana sen de biraz" dediğimde yüzünğ buruşturup güldü. "Date ortamına girmiş derbeder gibi hissediyorum kendimi" dediğinde masadaki çekirdeklerden birini ona attım. "Aramızdaki tek çift PırTu." omuz silkti. "Ben böyle iyiyim yine de" göz devirdim. "Sen öyle diyorsan" attığım çekirdeği çitleyip çöp poşeti olarak ayırdığımız poşete attı. Çağrının yanıma biraz daha yanaştığını farkedince dönüp ona baktım.
"Maçta beni desteklemeni dıştan da baya istiyorum bence" masumca gülümseyerek suratıma bakıyordu. Bu suratla nasıl böyle tatlı gözükebilirdi. Ya da bu mimikleri ne kadar iyi yapıyordu desem daha doğru olurdu. "Taraf tutmasam olmaz mı?" diyip şirin olmaya çalışarak ona baktım. Gülümseyerek saçlarımı karıştırdı. "İlerde abinle aynı takımda oynayacağım mecburen" gözlerimi kırpıştırıp ona baktım. Gelecek planlarına eve gelmek dışında abimle bol bol takılmayı da eklemişti herhalde. "Abimi çok sevdin sanırım. Şimdiden aynı takımda olacak kadar samimileşmeyi düşünüyorsun" dediğimde sırıttı. "Akraba olursak mecbur" ağzım açık suratına baktım. Akraba mı olursanız? Ne? Çenemi tutup yukarı doğru bastırdı. "Sinek girer ağzına" dizlerimin üstünde otururken Çağrıya baktım. "Abim gay" şokla öksürmeye başladığında masadaki bardağa su koyup uzattım. Suyu alıp hepsini içerken suratıma dik dik baktı. "Ne alaka şimdi?" öksürüyordu hala. "Hiç haberin olsun istedim" kıkırdayarak Utku ve Saneme döndüğümde başımın tepesinden tutup beni kendine çevirdi. "Ben kızlardan hoşlanıyorum. Abine söyle. Hatta de ki 'Çağrı tek bir kızdan hoşlanıyormuş'"
ÇAĞRI BİR KIZDAN MI HOŞLANIYORMUŞ!!.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkİ ŞekeR
TienerfictieGülümseyerek yüzüme doğru düşen saçlarımı iki eliyle kulaklarımın arkasına çekti ve avuçlarını yanağıma koydu. "Kız arkadaşım olsana" gözlerim şaşkınca genişlerken Çağrıya baktım. "Ne?" gülümseyip alnıma bi öpücük kondurdu. "Maç bitene kadar bekleri...